Çok önemli bir dönem ve çok önemli notlar
Global piyasalarda son veriler ve haber akışı uzun süredir sizlerle paylaştığımız Negatif Trend içinde yeşermeye çalışan MOLA sürecini destekler nitelikte olunca piyasalar buna tepki vermeye başladı. Ocak ayı içinde tüm yaşananlar detaya girmeye gerek bırakmadan (ABD enflasyon verisi-Fed haber akışı-ECB haber akışı ve diğer başlıklar) fiyat anlamında değil ama önümüzdeki süreç adına ve mola sürecinin kalıcılığı ve en azından yatay trende geçiş adına bazı sinyaller üretmiş oldu. Yani piyasa istediği zamanı ve manevra alanını kazanma noktasında şimdilik kendisine önemli bahaneler bulmuş oldu.
Geçen ay belirttiğimiz gibi zor geçmesini beklediğimiz ardışık birkaç yılın öncesinde en azından piyasaların soluklanacağı ve yeni pozitif senaryolar arayabileceği bir döneme doğru ilerleme gözlemliyoruz. Rasyonel ve duygusuz olarak baktığımızda grafiklerde ve haber akışında da bunu görebilmek çok önemli.
Evet, global ölçekte 300-400 trilyon dolar arasında belirtilen bunca borç varken, masada olan ve masaya gelebilecek yeni sorunların bitmesi kolay olmayacak ve zamana bağlı bir süreç işleyecek. Ama en azından yeni negatif sürpriz başlıklar çıkmadıkça mola tarafında yatay olarak kalabilmek ve majör grafiklerde daha pozitif sınırları test etmek adına bir süre piyasaların önünde ciddi bir manevra alanı oluşması muhtemel olabilecek. Bu böyle olursa en azından seçime kadar bizim içinde oldukça kıymetli olacaktır.
Ocak ayında yaşanan bu sürecin şubat ve sonrasında devamı için 1-2 Şubat Fed ve ECB toplantıları oldukça önemli olacak. Bundan sonra global ölçekte gelen her enflasyon büyüme işsizlik verisi çok önemli olacak. Sümen altı edilen sorunların köpürmemesi adına savaş süreci, Çin’de şiddetlenen hala bilinmezliğini koruyan pandemi süreci önemli olacak. Yeni siyah kuğu olabilecek sürpriz başlıklar yine dikkatle takip edilecek.
Tam bu noktada dikkatimizi çeken bir başlığa yer vermek istiyoruz. Efsane Fed Başkanı olarak anılan Alan Greenspan’ın daha önce birkaç kere söylediği bir sözü tekrarlaması bizce önemliydi. “ABD sahip olduğu her türlü borcunu ödeyebilir. Çünkü bunu yapmak için her zaman dilediğimiz kadar para basabiliriz. Dolayısıyla mevcut sistem içinde ABD’nin temerrüde düşme olasılığı sıfırdır."
Bu açıklamaların zamanlaması özellikle borç tavanı limit sorunu tartışılırken çok manidar. Özetle ABD rezerv paraya sahip olmanın avantajını zaten kullanıyor ama sıkışırsa global enflasyonu patlatma ve yine kendi yönlendireceği yeni bir rezerv paraya geçme pahasına en beklenmeyecek şeyleri de yapabilme özgürlüğünü kendinde görüyor. Bunun üzerinde ilerdeki yıllarda fazlaca düşünmemiz gerekecek gibi duruyor.
Bu sene Davos’ta bir görüş dikkatimizi çekti. Roche Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Yardımcısı Andre Hoffmann “Bir taraftan doğa bizim tedarikçimiz ve onun sayesinde hayatta kalıyoruz, öte yandan da sanki doğaya baskın olmamız, onu kullanmamız gerekiyor gibi düşünülüyor. Bence doğayla olan ilişkimiz işbirliği içinde olmalı, çünkü hepimiz aynı gezegende yaşıyoruz” dedi.
Bu yıl Dünya Ekonomik Forumu’nun başlığının ‘Bölünmüş bir dünyada işbirliği’ olduğunu hatırlatan Hoffmann “Biz bu bölünmeyi politik olarak daha çok görüyoruz. Burada doğanın kaybının tehdidi hepimizi ilgilendiriyor. Doğa jeopolitik bir sınırla sonlanmıyor. Dolayısıyla bizi birleştirecek bir ilişki bulmamız lazım. Doğa ile insanın nasıl birlikte çalışacağına bakmalıyız” ifadelerini kullandı.
Grafikler ve yazının devamı Z Raporu 45. Sayısında