Güneydoğu Asya’ya açılan kapı: Malezya

Malezya
Malezya

Güneydoğu Asya bölgesinin üçüncü büyük ekonomisi olarak öne çıkan Malezya, iş yapma kolaylığı açısından dünyada 12. sırada yer alıyor. Katılım ekonomisini en etkin şekilde ekonomik hayatın bir parçası haline getiren ülke, İslami bankacılık varlıklarıyla da İran, Suudi Arabistan’ın ardından dünyanın üçüncü büyük ülkesi olarak öne çıkıyor.

Genel olarak limanları, ticaret yolları ve 'Asya'ya açılan kapı' olma özelliği ile stratejik konumu, inovasyon, teknoloji, e-ticaret, dijital ekonomi alanlarında büyüme potansiyeline sahip ekonomik yapısıyla öne çıkan Malezya, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği ASEAN'ın kurucu üyeleri arasında yer alıyor. Doğal kaynaklar bakımından oldukça zengin bir ülke olan Malezya, kalay rezervi bakımından dünyada ilk sırada bulunuyor. Ülkede kalay dışında ayrıca boksit, bakır, altın, demir, gümüş, petrol, doğalgaz ve kömür bulunuyor. En yakın ticari ilişkilerini Çin, Singapur ve ABD ile kuran Malezya, Katar'dan sonra dünyanın en büyük ikinci LNG ihracatçısı konumunda yer alıyor.

Dünya Bankası'nın yayınladığı '2020 İş Yapma Raporu'na göre 33,5 milyon nüfusa sahip Malezya, iş yapma kolaylığı açısından dünyada 12. sırada, ASEAN içinde ise Singapur'dan sonra ikinci sırada yer alıyor. Güneydoğu Asya'nın ihracata dayalı sanayileşme prensibini benimseyen Malezya, Endonezya ve Tayland'dan sonra bölgenin üçüncü ve 196 ülke arasında dünyanın 35. büyük ekonomisi olarak öne çıkıyor. Ülkede; savunma, enerji, gıda, hazır giyim, ev tekstili, inşaat, turizm, havacılık-uzay sanayii, İslami finans ve helal sektörü alanları öne çıkıyor. Malezya'nın 2022 yılında 434 milyar dolar olan GSYH'sinin, 2023 yılında 467 milyar dolar olması bekleniyor. 2022 yılında yüzde 5,4 oranında artan GSYH'sinin, 2023 yılında yüzde 4,4 oranında artacağı tahmin ediliyor. Cari fiyatlara göre Malezya, 2022 yılında 13.108 dolarlık kişi başına düşen milli gelir ile dünyada 68. sırada yer alıyor. 2021 yılı Dünya Bankası verilerine göre, ülke GSYH'si içinde tarım sektörünün payı yüzde 10, sanayinin yüzde 38 ve hizmetler sektörünün payı ise yüzde 52 oranında.

Malezya'nın ekonomik büyüme performansına en büyük katkı 'katılım ekonomisi'nden

Güneydoğu Asya'da farklı kültürleri, dinleri, dilleri ve farklı değerleri milli birlik bilinciyle besleyip büyütebilen Malezya'nın Katılım Ekonomisi çalışmalarında epeyce mesafe almış bir ülke olduğunu ifade eden Marmara Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saim Kayadibi, farklılıkları bir zenginlik olarak görmesi, bu zenginliği toplumsal ve iktisadi açıdan bir kalkınma modeline dönüştürebilmiş olmasının Malezya'yı farklı kılan özelliklerden biri olduğunu söylüyor. Malezya ile Türkiye arasında derin bağların bulunduğuna dikkat çeken Kayadibi, “Geçen sene bu vakitlerde iki ülke arasındaki ilişkinin ‘stratejik ortaklık’tan, ‘kapsamlı stratejik ortaklık’ seviyesine yükseltilmesi ülkemiz insanı için önemli fırsatları barındırmaktadır” diyor. Katılım Ekonomisini en etkin şekilde ekonomik hayatın bir parçası haline getiren, yeraltı ve yerüstü zenginliklere sahip Malezya'nın ASEAN içinde en büyük ekonomiye sahip olmasında ‘katılım ekonomisi’ olarak adlandırılan İslam ekonomisi, finansı ve bankacılık prensiplerinin büyük rolü olduğunun inkâr

