Çay bardağındaki mutluluk
Çocukluğumuzun ve çocuklarımızın duygusal hafızasının kıymetlilerinden bisküvi markalarını konuk alıyoruz bu ay.
Bazen çocukluğumuzun en derinine götüren kokuların geldiği, koku alma hafızasının büyüsüne kapılacağımız bisküviler… Çeşit çeşit geçmişten günümüze tüm renklerimizi barındıran, duygularımızın dışa vurumuna omuz atan renkli dünyanın ürünleri. Pek çok renk, pek çok şekil, pek çok duygu ve pek çok marka. Hepsinin ortak özelliği bizleri geçmişimize götürüp günümüzü yaşatma ayrıcalığını bize sunmaları. Bazen eskimez markalarla geçmişi anımsıyoruz, bazen yeni markalarla yeni günün kapılarını aralıyoruz, bazen de yeni markalarda eski tatları arıyoruz. Farklı bir duyum dünyasının rengarenk bir ürünü ile duygularımıza yön veriyoruz. Bazen tadı, bazen dokusu, bazen de ısırdığınızdaki çıtırtı sesi, tüm dokular tüm duygular tek bir anda bir araya geliyor şüphesiz. Bir atıştırmalığın ötesinde mutlu ve güneşli günlerin en renkli yol arkadaşı.
Günümüzün her anında karşımıza çıkabilen bisküvileri tüm duygularımızla sıklıkla tüketen bir toplumuz. Tadını, lezzetini, duygusunu hızlıca tüketebildiğimiz, bazen ardına bile bakmadan vazgeçebildiğimiz, bazen ise derin duygular besleyebildiğimiz nice markanın nice ürünü. Çoğunlukla elbette çay keyiflerimize eşlik ediyor. Bazen formda kalmak için bazen öğün geçiştirmek için uğrak noktalarımızdan birisi olmayı sürdürüyor.
Marka ve ürün çeşitliliğinin yoğun olduğu bisküvi grubunda markalar arasındaki rekabet tüketicinin duygularına tercüman olmayı sürdürüyor. Bazen yeni renkler, bazen yeni tatlar bazen nostaljik duygu yüklü promosyonlar. Bisküvi denince tüketici tarafında net bir karşılık bulan Ülker, Eti ve Torku arasındaki duygu yüklü rekabette, Biscolata, Oreo ve Saray da eşlik etmeyi sürdürüyor. Ve elbette çaya banıp çay kaşığı ile bisküviyi alabilmenin, çayın içinde kalan parçayı bir başka bisküvi ile alabilme mücadelesinin, bisküviyi bardakla son durak arasında kaybetmenin verdiği nostaljik duygularımızı paylaşmaya devam ediyorlar.