İki kıtanın kesişme noktası
Dünya mühendislik tarihi açısından kilometre taşı sayılabilecek birçok ilke sahip olan Yavuz Sultan Selim köprüsü ve kuzey çevre otoyolu 2016 yılı itibarıyla iki kıtanın yeni kesişme yollarını oluşturdu. Trafik yoğunluğunun azalmasına, egzoz gazlarının yol açacağı hava kirliliğinin önüne geçilmesine ve azalan araç sayısı sayesinde gürültü kirliliğinin engellenmesine katkı sağlayan yollar, ICA yönetiminde günde 250 bin kişiye ulaşım imkânı sağlıyor. ICA Genel Müdürü Serhat Soğukpınar, 7/24 aktif faaliyetleri ile sektörde “yol trafik güvenliği sertifikası”nı ilk alan özel otoyol işletmecisi olduklarını söylüyor.
Sadece Türkiye’nin değil, bulunduğu lokasyon ve sahip olduğu teknolojiler açısından da dünyada adından söz ettiren Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu, Anadolu’dan Avrupa’ya açılan transit bir yol sunuyor. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, dünyanın en geniş, en uzun ve en yüksek kulelerine sahip asma köprüsü özelliklerini taşırken, Kuzey Çevre Otoyolu ise sunduğu 10 farklı güzergâh ile Asya ve Avrupa yakasındaki trafiğe nefes oluyor. Günlük tekil 250 bin kullanıcıya ulaşan yollar, Rusya- Ukrayna savaşı ile birlikte Türkiye’ye doğru kayan uluslararası ticaret sayesinde bir önceki yıla göre yüzde 32 daha fazla yabancı plakalı araca da ev sahipliği yapıyor.
Trafik yoğunluğunun, gürültü ve hava kirliliğinin ve kazaların azalmasında ciddi katkılar sağlamak üzere yola çıkan köprü ve yolların mimarı ICA, birçok sürdürülebilirlik projesine de imza atıyor. Türkiye’de ilk kez kullanılan, dünyada ise ilk kez bir köprüde kullanılan uzaktan takip sistemi ile Marmara Denizi’ndeki kirliliğin tipini, yayılımını ve boyutlarını hesaplarken, otoyol kenarlarında bulunan atık araç lastiklerini toplayarak gürültüyü azaltacak geri dönüşümlü ses perdesi oluşturuyor.
ICA olarak 2022 yılını nasıl geçirdiniz? 2022 yılında köprü ve otoyol geçişleri hangi rakamlara ulaştı?
Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla doğu-batı yönlü uluslararası ticaret Türkiye’ye doğru akmaya başladı. 2022 yılı bu etkileri görmeye başladığımız bir yıl oldu. 2021 yılı ile karşılaştırıldığında yabancı plakalı araç geçişlerimiz yüzde 32 oranında arttı. Köprü ve otoyolumuzu kullanan günlük tekil kullanıcı sayımız ise 250 bin civarında.
Yüksek mühendislik, teknoloji ürünü ve dünyanın en geniş asma köprüsü konumunda olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü, rakamsal olarak istenilen seviyeye geldi mi? Günde kaç adet araç geçiyor? Şehir içi trafiğine nasıl bir etkisi oldu?
Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu’nun ülkemize ve İstanbul’a çevresel faktörler açısından birçok önemli katkısı bulunuyor. İstanbul içerisinde trafik yoğunluğunun azaltılmasından, egzoz gazlarının yol açacağı hava kirliliğinin önüne geçilmesine ve azalan araç sayısı sayesinde gürültü kirliliğinin engellenmesine kadar birçok fayda söz konusu.
İstanbul yakalar arası köprü geçiş trafiğini rahatlattı. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün trafik ekiplerince yapılan yoğun denetimlere ek olarak, İstanbul içi trafikten çıkarak Kuzey Çevre Otoyolu’nu kullanan ağır vasıtaların, şehir içinde neden olduğu trafik kazalarında da ciddi azalma sağlandığını biliyoruz.