edilemez olduğuna dikkat çeken Kayadibi, “Katılım ekonomisinin Malezya'nın ekonomik büyümesine finansal inovasyon, yatırım çeşitliliği, küresel yatırımcıların cazibe merkezi olması, finansal sisteme katılım, reel sektörün desteklenmesi ile sektörel gelişim, risk paylaşımı açısından büyük katkılarının olduğu bilinmektedir” diyor. Statista'ya göre 2021 yılında küresel İslami finans piyasalarının toplam varlık değeri yaklaşık 3,95 trilyon dolar iken 2026 yılına kadar 5,9 trilyon dolar olması öngörülüyor. 2022 İslami Finans Kalkınma Gösterge Raporu'na (IFDI) göre, Malezya'nın İslami bankacılık varlıklarının 650 milyar dolar olduğunu ifade eden Kayadibi, bu durumun Malezya'yı İran, Suudi Arabistan'dan sonra dünyanın üçüncü büyük ülkesi yaptığını söylüyor. Fitch Ratings'in Malezya'nın 2023 başlarında yerel bankacılık sistemi kredilerinin yaklaşık yüzde 41'ini İslami finansmanla oluşturduğunu belirten Kayadibi, Investment Monitor'un ise ihraçlarının yaklaşık yüzde 64'ünü oluşturan köklü bir sukuk piyasasına sahip olduğunu belirtiyor.

"Türk firmaları çevrim içi satış platformlarını iyi değerlendirmeli"

Türkiye'nin, dijital çağda e-ticaretin çok geliştiği Güneydoğu ve Malezya pazarına ulaşabileceğini ifade eden DEİK/Türkiye-Malezya İş Konseyi Başkanı Süheyla Çebi Karahan, Malezya'nın e-ticaret pazarındaki gelirinin 2020 yılında 4 milyar 840 milyon dolar olduğunu ve 2025 yılına kadar yaklaşık 10 milyar 951 milyon dolar olacağını söylüyor. Malezya'da çevrim içi perakendede en büyük segmentlerin sırasıyla moda, elektronik, medya, oyuncak, hobi, kendin yap ürünleri, mobilya, ev eşyaları, gıda ve kişisel bakım ürünleri olduğunu belirten Karahan, 2022 itibarıyla Malezya'da 16 milyon e-ticaret kullanıcısının bulunduğunu ve bu nedenle mutlaka Türk firmalarının çevrim içi satış platformlarını iyi değerlendirmesi gerektiğini söylüyor. İki ülke arasındaki ticarette yüksek potansiyel arz eden diğer sektörlere de değinen Karahan, bu sektörlerin sırasıyla genel ticaret, İslami finans, helal üretim, tarım, gıda ve içecek, savunma sanayi, yüksek teknoloji (havacılık ve uzay sanayi), makine, inşaat ve altyapı, bilgi iletişim teknolojisi ve turizm olduğunu belirtiyor. Malezya'nın bölge ülkeleri ile olan güçlü ticari bağları ve Çin'in pazardaki hâkimiyetinin göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çeken Karahan, "Malezya'da yüksek teknoloji ürünlerine rağbet, savunma sanayi, helal alanında iş birliği fırsatları bulunuyor" diyor.

Asya'nın yükselen birliği 'Asean'

Malezya, Filipinler, Tayland, Endonezya ve Singapur tarafından 8 Ağustos 1967'de kurulan ASEAN (Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği), farklı tarihlerde sırasıyla Brunei, Vietnam, Laos, Myanmar ve Kamboçya'nın da örgüte dahil olmasıyla bugünkü halini aldı. ASEAN üyesi ülkeler toplamda 650 milyonluk nüfusa ve yaklaşık 3,66 trilyon dolarlık GSYH'ye sahip. Bu yönüyle ASEAN, bölgedeki en eski ve en kapsamlı ekonomik birlikler arasında yer alıyor. ASEAN'ın, Avustralya, Çin, Japonya, Güney Kore, Avustralya, Yeni Zelanda ve Hindistan ile serbest ticaret anlaşmaları bulunuyor. Endonezya, Filipinler, Vietnam, Tayland, Malezya, Singapur ASEAN nüfusunun yüzde 88'ini ve ASEAN ekonomisinin yüzde 97'sini oluşturuyor.

