İsrail ekonomisi ayakta kalır mı?

Prof. Dr. Murat Yülek.
Prof. Dr. Murat Yülek.

Yapay bir devlet olarak 1947 yılında kurulmasından bu yana İsrail hala güçlü bir ekonomi ve sosyal yapı kuramadı. Bunun ana sebebi, İsrail’in bir devlet kurma ve yaşatma geleneğinin olmaması ve müntesiplerinin bin yıllarca değişik toplumların içinde gettolarda farklı bir hayat yaşaması olabilir.

Yahudi cemaati, yüzyıllarca süren sermaye birikimiyle oluşan ekonomik güçlerini Batı toplumları içindeki yönetimler üzerinde etkin olarak kullandı. Cemaat, 19. yüzyılın sonunda sapkın bir düşünce tarikatı diyebileceğimiz Siyonizmin kurulmasıyla Avrupa ve ardından ABD’deki politikacılar üzerinde rüşvete dönüştürdü. Herzl isimli kişi bu kaynaklarla ekonomik sıkıntıda olan Osmanlı İmparatorluğu’ndan toprak satın almak istedi; “Kanla alınan topraklar parayla satılmaz” cevabını alınca Rothschild ailesi desteğiyle Siyonistler Avrupa’dan Filistin’e kaçak göçmen seferleri düzenledi. Bugün Tel Aviv’deki en büyük caddelerden birine adı verilen Rothschild’lar, Avrupa’daki tüm politikacıların “tasmalarını” ellerinde tutmaktaydı.

Diğer yandan bir propaganda çağı olan 19. yüzyılda ciddi bir sapkın olan Herzl Neualtland (Yeni kadim anavatan) kitabını yazarak genç Yahudileri etkisi altına almayı amaçladı. Rusya, Polonya ve hatta Almanya’da dahi zenginleşememiş Yahudiler gittikçe radikalleşmekteydi. Bu gençler bir taraftan yeni umut kaynağı, taşı toprağı altın olarak görünen Amerika’ya göç ederken diğer taraftan Siyonistlerin propagandasıyla da zehirleniyordu. Dünya Savaşları sırasında bu gençler küçük gruplar Siyonistler tarafından organize edilerek savaşın her iki tarafına da destek için Yahudi birlikleri kurularak her iki tarafın yönetimlerinin de gözüne girilmeye çalışıldı. Amaç, savaştan sonra Filistin’in gasp edilerek bir Yahudi devleti kurulmasıydı. Ben Gurion gibileri İkinci Dünya Savaşı sırasında da aynı kartı oynadı. Polonya’dan Osmanlı İmparatorluğu’na göçen ancak İstanbul Üniversite’sinde okumaya layık görülmeyen radikal Ben Gurion bu ikili oyun gayretlerinin sonucunda İsrail’in ilk Başbakanı olacaktı. İsrail’e göçleri organize edilen Yahudilerden bazıları da sosyalist ideolojiye mensuptu. Bunlar, göçmenliğin verdiği enerjiyle kısa sürede terörist gruplar oluşturarak, kolonize ettikleri Filistinlileri topraklarından binlerce yıllık toprak sahipleri olan Filistinli Arapları kovdular. Ardından Batı desteğiyle gelişen terörist gruplar bu kez İngiliz yönetiminin üzerine yöneldi. İngilizler tabiri caizse kuyruklarını kısıp bu terörden kaçtılar ve neticede İsrail kuruldu. Türkiye bu terörist yöntemlerle eski topraklarında kurulan suni yapıyı ilk tanıyan ülkelerin başında geldi.

İşte bu şekilde kurulan İsrail bugün demokrasi ve insan hakları standratları bakımından dünyanın en kötü ülkelerinin başında geliyor. Ancak para kaynaklarıyla propaganda makinelerine sahip olduğu için batıda İsrail “Orta Doğu’daki tek demokrasi” gibi gerçekle pek de alakası olamayan şekilde tanıtılıyor. Aynı şekilde İsrail propagandistleri tarafından bir “teknoloji ülkesi” ya da bir “teknoloji şirketi kuluçka merkezi” (Start-up Nation) olarak tanıtılıyor. Oysa bu “çok gelişmiş” ülkenin baş ihracat ürünü üretilmeyip reeksport edilen pırlanta.

Resmi rakamlara göre İsrail dev İran ekonomisi kadar GSYH’ye sahip oysa tüm ihracatı 60 milyar dolar (Türkiye’nin dörtte biri). Sosyal yapısı sorunlarla dolu; Afrika’dan gelen Yahudiler, Sefarat ve Eşkenazi Yahudileri gibi haklara ve ekonomik gelire sahip değiller. Küçük bir ülke olduğu için sadece birkaç havaalanı ve limana sahip. Suyunu Suriye’den ilhak ettiği Golan tepelerinden sağlıyor. Gazını ise Mısır’dan ve şimdi de Gazze açıklarından gasp ettiği rezerv alanlarından alıyor.

Topal İsrail ekonomisinin ayakta durmasını sağlayan diğer unsur ise Amerika Birleşik Devletleri. İsrail ekonomisi tamamiyle ABD yardımı ile ayakta kalabiliyor. Görünürde ABD’nin İsrail’e resmi yardımı 3 milyar dolar ancak gerçekte bundan çok daha fazla. ABD’de sermaye piyasaları, oradaki siyonist Yahudi cemaati sayesinde İsrail’e çalışıyor. İsrailliler şirketlerini ABD’de halka açıyor. Yahudilerin etkisi altındaki Starbucks vs. gibi ABD’li şirketlerden ve yine Yahudi cemaatten İsrail’e her yıl on milyarlarca dolar destek geliyor.

Şimdilerde, katliamlar döneminde İsrail makroekonomisi iyice zayıfladı. Merkez Bankası ve Ekonomi Bakanlığı İsrail ekonomisinin bu içler acısı durumunu gizlemeye bile gerek duymuyor. Hamas belki de en baştan bunu planlamıştı. Eğer öyleyse de amacına ulaştı zira İsrail ekonomisi çöküşe doğru gidiyor.

Sonuç, İsrail suni bir siyasi yapı. Bir güçlü ekonomik yapı oluşturamamış. Toprak gaspıyla başlayan ve ABD ve Avrupa’da kaynak gaspıyla ayakta kalmaya çalışan bir yapının ömrü ne kadardır sizce?