Kuzey Çevre Otoyolu işletmecisi olarak yolda karşılaşılan herhangi bir aksaklıkta nasıl ve ne kadar zamanda müdahale ediyorsunuz?
Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu’nda verdiğimiz nitelikli hizmetin ardında yüzlerce insanın aralıksız çalışması, ciddi iş gücü ve emeği var. 7/24 esası ile titiz çalışma gerektiren dünyanın en yüksek standartlarına sahip ulaşım sistemleri kullanıyoruz. Güzergâhımızda trafik sayım sensörlerinden meteoroloji sensörlerine, olay algılama ile CCTV kameralarından sürücüleri her konuda bilgilendirme amacıyla kullandığımız ve VMS adını verdiğimiz Değişken Mesaj İşaretlerine kadar birçok sistem bulunuyor. Bunları tek elden yönettiğimiz; köprüyü, otoyolu ve tünellerimizi kameralarla izlediğimiz nokta ise Ana Kontrol Merkezi’miz. Hem Ana Kontrol Merkezi’miz hem otoyolda gün boyu devriye görevi yapan ekiplerimiz hem de bakım ekiplerimizle 7/24 çalışıyoruz. Bu sayede aksaklıklara anında müdahale ediyoruz. Trafik ve meteoroloji sensörleri ile yol durumu verilerini ileten VMS teknolojisiyle araçların sürüşünü dizayn eden akıllı yol teknolojisine sahibiz.
Uzaktan takip sistemi ile daha temiz bir Marmara Denizi
İstanbul Boğazı’nın kirliliği ile ilgili ITÜ ile birlikte hayata geçirdiğiniz projeden bahseder misiniz?
1 Mayıs 2021’de uygulamaya başladığımız Deniz Kirliliği Tespit Projesi’ni İstanbul’a karşı sorumluluk bilinci ile başlattık. Projemizi, İTÜ’nün bilimsel ve teknik yönlendirmeleri ile hayata geçirdik. Proje için uygulamaya aldığımız uzaktan takip sistemi, Türkiye’de ilk kez kullanıldı. Bu sistem dünyada ilk kez bir köprü üzerine, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne kuruldu ve kullanılmaya başlandı. Proje için kurulan kamera ve radar sistemi gibi ekipmanlarla kirliliğin tipi, yayılımı, boyutları tahmin edilebiliyor, kirliliğin sonuçları ve etkileri analiz edilerek raporlanabiliyor. Bu sistem 7/24 deniz kirliliği tespiti yapabiliyor. Bu doğrultuda seçtiğimiz doğru sistem ve kurulan etkin takip yapısı neticesinde elde edilecek dinamik verilerin bilimsel çalışmalara verimli katkılar sağlayacağına inanıyoruz. Sistem, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü, Sahil Güvenlik Komutanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili birimleri ve İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Boğazları Denizcilik Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından takip edilebiliyor.
Atık otoyol lastikleri ile geri dönüşümlü ses bariyeri
Otoyol hizmeti kadar temizliği de en önemli konulardan biri. Her yıl yollardan ne kadar ürün topladığınızı ve topladığınız lastik parçalarından ses bariyerleri oluşturma projesini anlatır mısınız?
ICA olarak, özel otoyol işletmecileri arasında Sürdürülebilirlik Raporu yayınlayan ilk ve tek şirketiz. Bu yıl raporumuzun ikincisini yayınladık ve paydaşlarımızın değerlendirmesine sunduk. Global Compact Türkiye, İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) ve TÜSİ- AD tarafından iş dünyasında plastik tüketimini azaltmak amacıyla kurulan İş Dünyası Plastik Girişimi’nin (İPG) de imzacısıyız. Bu doğrultuda otoyolumuzda biriken plastik atıkları geri dönüşüme sokuyor, ayrıca plastik tüketimimizi en aza indiriyoruz.
