Aksoy: "Türkiye için 2024 ve sonrasında potansiyel yüksek"
Türkiye’ye yönelik uluslararası doğrudan yatırımlar (UDY) 2023 yılını 10,6 milyar dolarla tamamladı. 2024’e ilişkin beklentiler ise oldukça yüksek. YASED başkanı Engin Aksoy, önümüzdeki 6 ay içerisinde Türkiye’deki iş ve yatırım ortamında makroekonomik istikrar ve düzenleyici çerçevede iyileşmelerin yaşanması durumunda, uluslararası yatırımcıların 18,6 milyar dolar ilave yatırım potansiyelleri olduğunu belirtiyor.
Küresel uluslararası doğrudan yatırımlardan yüzde 1,5 düzeyinde pay alma hedefi bulunan Türkiye, 2023 yılında 10,6 milyar dolarlık yatırım aldı. 2023 yılında Türkiye’deki yatırım sermayesi girişlerine en büyük katkıyı yüzde 18’lik pay ile toptan ve perakende ticaret faaliyetleri ve yüzde 11 ile finans ve sigorta alanındaki yatırımlar sağladı. En fazla kaynak ise yüzde 53’lük pay ile AB-27 ülkelerinden gelmeye devam etti. Hollanda yüzde 20 ile Türkiye’ye en fazla yatırım sermayesi getiren ülke olurken, Hollanda’yı yüzde 12 ile Almanya, yüzde 10 ile BAE, yüzde 7 ile Katar ve yüzde 7 ile Rusya takip etti.
Henüz pandemi öncesi rakamlara ulaşılmadığını ancak 2024 ve sonrasının yüksek potansiyel barındırdığını söyleyen YASED Başkanı Engin Aksoy, dijital dönüşüm, yeşil dönüşüm, küresel tedarik zincirlerine entegrasyon düzeyinin artırılması ve insan sermayesinin geliştirilmesini, Türkiye’nin yatırım potansiyeline ulaşması açısından 4 önemli faktör olarak açıkladı.
Orta Vadeli Program’ı yatırım iştahının artırılmasında önemli bir katkı olarak değerlendiren Aksoy, önümüzdeki 6 ay içerisinde risk göstergeleri ve düzenleyici çerçevede iyileşmelerin yaşanması durumunda 18,6 milyar dolar büyüklüğünde ilave bir yatırımın da mümkün olacağını söyledi.
2023 yılında Türkiye’ye ne kadar uluslararası doğrudan yatırım girişi gerçekleşti? Pandemi öncesi dönemle karşılaştırdığımızda Türkiye için nasıl bir trend var?
Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) girişlerindeki trendi, pandemi süreci ile birlikte değerlendirdiğimizde, 2021 yılında hem küresel hem yerel UDY akışlarında hızlı bir artış kaydedildiğini gözlemliyoruz. Takip eden yılda, Türkiye’ye gelen UDY’lerde, bir önceki yıla kıyasla yüzde 6 oranında daha sınırlı bir artış gerçekleşiyor. 2023 yılında Türkiye’ye gelen UDY girişi yüzde 22’lik bir düşüşle 10,6 milyar dolar düzeyinde kaydediliyor. 2023 yılı UDY kompozisyonuna baktığımızda şöyle bir tablo görüyoruz; gayrimenkul yatırımları toplam UDY içinde yüzde 34’lük bir pay alıyor. Bizim odaklandığımız alan, 2023 yılında 5,6 milyar dolar düzeyinde gerçekleşen yatırım sermayesi (equity capital) dediğimiz üretken sermaye. 2023’teki bu yatırım sermayesi girişi, son 5 yıllık ortalamaya yani 6,5 milyar dolara yakın olsa da bir önceki seneye göre yüzde 20’lik düşüşle, 2004’ten bu yana kaydedilen en düşük seviyede.
Türkiye’nin, mevcut uluslararası yatırımlarda büyümeyi teşvik ederek ve yeni yatırım fırsatlarını güvence altına alarak daha fazla UDY’ye ev sahipliği yapma potansiyeline sahip olduğunu biliyoruz.
Yatırım planları OVP ile arttı
Haziran 2023’te değişen ekonomi politikası uluslararası yatırımcılar tarafından nasıl gözlemleniyor? Uluslararası yatırımcının Türkiye’ye bakışında değişim var mı?
Bu konuda özellikle, Orta Vadeli Program'da ifade edilen politikaların önümüzdeki dönemde de aynı disiplinle takibinin, makroekonomik istikrarın temininde olumlu katkı sağlayabileceğini düşünüyoruz.
