Kim bu oligarklar?
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik müdahalesi sonrasında, batı tarafından ekonomik müeyyidelerin hedefi haline gelen Rus oligarklar, yeniden gündemde. Sovyet dönemi sonrasında, petrol, maden ve enerji başta olmak üzere birçok sektörde özelleştirme dalgası ile hızla servet biriktiren oligarklar, Rusya’ya yönelik müeyyidelerde öncelikli hedeflerden biri haline geldi.
Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi ile Rus oligarklar, gündemin ilk sıralarında yer almaya başladı. Oligarşiye dayalı yönetimlerde bir azınlık zümre yönetimini destekleyen anlamına gelen oligark terimi, Sovyet sonrası dönemde özelleştirme ile zenginleşen kesimleri tanımlamak için kullanılmaya başlandı.
Dünyanın en büyük servet transferi
Aynı zamanda orantısız siyasi güce sahip zengin iş insanları olan Rus oligarklar, iki dalga halinde ortaya çıktı. Buna göre ilk grup 1990’ların başındaki özelleştirmelerden, özellikle devlete ait işletmelerin nakit satışı ile güç kazanan isimlerden oluştu.
Parti içinde güçlü bağlantılara sahip bu isimler, serbest piyasanın nimetlerinden faydalanarak ultra-zengin iş insanlarına dönüşürken; Sovyet döneminde sıradan birer memur, mühendis ya da teknisyen olan oligarklar özelleştirmeler sayesinde, kısa sürede siyasetin de yönünü belirlemeye başladı.
Özellikle 1996 seçimlerinde, desteği azalan Yeltsin karşısında komünistlerin Zyuganov gibi güçlü bir adayı desteklemesi, oligarklar arasında huzursuzluğa neden olurken, ultra zenginler Yeltsin’i desteklemek için tüm kaynaklarını kullanmaktan çekinmedi. Basını kontrol eden oligarklar sayesinde, Yeltsin ikinci turda sandıktan yüzde 53 oy ile zaferle ayrılmasını bildi.
Putin’in 2000 yılında iktidara gelişi ardından yürürlüğe soktuğu devlet sözleşmeleri ise ikinci grup oligarkların ortaya çıkışına zemin hazırladı. Putin, medya ve doğal kaynaklar gibi stratejik sektörlerdeki oligarkların hisselerini devlete geri satmaları için siyasi baskı uygularken; bu hamleler Putin’in ekonomi ve oligarklar üzerindeki kontrolünü güvence altına almasını sağladı.
Günümüzde milyarlarca dolara hükmeden özelleştirme zenginleri, Yeltsin döneminde iktidarın en büyük destekçileri iken; Putin, göreve gelmesi ardından bu isimleri siyaset dışına itmeye başladı. Mart 2000’de özellikle Berezovsky’ın desteğini alan Putin, iktidarını pekiştirdikçe oligarkları da etkisiz hale getirmeye çalışırken, kendisine yakın isimleri ise destekledi.
Müeyyidelerin hedefindeler
Rus oligarklar, ilk olarak ABD, Avrupa Birliği ve Kanada başta olmak üzere 2014’te Rusya’nın Kırım yarımadasını ilhak etmesinin ardından müeyyidelerin hedefi oldu.
Ukrayna saldırısının ardından ilk olarak Avrupa Birliği, aralarında Rus oligarkların da olduğu 26 kişiye ekonomik müeyyide kararını duyurdu. ABD ise 19 Rus oligark ve aile üyelerine yönelik müeyyide kararında, bu kişilerin Kremlin ile ilişkileri sayesinde zenginleştiklerini belirterek, ABD’de mal varlıklarının dondurulacağına vurgu yaptı.
Rusya’nın Ukrayna topraklarını işgal etmesinden sonra yürürlüğe giren bu tedbirler ise açıkça Rusya’nın seçkinlerini Başkan Putin’i destekledikleri için cezalandırma amacını taşıyor.
- Putin’in yakın çevresinin parçası olarak ifade edilen ultra-zengin Ruslar’ın mal varlıkları dondurulmaya ya da bunlara el konulmaya başlandı. Tarihsel olarak tarafsız İsviçre bile Putin’in ve diğer üst düzey Rus yetkililerin varlıklarını dondurmak için AB’nin kararına katıldı.
Batı ülkeleri tarafından Rusya’ya yönelik müeyyidelerden nasibini alan oligarkların, Rus ekonomisinin yarısını kontrol ettikleri iddia edilirken; dünyanın en zengin 500 kişisi arasındaki 20 Rus milyarder, müeyyideler nedeniyle 80 milyar dolar kayba uğradı.
Ukrayna’nın işgali karşısında diplomasi ve savaş arasında bir orta yol olarak Batı’nın uyguladığı müeyyide seçeneği karşısında, en az zararla çıkmak isteyen Rus oligarklar ise şu an için savaş karşıtı açıklamalar yapmakla ve bazıları hisselerini devretmekle yetiniyor.