Dönmez: "Türkiye hem sahada hem masada çok önemli bir konumda."
Ukrayna-Rusya savaşının tetiklediği enerji krizi ile dünyada enerji talebi öne çıkan en önemli başlıklarından birisi oldu. Petrol ve doğal gaz alanında artan taleplerle birlikte konjonktürel dalgalanmalar olduğunu gördük. Buna bağlı olarak, yeni ve devam eden tüm enerji faaliyetlerimiz, artan arz güvenliği sebebiyle uygun yeni kaynakların devreye alınmasında hızlandırıcı bir etkiye sahip oldu. Türkiye’nin içinde bulunduğu enerji diplomasi atakları sayesinde önümüzdeki yıllarda da enerjinin öne çıkan en önemli başlıklarından biri olacağını öngörüyoruz. Hem bölgesel hem de küresel olarak enerji alanında yaptığımız tüm hamleler, enerji krizinin çözümüne katkı sağlayacaktır.
Son yıllarda Türkiye’nin coğrafi konumunun ve enerji jeopolitiğindeki öneminin sağlandığı avantajlarla ulusal iletim şebekemizin alt yapısını güçlendirdik. TANAP, TürkAkım ve TürkAkım-2 boru hatları ile hem bölge istikrarı hem de uluslararası enerji piyasasında enerji güvenliği sağlandığı yadsınamaz bir noktadır. Doğal gaz boru hattı kapasitelerinin genişletilmesi için teknik altyapı, kompresör ve ölçüm istasyonları ile beraber gerekli yatırımların sağlanması gerekiyor. TANAP'ın 16 milyar metreküp olan kapasitesini 32 milyar metreküpe çıkarmak için çalışmalarımız sürüyor. TANAP ile Türkiye’den Avrupa’ya kadar ördüğümüz devasa bir boru hattı kapasitesinden bahsediyoruz. TürkAkım projemizde ise; doğrudan ulusal iletim sistemimize bağlı. TürkAkım-2 adını verdiğimiz diğer boru hattı Bulgaristan üzerinden yine Avrupa'ya gaz tedariki sağlıyor.
Bunun dışında, yüzer LNG depolama ve yeniden gazlaştırma ünitesi (FSRU) kısmında da çalışmalarımız devam ediyor. İki ünitemizi İzmir ve Hatay’da devreye aldık. İnşaatı devam eden Saros FSRU Terminali'ndeki çalışmalarda da sona yaklaşıyoruz. Üçüncü tesisimizi de inşallah bu yıl içerisinde devreye almayı planlıyoruz.
Her geçen gün enerji alanında artarak devam eden keşiflerimize bir yenisini daha ekliyoruz. Bu konu bugün Silivri Yer Altı Doğal Gaz Depomuzun yıl sonuna kadar 4,6 milyar metreküpe ve Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depomuzun 1,2 milyar metreküpten 5,2 milyar metreküpe çıkartılması, bir diğer gün ise yurtdışı basının da dikkatle takip ettiği Abdülhamid Han Sondaj Gemimizin şu anda devam eden Yörükler Sahasındaki gaz çalışmaları olabiliyor. Bu kadar devasa projeleri dünyanın hiçbir yerinde bu kadar kısa sürede üretip geliştiren bir ülke yoktur. Keşiflerimizi Anadolu’nun tüm coğrafyasına yaydık, yaymaya da devam ediyoruz. Enerji kaynaklarımızın keşfini en verimli şekilde değerlendirmenin gayretindeyiz. Keşfedilememiş veya bu zamana kadar değerlendirilememiş tüm enerji kaynaklarımızı bölgenin istikrarı, istihdamı ve sürdürülebilir ekonomisi için kullanmaya gayret ediyoruz.