Sürdürülebilirlik projelerimiz kapsamındaki çalışmalarımızdan biri olan “geri dönüşümlü ses perdesi” projemiz ile hem geri dönüşüm ile çevrenin korunmasına hem yol güvenliğine hem de gürültünün azaltılmasına katkıda bulunuyoruz.
Bu kapsamda otoyol kenarlarında sıkça gördüğümüz araç lastiklerini ses perdesi yapımında kullanıyoruz. Özellikle otoyolun yerleşim yerlerinin yakınından geçen kesimlerinde geri dönüşümlü ses perdeleri sayesinde otoyolda seyreden araçların gürültüsünü mümkün olan en az seviyeye indiriyoruz. Uygulamayı ilk etapta otoyolumuzun Kilyos-Zekeriyaköy kesiminde başarıyla tamamladık. Ses perdeleri ile otoyol yakınındaki habitat ve yerleşimler otoyol sesinden arınıyor ve biriktirdiğimiz lastik atıkları geri dönüştürülerek faydalı bir amaca hizmet ediyor. Kauçuk ses perdeleri atık malzemelerden üretildiği için “karbon ayak izi” en düşük ürünler arasında yer alıyor.
Odağına insan ve çevreyi alan bir şirket olarak gelecek hedefleriniz arasında neler var?
Hem deniz hem hava hem de kara taşımacılığında uzman, uluslararası faaliyet gösteren yüzde 100 Türk sermayeli tek şirket konumundayız. Kıtaları birbirine bağlayan politik bir coğrafyaya sahip ülkemiz için ulaştırma daima en büyük ve önemli sektörler arasında yer almıştır. Nüfus artışı ve sanayileşmeyle beraber kentlere olan göçlerin artmasıyla doğru orantılı olarak yeni ulaşım yatırımlarına ihtiyaç arttı ve bu ihtiyaç ülkemiz için dev projelerin hayata geçmesinin önünü açtı. Hedefimiz, hava, deniz ve kara ulaştırma tesislerinin işletilmesinde ülkemizde edindiğimiz tecrübemizle dünyada büyümek ve bu alandaki en büyük küresel şirketler arasında yer almak. Açılışından bugüne kadar geçen süreçte işletme operasyonumuz, pandemi dönemi de dâhil olmak üzere hiçbir kesinti olmadan devam etti. Hem inşaat hem de şimdi işletme döneminde, iş gücüne ve inşaat sektörünün yan dallarına ekonomik katkıda bulunuyoruz. Köprü, otoyol ve çevresi ile birlikte 36 milyon metrekarelik bir alanı, 600 kişilik bir ekiple yönetiyoruz. Buna taşeronlarımızı, tesislerimizde verdiğimiz hizmetleri de ekleyince sayımız bini buluyor.
2023 yılına dair yeni yatırım ve sürdürülebilirlik projeleriniz var mı?
Çevresel etkileri daha iyi tespit edebilmek, ileriye dönük iyileştirme uygulamalarını hayata geçirebilmek amacımız kapsamında, 2019 yılını baz alarak, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü kullanan araçlardan kaynaklanan emisyonları hesaplamaya başladık. Ayrıca Karayolları Genel Müdürlüğü ve İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü iş birliği ile özel sektörde Cumhuriyet tarihinin en büyük ağaçlandırma projesini gerçekleştirdik. Teknolojik gelişmeler ışığında ve sürdürülebilir bakış açısı ile trafik-yol güvenliğinin artırılması, ücret toplama sistemlerinin sağlıklı şekilde işlemesi, müşterilerimiz ile iletişimimizin aksamadan devam etmesi gibi süreçlerin geliştirilmesi için akıllı ulaşım sistemlerinden ve trafik mühendisliğinin tüm imkanlarından faydalanıyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı dışında enerji verimliliğini yükseltmeye de önem veriyoruz. Otoyol aydınlatmalarında çok daha az enerji tüketen LED ampulleri kullanarak 2023 yılında bu alanda en az yüzde 40 elektrik tasarrufu elde etmeyi hedefliyoruz.