“Evden çalışma zamandan tasarruf sağladı”
Evden çalışma modeli nedeniyle bir süredir boş olan ofislerde pandemi kısıtlamalarının büyük oranda kaldırılmasının ardından geri dönüşler başladı. ancak uzun süredir ofis ortamından uzak kalan çalışanların yeniden ofis ortamına nasıl uyum sağlayacağı büyük bir soru işareti. Çelebıöven, detaylı bir planlamayla iki tarafın da beklentileri arasında köprü kurularak geçişin yapılması gerektiğini belirtiyor.
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını pek çok alanda olduğu gibi çalışma hayatında da köklü değişimlere yol açtı. Pandeminin iş hayatında ortaya koyduğu en radikal değişim ise evden ya da uzaktan çalışma konusundaki önyargıları kırması oldu. Koronavirüs salgını öncesinde yüzde 10 civarında olan uzaktan çalışma süresi salgın döneminde yüzde 90’a kadar yükseldi. PERYÖN – Türkiye İnsan Yönetimi Derneği Başkanı Buket Çelebiöven de “Pandemi hepimizin hayatını ve iş dünyasını değiştirdi. Bununla birlikte yaşanılan en büyük değişiklik ise belki de çalışma modellerinde oldu” diyor.
Ofise dönüş sürecinde yaşanan problemler neler?
Uzun süredir iş dünyasının gündeminde olan ama dönüşümün belki de çok yavaş bir şekilde gerçekleştiği uzaktan / esnek çalışma modelleri hayatımızın merkezine yerleşti. Pandemi ile birlikte işin sürdürülebilirliğini sağlamak ve bundan da önemlisi insan sağlığını korumak isteyen neredeyse bütün şirketler evden çalışmaya geçti. Gerekli teknolojik altyapılarını kuran, çalışanlarına uzaktan çalışma konusunda gerekli eğitimi veren ve işlerini kısa aralıklarla planlayan şirketler ise uzaktan çalışma döneminde verimliliklerini artırarak süreçlerine devam ettiler. Bunların yanında normalleşme dönemi ile birlikte kurumlar ofise dönüş konusunu daha çok gündeme getirmeye başladılar. Tabi bu durum çok detaylı bir şekilde planlanması ve çalışanlar ile şirketlerin beklentileri arasında köprü kurulması gereken bir sürece doğru dünyayı götürüyor.
Yaşanan problemlere baktığımızda ise ilk başta uzaktan çalışma ile birlikte büyük bir esneklik elde eden, özellikle işe gidiş geliş süresinin sıfırlanmasıyla zamandan büyük tasarruf eden ve evden de ofisteki kadar verimli çalışılabildiğini görmüş olan çalışanların hibrit iş modellerini devam ettirmek istemesi geliyor. Nitekim PWC’nin gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre çalışanların yüzde 29’u haftada beş gün, yüzde 19’u haftada iki gün ve yüzde 16’sı haftada üç gün evden çalışmak istediklerini ifade ediyor. Özellikle pandeminin gelişmeye devam ettiğini de düşünürsek bu durum kurumların iş modelleri konusunda esnek davranması gerektiğini bizlere gösteriyor. Bu konuda yaşanılan bir diğer problem de şirket kültürünü ve kurumların çalışanlara verdiği güveni korumak. Çünkü nasıl ve ne zaman ofislere geri dönüleceği bu konular üzerinde doğrudan bir etkiye sahip. Kurumlar özellikle çalışanlarıyla orta bir yol bularak anlaşma yoluna gitmezse ve bütün çalışanlarını ofislere tam zamanlı olarak çağırırlarsa, bu durum ellerindeki yetenekleri kaybetmelerine yol açabilir. Ayrıca diğer bir önemli konu ofise dönüldüğü vakit sağlık ve güvenlik uygulamalarının nasıl olacağıdır. Bunun için kurumların ofisleri içerisinde gerekli hijyen önlemlerini alması ve sağlık planlamalarını yapması gerekiyor.
