Keşmir’de gerilim tırmanıyor
Hindistan’ın Keşmir’in özel statüsünü kaldırmasından bu yana, zaten tartışmalı olan bölgede gerilim iyice tırmanıyor.
İnternet ve diğer iletişim araçlarının yasaklandığı ve liderlerin ev hapsinde tutulduğu Keşmir, hükümetin on binlerce ilave birlik konuşlandırmasıyla tecrit altında kalmaya devam ediyor.
Bu arada Anayasa’nın 370’inci maddesinin kaldırılmasından sonra saldırgan bir tavır takınan Hindistan, Cemmu ve Keşmir’in Hindistan’ın ayrılmaz bir parçası olduğunu ve Hindistan’ın iç meselesi olduğunu savunuyor. Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar Pakistan işgali altında olan Keşmir’in de Hindistan’ın bir parçası olduğunu ve eyaletin bir gün kendi yetki alanına gireceğini beklediklerini belirtti.
Nobel ödüllü Malala Yousafzai, uluslararası topluma Hint idaresindeki Keşmir’deki çocukların güvenli bir şekilde okula geri dönmelerine yardımcı olma çağrısında bulunarak, attığı bir tweette şunları söyledi: “Keyfi olarak tutuklanan ve hapsedilen çocuklar, 40 günden fazla bir süredir okula gidemeyen öğrenciler ve evlerinden ayrılmaktan korkan kızlar da dahil olmak üzere dört bin kişi hakkında tutulan raporlar beni derinden endişelendiriyor.” Ancak Hindistan, konuşma özgürlüğünü sürekli olarak kısıtladığı için Keşmir’deki insan hakları ihlalleri olaylarına karşı ses çıkarmak pek de kolay değil. Örneğin, Keşmir’de İnsan hakları ihlallerinin tırmandığını iddia eden Keşmirli siyasi aktivist Shehla Rashid, Delhi polisi tarafından isyana tahrik suçuyla tutuklandı. Anayasa’nın 370’inci maddesinin feshedilmesinden sonra
Rashid Hint ordusunu Cemmu ve Keşmir’de insan haklarını ihlal etmekle suçladı. Ancak Hint ordusu iddiaların asılsız ve doğrulanmamış olduğunu söyleyerek suçlamaları reddederken, Rashid attığı bir tweette, “Askerler geceleri evlere giriyor, erkekleri götürüyor, evleri yağmalıyor ve gıda maddelerini kasten yerlere döküyor,” dedi.
Aslen Keşmir’in Srinagar şehrinden olan ve şu anda Madya Pradeş’in Bhopal şehrinde yaşayan genç bir Keşmirli üniversite öğrencisi, ismi gizli tutulması şartıyla şu sözleri sarf etti: “Hindistan Anayasa’nın 370’inci maddesini feshettiği için çok mutlu olmalı, ancak halkın sesini ne kadar daha bastırabilecek? Özel statü Keşmir halkı için çok şey ifade ediyordu. Halk şimdi büyük bir hüsran içinde. Keşmir’deki aile fertlerim ve arkadaşlarım için endişeleniyorum. İnternet hizmetlerinin durdurulması en çok öğrencileri etkiledi. Bazıları seçme sınavlarına kayıt olamadı. Çocuklar okula gitmiyor, zamanlarını boşa harcıyorlar.” Delhi’de de ismini vermek istemeyen bir Keşmirli kadın gazeteci de Hindistan’ın diğer bölgelerindeki halkın hükümet destekçileri oldukları için Keşmir’de olup bitene ses çıkarmayacaklarını, ve korkmayanların ise hain ve düşman ülke Pakistan’ın destekçisi olarak yaftalanabileceklerini söyleyerek, bu kısıtlamanın hükümet istediği sürece devam edebileceğini belirtti.
Başkent Delhi’de bir mağazada çalışan ve ismini vermek istemeyen başka bir Keşmirli, karısı, annebabası ve diğer aile fertleriyle çok uzun süredir iletişim kuramadığını söyledi. Birkaç sabit telefon hattının onarıldığını, ancak evinde sabit telefon hattı olmadığı için ailesiyle konuşamadığını söyledi. Karısının bir şekilde, çalışan bir sabit hattı olan bir yerden kendisine ulaştığını söyledi.
Bu arada, İnternet hizmetleri Keşmir’in tamamında kesilirken, yetkililer mobil cihazlarla yapılan sesli aramaların yalnızca Keşmir’in kuzeyindeki Kupwara ve Handwara emniyet müdürlüklerinde çalıştığını açıkladı.
Hükümet son olarak, sıkı Kamu Güvenliği Yasası uyarınca ev hapsinde tutulan eski Cemmu ve Keşmir eyaleti Başbakanı Farooq Abdullah’ı gözaltına aldı. Söz konusu yasa, hükümetin bu yasa kapsamında herhangi bir kişiyi yargılamadan iki yıla kadar tutuklamasına izin veriyor.
- Öte yandan aktivistler, Keşmir’deki insan hakları ihlalleriyle ilgili iddialara karşı Yüce Divan’a başvurdular. Mahkeme, Cemmu ve Keşmir Yüksek Mahkemesi’nden, 5 Ağustos’ta 370’inci maddenin kaldırılmasının ardından eyalette yapılan kısıtlamalar sırasında Keşmir’deki çocukların tutuklandığı iddiasıyla ilgili bir rapor istedi.
Keşmir’de çocukların tutuklandığını iddia eden Avukat Huzefa Ahmadi, ve çocuk hakları aktivistleri Inakshi Ganguly ve Shanta Sinha, 18 Eylül’de Anayasa Mahkemesi’ne Keşmir Vadisi’ndeki halkın eyaletteki yüksek mahkemeye erişiminin olmadığı gerekçesiyle başvurmuştu.