Kredi Risk Primi (CDS) farklı amaçla mı kullanılıyor?
Görünen haliyle; kısaca CDS denilen “kredi risk primi”; kredi verenin verdiği kredinin geri ödenememesi durumuna karşılık alacaklarını sigorta ettirme bedelidir.
İşlevsel olarak ise; az evvel yaptığımız tanımın ötesinde bir amacı gerçekleştirdiği şüphesi akıllarda soru işareti bırakıyor. Zira uygulanan haliyle müesses ekonomik nizamın hem sömürme hem de ayar verme sopası olarak işlevini tüm gelişmekte olan ülkeler üzerinde gösterdiğini ifade etsek abartmış olmayız.
“Sigortanın”, asıl gelir olan “Faiz” den fazla olması mümkün mü?
Ne demek bu der gibi olduğunuzu duyuyorum; asıl işi ve geliri verilen borca karşılık faiz geliri elde etmek olan kurumlara tüm dünya ayrıca sigorta primi de ödemektedir. Ne var bunda derseniz, esasen elbette sigorta için bedel ödemek doğal bir durumsa da faizin bazen 3 katı kadar sigorta primi ödeyen gelişmekte olan ülkeler için neredeyse faiz bir yük olmaktan çıkmakta sigorta bedeli ise taşınamayacak kadar ağır bir sömürü enstrümanı haline gelmektedir.
Dünyada son on yılda sadece Arjantin ve Yunanistan vakaları hariç 200 civarındaki ülke her ay ödemelerini vaktinde yapmıştır. Ancak ne hikmetse husussan gelişmekte olan ülkelerde “faizin aslı”ndan fazla “sigorta bedeli” ödenmektedir. Hem de ortada kur riski yokken.
Risk pirimi neye göre belirleniyor?
İşte burası tam bir muamma. Zira objektif kriter yok! Kredi verenlerin iltisaklı olduğu kurumların genel görüşü neticesinde kâh siyasi risk, kâh jeopolitik risk, kâh savaş riski, kâh aman ha rezerv para sahibi ülkeler ile bozulması muhtemel ilişkiler, kâh karşı cephe ile fazla yakınlaştın gibi mesnetsiz veya ölçülemez risk algıları ile yönetilen bir düzen bu!
Her başlıkta rasyonellik başlığını kullandığını ifade edenler bu işe ne der?
Batmış yani borç ödeme takvimine uymamış Yunanistan’ın şu anki “CDS” kredi risk prim maliyeti takribi yüzde 0.9 iken aynı anda tüm borçlarını muntazam olarak daima ödemiş Türkiye’nin risk prim maliyeti ise yüzde 4’tür. İşte bu kadar objektif kriterler üzerinden hesaplanan risk primi maliyeti, bu çarpık neticeyi meydana getiriyor!
Kalkınmanın önüne engel olmak için CDS’mı kullanılıyor?
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları, gelişen makroekonomik temellerinden veya küresel ekonomik ortamdan bağımsız olarak, sürekli olarak aşırı şişirilmiş riskleri gelişmekte olan ülkelere tahsis etmektedir. Bu “algı primleri”, ülkelerin en büyük kalkınma zorluklarından biridir.
Tefeci zihniyeti CDS’te kendini gösteriyor!
Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapmak üzere kurulu bir sistemden bahsediyoruz. Finansmana ihtiyacın yoksa kredi maliyeti düşük, yok eğer ihtiyacın varsa maliyet yüksek.
Siyasi riskler, jeopolitik riskler veya seçim riski gibi bahaneler ile oluşturulan risk algısı Siyonist düzenin tüm ulus devletleri sömürdüğü düzenin sıradan bahaneleridir.
Dünya, CDS prim düzeni gibi haksız yapılarla terbiye edilmekten aciz hale gelmiştir. Buna dur diyecek, yeni alternatifler üretecek tek cesur ses de Türkiye’den çıkmaktadır.