Evden ve uzaktan çalışma kalıcı hale gelebilir mi? Hangi sektörler bu konuda elverişli, hangileri elverişli değil?
Pandemi dönemi ile birlikte geçtiğimiz uzaktan /esnek çalışma modelleri hem kurumlar hem de çalışanlar için beklenenden daha iyi sonuçlar verdi. Çalışanlar daha esnek, daha zamandan tasarruf sağlayan ve istedikleri yerde çalışmalarına yardımcı olan bir modeli deneyimlerken, kurumlar ofislerin kapanmasıyla birlikte düşen maliyetler, yükselen verim ve daha geniş ve daha esnek ekiplerle işi sürdürme gibi pek çok avantaj elde etti. Nitekim ABD’de gerçekleştirilen bir araştırma da önümüzdeki dönemde uzaktan /esnek çalışma modellerinin hayatımızda kalıcı olacağını gösteriyor. Araştırmaya katılanların neredeyse üçte biri pandemi atlatıldıktan sonra bile çalışanların yüzde 40 veya daha fazlasının üç gün ve daha fazla sürelerde evden çalışacağını söylüyor.
Bununla birlikte uzaktan çalışmaya bütün sektörler maalesef uygun değil. Özellikle son dönemde iş süreçlerini neredeyse tamamen uzaktan çalışmaya adapte eden şirketlere baktığımızda, Adobe, Amazon, Dropbox, Facebook, HubSpot, Microsoft, SAP ve Siemens gibi şirketleri görüyoruz. Bu durumda uzaktan çalışmaya en uygun sektörlerin bilişim ve yazılım gibi daha teknoloji odaklı sektörler olduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte uzaktan çalışmaya uygun diğer sektörlerin ise finans, yönetim bilişim, e-ticaret ve satış ve pazarlama gibi sektörler olduğunu görüyoruz. Elverişli olmayan sektörler ise sağlık, inşaat, perakende ve yeme içme sektörü gibi alanlarda yoğunlaşıyor.
Ofise dönüş sürecinde adaptasyon problemlerini aşmak için neler yapılabilir? Yöneticilere ve çalışanlara önerileriniz nelerdir?
Bu konuda verebileceğim ilk tavsiye, her şeyden önce ofise dönmek istemeyen çalışanlar için gerekli planlamalar yapılmalı. Çünkü daha önceden de bahsettiğimiz gibi çalışanların büyük bir kısmı ofise dönmek konusunda istekli olmayacaktır. Burada önemli olan çalışanların zamanına ve isteklerine saygılı bir perspektifte, karşılıklı çözüm odaklı bir diyalog kurmaktır. Bunların dışında çalışanları kendi geliştirdikleri iş yapış biçimleri konusunda özgür bırakmak ve mikro yönetim anlayışı yerine işin bütününe ve sonuca odaklanan bir yaklaşım benimsemek de adaptasyon problemlerini azaltacaktır. Ayrıca ofise kademeli bir şekilde dönüşü benimsemek ve bütün çalışanları bir anda ofise çağırmak yerine parça parça ofise geçmeye ikna etmek yöneticiler için oldukça mantıklı bir hamle olacaktır. Son olarak çalışanların da ofise dönüş konularında işverenlerine güvenmeleri ve karşılıklı diyalog kanallarını her zaman için açık tutmaları adaptasyon problemlerini minimuma indirecektir.
PERYÖN bu konuda çalışanlara nasıl destek sağlıyor?
COVID-19 döneminde online eğitim programlarımızla devam ettik ve pandemi sonrasında da bu alandaki çalışmalarımızı sürdürüyoruz. PERYÖN olarak paydaşı olduğumuz bir ortak düşünce ve proje platformu olan “Re-set Workspace” sayesinde iş dünyası için COVID-19 salgını sonrasında ofis ve çalışma alanı kavramının değişimini ve geleceğini ele aldık. Gerçekleştirdiğimiz oturumlar ve çalışmalarımız sonucunda konu ile ilgili ‘Türkiye İş Hayatı ve Çalışma Alanları Yeni Dönem Raporu’nu hazırlayarak paylaştık.