Enerji ve yerli entelektüel sermaye

Arşiv
Arşiv

Türkiye elektrik piyasası geçtiğimiz ay heyecanlı günler yaşadı. Bunun nedeni, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun, YEKDEM olarak bilinen, yenilenebilir enerji kaynaklarını destekleme mekanizması uygulamasında yaptığı değişiklikti.

Aslında değişikliğin kendisinden ziyade zamanlaması böyle bir heyecanı yaşattı piyasa oyuncularına. Çünkü 1 Mayıs’ta devreye giren yeni uygulamaya ilişkin karar, bundan sadece iki gün önce Resmi Gazete’de yayınlanmıştı.

Peki, bu değişiklik neydi?

Önce piyasada işleyen mekanizmadan başlayalım. YEKDEM mekanizmasında yer alan elektrik üretim santralleri, devletin sağladığı satın alım garantisinden yararlanıyordu. Ne kadar üretirse üretsin, hem elektriğini şebekeye verme önceliğine sahiplerdi hem de bunun bedelini, birim başına döviz cinsinden belirlenmiş fiyattan tahsil ediyorlardı.

Ancak bu yılın başıda YEKDEM mekanizmasındaki santral sayısı bir önceki yıla göre ciddi şekilde artış gösterince (bu kapsamdaki toplam kurulu güç de 5 bin MW’lerden 15 bin MW’lerin üzerine çıktı) gün öncesi elektrik piyasası katılımcılarının üzerine ciddi bir ilave dengesizlik maliyeti yüklenmeye başlandı.

Bu maliyetin kaynağı ise özetle şu: Santraller gün öncesi piyasasına bir gün sonrası için üretim tahmini bildirmek durumunda. Sistem operatörü TEİAŞ da ertesi gün için üretim planlamasını bu tahminleri de dikkate alarak yapıyor. Bildirdiği tahmini rakamı tutturamayan santrallerin eksik bıraktığı elektrik üretimini sistem operatörü daha pahalı fiyattan bile olsa başka santrallere ürettirmek durumunda kalıyor. Aradaki fiyat farkı ise dengesizliğe yol açan şirkete yükleniyor. Oysa YEKDEM kapsamındaki santrallerin böyle bir yükümlülüğü yoktu, dolayısıyla bu tesislerin pek çoğu sağlıklı tahmin yapmak gibi bir kaygı da gütmüyordu. Bu santrallerin yol açtığı dengesizlik ise diğer piyasa katılımcılarına eşit şekilde pay ediliyordu.

İşte EPDK’nın yaptığı yönetmelik değişikliği, YEKDEM santrallerini neden oldukları dengesizliğin maliyetine katlanmak durumunda bıraktı. Onlar da artık gün öncesi piyasası kapsamına alındı. Artık onlar da üretecekleri elektriği doğru tahmin edip, buna piyasada kendileri de alıcı bulmak durumunda kalmışlardı.

İşte bu durum, gün öncesi piyasasında kullanılan yazılım altyapısının daha fazla oyuncu tarafından kullanılmasını beraberinde getirdi. Ancak yazılım bu kadar yükü kaldıramadı ve 1 Mayıs’tan itibaren sistem, gerçek bir referans elektrik fiyatı üretememeye başladı.

Bu durumda kimin ne kadar dengesizliğe yol açtığı ve bunun maliyetinin kimlere nasıl bölüştürüleceği de ciddi bir sorun haline geldi.

Peki yazılımın sorunu neydi?

İşte orası bilinmiyordu. Çünkü yazılımın kaynak kodları Türkiye’de yoktu. Peki kimde vardı? Yıllar önce bu yazılımı geliştiren Fransız yazılım şirketi ARIBA’da. Peki hala ortada böyle bir şirket var mıydı?

Korkmayın, o kadar da değil. Vardı elbette. Ama ARIBA bir süre önce bir başka Fransız enerji teknolojileri devi Alstom tarafından satın alınmıştı. Peki Alstom’un durumu neydi? O da yakın geçmişte ABD’li teknoloji devi General Electric bünyesine katılmıştı.

Türkiye enerji yönetimi ARIBA’nın izini sürdü ve GE’nin üst yönetimini de devreye sokarak soruna bir çözüm bulunmasını istedi. Bir gece içinde yaşanan bu heyecanlı görüşme trafiği işe yaradı ve yazılımda yapılan küçük bir geliştirmeyle sorun çözüldü.

Peki benzeri bir sorun yine çıkamaz mı? Çıkabilir elbette ama şimdilik durum kontrol altında, merak edilecek bir şey yok.