Malezya, Asean pazarına girmek için ana kapı

Ticari ilişkilerde son derece kuvvetli bir bağa sahip olan Türkiye ile Malezya arasındaki ticaret hacmi 3.5 milyar dolarla öne çıkıyor. 2022 yılında Türkiye'nin Malezya'ya olan ihracatı 478,3 milyon dolar olarak gerçekleşirken, ithalatı ise 4,3 milyar dolar oldu. Malezya'nın Türkiye'ye ihraç ettiği başlıca ürünler palm yağı, yarı iletkenler, ışık yayan diyotlar, işlenmemiş alüminyum, kauçuktan giyim eşyası, sentetik iplikler, telefon cihazları ve benzer elektronikler. Türkiye'den alınan başlıca ürünler ise altın, petrol yağları, prefabrik yapılar, dokunmuş halılar ve kara taşıtlarının aksamı. Güneydoğu Asya'da stratejik bir konuma sahip olan Malezya, Türk yatırımcıların ASEAN pazarına girmeleri için ana kapı konumunda bulunuyor. Benzer şekilde Avrupa, Orta Asya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'nın kavşağında bulunan Türkiye de, Malezyalı şirketler için gelişmekte olan bu pazarlarından yararlanmayı sağlayacak bir üs konumunda bulunuyor. Türkiye ve Malezya bulundukları coğrafyalarda bölgesel bir merkez konumunda yer alıyorlar. İyi çalışan bir bankacılık sistemi ve finansal kaynakları olan Malezya'nın güçlü İslami finansa sahip olduğuna dikkat çeken Karahan, bölgedeki stratejik konumu ile söz konusu ülkenin helal alanında dünyada öncü rol oynadığını ifade ediyor. Malezya'da Türkiye'nin pozitif bir imajı bulunduğunu dile getiren Karahan, "Türkiye ile Malezya arasında Serbest Ticaret Anlaşması'nın (STA) olması, e-ticaret kullanımı, ticari açıdan güçlü bir hukuk sistemi olması ve ASEAN'a girilebilecek en önemli kapı olması güçlü yönleridir" diyor.

Malezya'ya yatırım yapmanın avantajları ve zorlukları

Malezya'ya yatırım yapmayı düşünenler açısından birçok avantajları sunmasının yanında bazı zorluklarının da yok olduğu söylenemez. Malezya'nın Asya-Pasifik bölgesinde lojistik bir konumda yer alması, istikrarlı bir ekonomiye sahip olması, enflasyon oranı ve düşük kamu borcu gibi faktörler, ulaşım, iletişim ve enerji gibi altyapı konusunda iyi bir seviyede.

Gelişmiş İslami finans araçlarını ve hizmetlerini kullanarak yatırım yapma

Marmara Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saim Kayadibi
Marmara Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saim Kayadibi

imkânı, iş yapma kolaylığı açısından dünya sıralamasında 12'nci, ASEAN arasında 2'nci sırada yer alması, Türkiye'nin de dâhil olduğu stratejik ortaklık ve birçok ülke ve bölge ile serbest ticaret anlaşmalarına sahip olması, genç işgücü ve dinamik bir nüfus potansiyeline sahip olması açısından sayısız avantajları sunuyor. Buna bağlı olarak birçok sektörde yerel ve uluslararası rekabetin yoğun olması, yasal ve düzenleyici gerekliliklerin farklı olması ve şartlar gereği ülkede pozitif ayrımcılığın olması, bazı sektörlerde kalifiye işgücü bulmanın zorluğu, insan kaynağı gelişimi ve eğitimi, siyasi ve ekonomik dalgalanmalar ve istikrarsızlıklar, kültürel farklılıkların yaratacağı zorlukların da mevcudiyeti bir gerçek.

Malezya orta ve uzun vadede başarı getirecek bir pazar

Malezya halkının Türklere karşı sempatisinin olması bir avantajdır; örneğin Malezya'da seçmeli Türk okçuluğu dersini bugüne kadar 300'ün üzerinde öğrenci seçti. Online satış platformları değerlendirilebilir. Malezya'nın orta ve uzun vadede başarı getirecek bir pazar olduğu bilinmelidir. Sabırlı olmak ve

Deik/Türkiye - Malezya İş Konseyi Başkanı Süheyla Çebi Karahan
Deik/Türkiye - Malezya İş Konseyi Başkanı Süheyla Çebi Karahan

işleyişin yavaş temposunu kabullenmek gerekiyor. Ticarette Çin asıllı Malezyalıların varlığı unutulmamalı. Resmî makamlarla ilişkilerin güçlü olması gerekiyor. Büyük ölçekli iş yapılacağı zaman iyi bir yerel ortak seçilmeli. Mümkünse temsilci bulundurmak, mümkün olmadığı durumlarda distribütör/acente ile çalışmak önemli avantajlar sağlıyor.