Çetin: Savaş en çok Karadeniz’i etkileyecek
Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan kriz, tüm dünyayı etkisi altına almaya devam ediyor. Başta tarım, doğalgaz, petrol ve demir-çelik alanlarında yaşanan kıtlık, bölgesel çapta küresel hale gelse de bu durumdan en çok karadeniz ülkeleri etkilenecek gibi gözüküyor. Peki ABD, AB ve NATO neden bu kadar başrolde yer alıyor?
Ukrayna uzun yıllar boyunca dünyadaki birçok ülkeye demir-çelik, soya fasulyesi, hayvansal ve bitkisel yağlar, adi metaller gibi ürünler ihraç etti. Özellikle bulunduğu bölge itibarıyla siyah toprakları ile tarım alanında öncü konumda olan Ukrayna’da yaşanan savaş yüzünden tüm dünyada tarımsal anlamda ciddi bir açık yaşanıyor. Özellikle demir-çelik alanında Ukrayna’ya iyi bir alternatif olacak olan Türkiye’nin bundan sonra yaşanılanlardan ne kadar etkileneceği ise merak konusu. Ukrayna ve Rusya arasında yaşananlardan en çok Karadeniz havzasında bulunan ülkelerin etkilendiğine değinen DEİK/Türkiye-Ukrayna İş Konseyi Başkanı Ruşen Çetin, bu işi çözebilecek tek liderin Sayın Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söylüyor. Çetin ile mevcut durumda yaşananları, dünyanın ikinci tarım ambarı olarak da bilinen Ukrayna’nın ihracat eksikliğinin tüm dünyada nasıl tolere edileceğini ve aralarında iyi niyet anlaşması da bulunan Türkiye ve Ukrayna için ekonomik kayıpları konuştuk.
ABD’nin, NATO’nun AB’nin bu kriz ortamında araya girmesine gerek olmadığına ve bu durumu tek çözebilecek kişinin Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olduğuna değinen DEİK/Türkiye- Ukrayna İş Konseyi Başkanı Ruşen Çetin, “Burada her iki liderle de arası en iyi olan lider Cumhurbaşkanı Erdoğan. Bu işleri çözecek olanlar bu bölgedeki kişiler. DEİK’in kontrolünde olan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nda Bulgaristan, Romanya, Moldova, Ukrayna, Rusya, Gürcistan, Azerbaycan, Yunanistan gibi Karadeniz’e sınırı olan ülkeler yer alıyor. Bu bölgede iki güçlü ülke; Rusya ve Türkiye var. Bu durumdan en çok etkilenecek iki ülke varsa, bu durumu bu ülkeler kendi aralarında çözmeliler” diyor.
10 milyon kişilik turist kaybı
Söyleşimizi yaptığımız zamanda Ukrayna’dan Türkiye’ye 36 bin mülteci geldiğini ve bu rakamın önümüzdeki dönemde 100 binlere ulaşacağından bahseden Çetin, Ukrayna’ya insani yardım yapmaya devam ettiğimizi belirtiyor. Çöken sistemlerine destek olmak için ilaç, yiyecek, giyecek, yatmak için gerekli malzemeler, jeneratör ve tamirat malzemeleri yolladığımızı söylüyor. Bundan sonraki süreçte savaşın Türkiye pazarına etkisini konuştuğumuz Çetin, “Türkiye’nin Ukrayna’da birçok müteahhitlik şirketi ve turizm acentesi var. Geçen sene Ukrayna’dan Türkiye’ye 2 milyon turist geldi. Bu sene de beklenti yine aynı şekildeydi. Türkiye’den de Ukrayna’ya 500 bin turist gitmişti. Turizm işi bitmiş durumda. Türkiye’deki şirketlerde alternatif pazar arayışına girerek Avrupa’ya yöneldi. Rusya’dan bu sene 8 milyon turist bekleniyordu. Toplamda 10 milyon kişilik bir turizm sektörü de çok ciddi oranda etkilenecektir. Diğer taraftan müteahhitlik alanı da çok fazla etkilendi. Bu sene Türkiye’nin Ukrayna’dan aldığı müteahhitlik anlaşmaları 1,6 milyar dolar, Rusya’dan aldıkları ise, 11,2 milyar dolardı. Bugüne kadar Ukrayna’da toplam 5 milyar dolar müteahhitlik hizmeti yapıldı. Bu müteahhitlik firmalarının Ukrayna’daki iş makineleri ve işçileri de bu süreçten çok fazla etkilendi. Başlanan işin hak edişini alamayan şirketler, savaş olduğu için sessiz kalan sigorta şirketleri var. Ukrayna’da durum böyle iken Rusya tarafında işlerimizin eskisi kadar olmasa da devam edeceğini söyleyebiliriz” diyerek devam ediyor.