Yine de Enerji Piyasaları İşletme Anonim Şirketi (EPİAŞ) bu tür olumsuzluklara karşı hazırlıklı. Çünkü EPİAŞ yönetimi, böylesi sorunların yaşanması ihtimaline karşılık bir yıldan bu yana kendi yazılımını geliştirmek için çalışıyor. İşte son yaşananlar, EPİAŞ’ın bu yazılımını devreye sokma takvimini de öne çektirdi.

Muhtemelen 1 Haziran ya da en geç 1 Temmuz tarihinde yeni yerli gün öncesi piyasası yazılımının devreye alınması bekleniyor.

Peki tüm bu yaşananlar bize ne söylüyor?

Türkiye enerji merkezi olmak için Enerji Borsası’nı devreye soktuğuna göre, bunun altyapısını da çok iyi geliştirmek durumunda. Yani burada dışa bağımlı bir altyapı kullanmak yerine, kontrolü kendi elinde tutabilecek çözümler üretmeli. İşte EPİAŞ’ın iyi bir öngörüyle yaptığı bu konudaki hazırlıklar diğer sektörler açısından da iyi bir ders olmalı.

Yani enerji sektörü sadece alıma, satıma, üretime, ticarete konu ürünlerle ilgilenmekle yetinemez. Entellektüel sermayesini de geliştirmek durumunda. Yazılım bunlardan sadece biri. Sektörün en önemli sorunlarının başında, kalifiye insan kaynağı eksikliği geliyor. Yani iş yine dönüp dolanıp bilgi birikimine, bilgiyi kullanma becerisine sahip kaynakların geliştirilmesine dayanıyor.

Arşiv
Arşiv

Yerli batarya prototipi geliyor

Yeni hükümetin enerji gündeminde ne var?

Başbakan Binali Yıldırım’ın konuşmalarının satır araları, yapılacakların işaretlerini taşıyordu. Yıldırım, elektrik üretim kapasitesi ile tüketim miktarının ikiye katlanmasına dikkat çekerek "Türkiye büyümüyor diyenlere en büyük cevap bu. Enerji tüketimi demek, büyümek demek" diyordu. Geçmişte yapılanları böyle özetleyen Yıldırım’ın konuşmasındaki geleceğe yönelik işaretleri de şöyle sıralayabiliriz:

Kaynak arama ve üretimine yönelik program başlatılacak. Bu kapsamda Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün yapısı güçlendirilecek.

Yeraltı kaynaklarının ülke ekonomisine yüksek katma değer sağlayacak şekilde değerlendirilmesine yönelik çalışmalar da hızlanacak.

Türk madencilik işlemleri e-Devlet Projesi kapsamında elektronik ortamda yürütülecek.

MTA’nın Türkiye dışında da madencilik faaliyeti yapabilmesi için gerekli düzenlemeler yapılacak.

Kaya gazı konusunda kapsamlı araştırma faaliyetleri yürütülecek.

Rüzgâr, güneş, hidroelektrik gibi alternatif enerji kaynakları üreten tesislerde kullanılan, makine ve teçhizatın yurtiçi üretiminin payı artırılacak.

İnorganik kimya, biyoyakıt, alternatif kompozit malzemeler gibi alanlarda Ar-Ge faaliyetleri teşvik edilecek, atıkların ekonomiye kazandırılmasına önem verilecek.

Elektrikli araçlar için prototip batarya üretilecek.

Yüksek teknolojili ürünlere yönelik yatırımları ülkemize çekmek üzere serbest bölgelerin cazibesi arttırılacak.

Yerli ürünler gibi ithal ürünlerin de sağlık, çevre, enerji verimliliğine dair teknik düzenlemelere uygunluğu sağlanacak.

Arşiv
Arşiv
  • TANAP’a Avrupa’dan finansal destek
  • Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Trans-Anadolu doğalgaz boru hattı projesi (TANAP) için finansman sağlamak üzere Azerbaycan ve Türkiye ile görüşmelere başladı. "Rakam konuşmak için henüz erken" diyen EBRD danışmanlarından Svitlana Pyrkalo, EBRD'nin aynı zamanda Güney Gaz Koridoru'nun ilk bağlantısı olan Güney Kafkasya Boru Hattı'nın (SCP) genişletilmesi için de destek olmaya hazır olduğunu ifade etti. Azerbaycan doğalgazını Türkiye'nin Gürcistan sınırından Yunanistan'a taşıyacak olan TANAP hattı, ayrı bir hatla Avrupa'ya doğalgaz sevk edebilecek.
  • EBRD, Güney Gaz Koridoru'nun üçüncü bağlantısı olan TAP'ın Avrupa sınırları içinde kalan bölümleri için 500 milyon Euro finans sağladı.