Kıbrıs Akdeniz’in Singapur’u olabilir mi?
Ekim ayında, Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu ve Kuzey Kıbrıs Genç İş Adamları Derneği’nin misafiri olarak tekrar ziyaret ettiğimiz Lefkoşa’da (Kıbrıslı kardeşlerimiz “Lefkoşe” demememiz gerektiği hususunda bizi uyardılar), Kıbrıs’ın ekonomik geleceği için bir vizyon geliştirme Çalıştayı’ndaydık. Kuzey Kıbrıs Yatırım Ajansı, Ticaret ve Sanayi Odaları yetkililerinin verdiği en son bilgilerle Kıbrıs ekonomisi hakkındaki bilgilerimizi güncelledik. Ardından, TÜGİK Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Erhan Özmen, TÜGİK Genel Sekreteri Tezcan Karakuş, Kuzey Kıbrıs GİAD Başkanı Muhittin İnce, Türk Hollanda Dostluk Derneği Başkanı Edip Aktaş ve TÜGİK ve GİAD iş adamları ile birlikte vizyon arayışı toplantıları yaptık.
Ortaya çıkan ön vizyon, Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik vizyonunun, Akdeniz’in Singapur’u olması oldu. Bu amaçla 6 aylık bir süreç içinde çeşitli araştırma raporları ve çalıştaylar düzenlenecek ve sonrasında ortaya çıkan ayrıntılı vizyon Kuzey Kıbrıs’ta lanse edilecek.
Neden Singapur? Çünkü Kuzey Kıbrıs’ın 3300 kilometrekarelik yüzölçümünün beşte biri kadar bir alanda Singapur 400 milyar dolara (yani Türkiye’nin iki katından daha fazla) yakın ihracatı olan iktisadını çeşitlendirmiş bir minik dev şehir devleti. Lee Kuan Yew 1950’lerde Başbakan olduğunda (şimdi oğluna devretti) tabiri caiz ise bir mezbelelikti Singapur. Bunları Lee Kuan Yew’un hatıralarında veya benim Asya Kaplanları: Sanayi Politikaları ve Kalkınma adlı kitabından (1998; Alfa Yayınları) okuyabilirsiniz. Lee Kuan Yew, vizyoner liderliği ile, fakir ve “pis” Singapur’u 30 senede dünyanın en temiz, en müreffeh en gelişmiş ekonomilerinden birisi haline getirdi. İngilizler tarafından köle ya da ucuz işgücü olarak Çin veya Hindistan’dan getirilen fakir insanların ülkesinde Yew dünyanın en büyük sosyal güvenlik/tasarruf sistemlerinden birisini kurdu. 2007-8 krizinde Merrill Lynch’i Singapur kamu Holding’i Temasek kurtardı! Türkiye ise Sümerbank’ı 1970’lerden sonra batırdıktan sonra 2000’lerde tasfiye etti.
Singapur, sıfır tabii kaynaklara sahip bir beldedir. Tarım yapacak toprağı yoktur. Kullanacak ya da içecek suyu inşaat yapacak kum ve taşı yoktur; bunları ithal eder. Tabi her türlü enerji kaynağını da. Bu yüzden Lee Kuan Yew, sonradan şöyle diyecekti: “Gençliğimde zenginliğin ancak altın ya da petrol gibi kaynaklarla olabileceğini düşünüyordum; şimdi anladımki zenginliğin tek kaynağı insan.” Singapur ekonomik mucizesinin özeti de buydu; uzak, bağımlı ve bakımsız bir İngiliz sömürgesi iken bir nesilde İngiltere’den daha zengin ve gelişmiş hale gelmek. Hızlı kalkınmanın sırrı neydi?
Tabii kaynakları olmayan Singapur, kısa ve hızlı kalkınma döneminde bir çok ilki başardı. Tek ayağa basmayan, çeşitlendirilmiş bir ekonomik yapı; sanayi, turizm, topraksız tarım, teknoloji, finans, lojistik.
- Singapur’un kalkınma ilkelerinden birisi de GSYH’nın en az yüzde 15’inin (katma değerli; markalı; teknolojili) imalat sanayiinden gelmesi. Normal şartlarda hiçbir iktisatçı bu derecede küçük alana sahip bir ekonomiye sanayileşmeyi tavsiye etmez.
Türkiye’ye Marshall Planından başlayarak yapılan dış tavsiyeleri hatırlayalım: “Rikardiyen (mukayeseli) üstünlüğünüz toprak ve (ucuz) işçilikte; o halde siz buğday üretin biz de makine; siz bize buğday satın biz de size uçak, araba, bilgisayar….”
Ancak sanayiye verilen önem, Singapur’da başka sektörlere önem verilmiyor manasına gelmiyor. Yukarıda anlattık. Düşünün susuz, nüfusu 5,7 milyonluk bir adaya 18 milyon çeker Singapur; bunlar ucuz turist değildir. Alışveriş yapmaya, iyileşmeye, kelebek bahçelerini ziyarete, golf oynamaya gelirler Singapur’a turistler. Belçika ve İsviçre havayolları hinterlandı olmadığı için batarken Singapur Havayolları dünyanın en büyükleri arasındadır. Limanı da. Singapur’dan yönetilen fonların büyüklüğü 3 trilyon dolar seviyesindedir.
Sonuç; Singapur modeli, Kuzey Kıbrıs’taki yavru vatanımız açısından güzel bir kızıl elma olabilir.