Karadeniz havzasında bu durumdan en çok etkilenecek ülkenin Türkiye olduğuna değinen Çetin, “Almanya’nın kullandığı gazın yüzde 50’si Rusya’dan gidiyor. Almanya bu yüzden hiç sesini çıkarmıyor. Amerika sözcüsü İngiltere ve Fransa ise sürekli bir saldırı halinde” diyor ve ekliyor: “Kiev, eski Çarlık Rusya’nın başkenti. Orada tarihten kalan birçok yapıt ve ibadethaneler var. Dolayısıyla Rusya şehrin daha fazla zarar görmesini istemeyebilir. Haritada baktığınızda da özellikle kıyı kesimin alındığını görebilirsiniz. Putin, bu süreçte Ukrayna’nın denizle iletişimini tamamen kesmek, ekonomik anlamda zarar vermek ve bağımlı hale getirmek istiyor.”
Putin'den dövizin yüzde 85'ini Rubleye çevirme şartı
Dünyadaki buğday ihtiyacının yüzde 30’unu karşılayan Rusya ve Ukrayna’da yaşanan krizden dolayı açık kalan tarım pazarını konuştuğumuz Çetin, “Ukrayna’nın Odessa Limanı çalışamıyor. İlaç ve mühimmat olan depoları bombalanıyor . Rusya ise Avrupa tarafındaki yaptırımlarından dolayı uluslararası sulara çıkamıyor. Rusya zaten bu ürünlerin bir kısmına vergi koydu.
Ülke içine giren dövizin yüzde 85’ini rubleye çevirip bozdurma zorunluğu verdi. Rusya tarafında hala bazı ticaretler devam ediyor; ancak o da bir takım müeyyide ve kısıtlamalara uyarak… Ancak Ukrayna tarafında hiçbir ticaret yok tabii ki. Bu süreçte de buğday fiyatları artıyor, mısır fiyatları artıyor, yem hammadde fiyatları artıyor. Türkiye’nin hayvancılıkla ilgili yem tedarikinin yüzde 50’si Rusya ve Ukrayna’dan sağlanıyor. Rusya’nın yurt içi hasılasının yüzde 50’si petrolden oluşuyor. Böylece petrol fiyatlarında da artış görüyoruz” diyor.
Buğdaya Kanada, Avustralya ve Kazakistan alternatifi
Navlun ve lojistik ücretlerini düşündüğümüzde Karadeniz’e alternatif ülkeleri sorduğumuz Çetin “Bundan sonraki süreçte buğdayı Avustralya’dan alacaklarını düşünüyorum. Ancak navlun ve lojistik maliyetlerinden dolayı ticaret yapanların 30-40-50 bin tonluk gemi hazırlaması gerekir. Lojistik maliyetlerinin normal bir seviyeye çekilebilmesi için yapılması gereken bu. Ya da Kanada! ABD zaten kendi kendine yetiyor. Romanya, Moldova, Fransa ve Almanya’da da buğday var, ancak pahalı ya da kendilerine yetecek kadar. Kazakistan da iyi bir alternatif olabilir. Ancak orada da limana gelen demir yolu ulaşımı çok pahalı” diye konuşuyor.