Bu demektir ki; dünya piyasasında biz doğal gazımızla varız, yer altı depolama tesislerimizle varız, LNG ile varız. Bu çeşitlilikle, rezerv rakamlarımızı güncelleyerek çok hızlı bir ivme kazandık. Çeşitliliği komşu ve talep eden ülkelere aktarmanın çabasındayız. Bu konuda da sıklıkla görüşmelerimiz devam ediyor. Enerji sektöründe yatırımlarımız ile ilgili attığımız tüm bu adımların ülke ekonomimizde kalıcı faydalar sağladığını görmenin mutluluğu içerisindeyiz. Tüm gayretimiz ve emeğimiz Türkiye’nin sadece gaz ticaretinin merkezi olmakla kalmaması, aynı zamanda dağıtımında da merkezi olması yönündedir. Birçok boru hattının Trakya bölgesinden geçmesi sebebiyle dağıtım merkezimiz de ağırlıklı olarak bu bölge olacak.
Hem ulusal hem de uluslararası basında sıklıkla yer alan Karadeniz gazını, denizin altından 170 kilometreyi bulan hat ile karaya çıkartılması noktasında çalışmalarımız devam ediyor. Boru hattı çalışmalarımız yüzde 97 civarında tamamlandı. 10 üretim kuyusunun 9’unda çalışmalarımızı tamamladık. Sakarya Gaz Sahasında açıkladığımız tahmini 405 milyar metreküplük bir keşifti. Şu an 540 milyar metreküplük bir rezervden bahsediyoruz. Keşif amaçlı açtığımız yeni arama kuyularımızda çalışmalarımız sürüyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, yapılan çalışmalar ile beraber rezerv miktarının yeniden revize edilmesi durumu söz konusu. Daha önce de bahsettiğimiz üzere, Karadeniz gazını önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde yani mart sonuna kadar sisteme vereceğiz. Şu an her şey seyrinde devam ediyor. 2020 yılında Karadeniz’deki Sakarya Gaz Sahasında doğal gaz keşfi ile ektiğimiz bu tohumun olumlu etkilerini 2023 yılında inşallah tüm vatandaşlarımızla beraber daha net göreceğiz.
Ukrayna ile Rusya arasında devam eden savaşın sonuçlarından birisi de daha öncede belirttiğimiz gibi enerji alanında dengelerin değişmesi oldu. Rusya tarafından tedarik edilen Avrupa'ya doğal gaz sevkiyatlarının azaltılması veya durdurulması gündemin hala en önemli başlıklarından bir tanesi. Bu sürecin ne kadar bir süre daha gündemde olacağı belirsizliğini koruyor. Bu durum, Avrupa’yı evlerde, iş yerlerinde, sanayide, kamu ve özel sektörde olağanüstü tedbirlerin alınmasına itiyor. Türkiye’ye baktığımızda ise tedarikçilerimiz, sevkiyat programlarına uyduğu takdirde bu sene için gaz tedariki konusunda kış ayını Avrupa’ya göre çok daha rahat bir süreç geçirdiğimizi söyleyebiliriz. Şu an doğal gaz depolarımızın yüzde 100 doluluk kapasitesine sahip olması bizim için avantaj. Vatandaşlarımızdan sübvansiyon ile alakalı çok fazla soru alıyoruz. Avrupa ülkelerinin aksine içinde bulunduğumuz bu sürecin vatandaşlarımıza yüzde 80 sübvansiyon ile asgari düzeyde yansıttık ve bu alanda istikrarımız da devam ediyor. Geçtiğimiz yıl verilerine bakacak olursak; sadece doğal gazdaki sübvansiyon tutarı yaklaşık 80 milyar liradır. Doğal gazın sübvansiyonu yüzde 80’i gördüğü dönemler de oldu. Şimdilerde bu rakam yüzde 75 seviyesinde devam ediyor. Bu desteğimiz kış ayında da devam edecek.
Son olarak belirtmek isterim ki, Türkiye artık uluslararası arenada sadece dinleyici konumunda olan bir ülke değildir. Ülkemizde gerçekleştirilmesi imkansız gibi görülen devasa yatırımlık projeleri dinleyerek masadan ayrılmıyoruz. Enerji alanında başarılı olan ülkelere imrenmiyoruz. İmkansız görülen projeleri
'Bağımsız Enerji, Güçlü Türkiye' sloganımızla kendimiz inşa ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz.
Türkiye’nin enerji diplomasisi hamleleri sayesinde hem sahada hem masada çok önemli bir konumda olduğumuzu gururla söyleyebiliriz.