Durum Kırım'dakinden çok daha farklı
Bu savaşın olumsuzluklarından tüm dünya gibi Türkiye’nin de uzun zaman etkileneceğinden bahseden Çetin, “Ukrayna’da şu an yaşananların oradaki Türk yatırımlarına verdiği zararı tam olarak bilemiyoruz. İnşaatından tutun da kurulu fabrikalarına kadar ne tür zararların olduğunu göremiyoruz. Bir an önce iki liderin masaya oturup bu işi bitirmesi gerekir. Bu konuda net bir şey söylemek pek mümkün değil. Ukrayna’da bu süreçte milliyetçilik duygusu da çok gelişti. Durum Kırım’dakinden çok daha farklı” sözlerini ekliyor.
Çin'in sessiz kalması...
2000’li yılların başından itibaren Ukrayna’nın hem ihracatta hem de ithalatta en büyük ticari ortağı Çin. Hal böyle olunca Çin’in şu anki sessiz tutumunun bu süreci nasıl etkileyeceğini sorduğumuz Çetin “Ukrayna ile Çin, dünyadaki birçok ülkede ve gelişmekte olan ülkelerde -başta Afrika olmak üzere- çok büyük ilişkiler kurdu. Limanlar satın aldı, yatırımlar yaptı, Afrika’daki ham maddelere karşı da bir takım anlaşmaları var. Çin ve Ukrayna arasında yaklaşık 10 milyar dolarlık buğday ve mısır karşılığı bir barter anlaşması vardı. Yol ve altyapı işlerinde de bir takım anlaşmaları var. Ancak Ukraynalılar müteahhitlik ilişkilerinde Türkiye’nin işlerini daha çok beğeniyor. Çin ve Ukrayna arasındaki bu anlaşma devam eder” diyor ve ekliyor: “Çin’in sessiz kalması Rusya’ya destek veriyor gibi duruyor ancak bu durum Ukrayna’ya da destek vermiyor anlamına gelmiyor.”
Tekstilde Türkiye pazarı canlanabilir
İyi bir pazar olan Ukrayna ve Rusya’da şu an hizmet veremeyen markalarda yaşanacak ekonomik sıkıntıları konuştuğumuz Çetin “Rusya’da inditex grubunun 476 mağazası, Levis’in 78 mağazası var ve bu mağazalar satış yapmayı durdurdu. Bu durum onları etkilediği kadar bizi de etkileyecektir. Türkiye tekstil ve araba yedek parçası bakımından Avrupa ve ABD’nin büyük tedarikçisi olduğu için bizi göreceli olarak etkileyecektir. Ancak diğer taraftan da markasız mallarımızın daha çok satılmasına neden olacaktır. Bu durum bizim lehimize yön çizebilir” diye ekliyor.
Türkiye açısından tarım ve demir-çelik alanında yeni bir pazar payının oluşma ihtimalini sorduğumuz Çetin, “Ukrayna’nın siyah toprakları çok verimli. Dünyanın en verimli topraklarından bir tanesi. Ukrayna’daki ayçiçek çekirdeğinin yağ oranı yüzde 42 ila 48 arasında. Türkiye’deki yağ oranı ise 28 ila 34 arasındadır. Ayçiçeğinin bu yağlılık oranı, yağın kalitesini ve verimliliğini etkiliyor. Ukrayna bu işte dünyada bir numaradır. Sonrasında Rusya, Arjantin, Uruguay gelir. Tabii ki iklimle bağlantılı. ABD, Çin, Güney Doğu Asya’da bazı ülkelerde de var ancak Ukrayna’nın yerini kimsenin tutması mümkün değil. Bu durum pamuk ve mısırda da geçerli. Biz bu anlamda Ukrayna’nın yerini pek dolduramayız. Demir çelikte ise durum farklı, daha etkili olabiliriz. Ancak Ukrayna hurda tedarikçilerimizden bir tanesiydi. Bundan sonraki süreçte başka bir yerden hurda alınabilir. Ancak Ukrayna’nın mevcut durumundan dolayı demir-çelik fiyatlarında da artış olacaktır. Ukrayna ve Rusya ile ticari ilişkiler kurulmuştu ama bir ayak kırılınca topal kalındı. Bu durum sadece bizi değil, tüm dünyayı olumsuz anlamda etkileyecektir” diyerek sözlerini tamamlıyor.