Nitekim YASED üyesi şirketlerin CEO’ları ile gerçekleştirdiğimiz son YASED PULSE Anketi, önümüzdeki 6 ay içerisinde risk göstergeleri ve düzenleyici çerçevede iyileşmeler yaşanırsa, 18,6 milyar dolar büyüklüğünde ilave bir yatırım potansiyelinin harekete geçirilebileceğini ortaya koyuyor. Yani, Türkiye’deki iş ve yatırım ortamında makroekonomik istikrar ve düzenleyici çerçevede iyileşmeler yaşanırsa, mevcut uluslararası yatırımcılar, bu düzeyde bir yatırım büyüklüğünü genel merkezleri ile değerlendirmeye alabileceklerini öngörüyorlar. 6 ay önceki anketimizde bu potansiyel 7,1 milyar dolardı. Buradaki artış, her ne kadar 2024, küresel UDY akışları için beklentilerin çok yüksek olmadığı bir yıl olsa da 2024 ve sonrası için Türkiye açısından potansiyelin yüksek olabileceğine işaret ediyor.
Uygulanan bu politikaların etkisini 2024 itibarıyla görmeye başladık mı? Yıl geneli için beklentiniz nedir?
2024 yılı, küresel UDY akışlarında yavaş bir seyrin öngörüldüğü bir yıl. Küresel UDY’deki pastanın küçülme riski, dünyada rekabetin artmasına sebep oluyor. Türkiye’nin bu daralan UDY akışlarından daha fazla pay alabilmesi için ise daha önce belirttiğim iyileştirme alanlarında kararlılıkla ilerlemesi daha da önem taşıyor.
Şirketlerimiz açısından bakıldığında ise dünyada bu sermayeden daha fazla pay alabilmek ve rakiplerini geçebilmek için çalıştıklarını görüyoruz. Onların Türkiye’deki rekabet güçlerinin artırılması, yurtdışındaki rekabetlerini olumlu şekilde etkilerken ülkemizin uluslararası yatırımlar pastasından alacağı payın artırılmasını sağlıyor. Bu doğrultuda, üyelerimiz Türkiye’nin şirketleri olarak ülkemize daha fazla yatırım çekmek ve Türkiye’de büyümek için genel merkezleri nezdinde bir yatırım elçisi olarak çalışıyor.
Biz de YASED olarak gücümüzü, üyelerimizle birlikte hareket etme kabiliyetimizden ve tüm paydaşlarımıza somut katma değer sağlayabilmekten alıyoruz.
Finans ve sigorta sektörü öne çıkıyor
Türkiye’ye gelen doğrudan yatırımlarda sektörel bir değişim gözlemliyor musunuz? Varsa bir değişim hangi sektörler ağırlık kazanmaya başladı?
Tarihsel olarak, hizmetler sektörü, özellikle de finans ve sigorta, Türkiye’deki yatırım sermayesi girişlerine en büyük katkıyı sağlayan sektörler. Finansa ek olarak, Türkiye elektrik, toptan ve perakende ticaret ve Bilgi ve İletişim Teknolojisi (BİT) dahil olmak üzere çeşitli hizmet sektörlerinde yoğun olarak UDY çekti. Gıda, kimyasallar, metaller, otomotiv gibi malların ihracat potansiyelinde önemli rol oynayan sektörlerdeki UDY girişlerinin de Türkiye’nin UDY performansında önemli bir rol oynadığını görüyoruz.
2023 yılı özelinde, sektörel kompozisyonda yüzde 18’lik pay ile toptan ve perakende ticaret faaliyetleri öne çıktı. Finans ve sigorta alanında gelen yatırımlar yüzde 11’lik pay aldı. 2023 yılında, sermaye girişlerine önemli ölçüde katkıda bulunan diğer sektörler arasında elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ile ulaştırma ve depolama öne çıktı.
Elektronik ürünlerin imalatı, BİT, kimyasal ürünlerin imalatı, plastik ürünlerin imalatı ve otomotiv sektörleri de 2023 yılında en fazla uluslararası yatırım çekilen ilk 10 sektör arasında yer aldı. Özetle, Türkiye’ye gelen yatırım sermayesinin geleneksel kompozisyonu koruduğunu görüyoruz.
Potansiyele ulaşmak için ‘4 temel unsur’
Doğrudan yatırım miktarı Türkiye’nin potansiyelini tam olarak yansıtıyor mu?
Ülke olarak UDY stratejisinde de belirtildiği gibi küresel UDY’den yüzde 1,5 düzeyinde pay almak gibi bir hedefimiz var. Biz bir ülkenin küresel düzeydeki rekabetçiliğini etkileyen 4 temel unsur olan dijital dönüşüm, yeşil dönüşüm, küresel tedarik zincirlerine entegrasyon düzeyinin artırılması ve insan sermayemizin çağın gerekleri doğrultusunda sürekli geliştirilmesi konularını çok önemsiyoruz. Bu 4 temel alanda yapılacak her türlü ilerlemenin potansiyelimize ulaşmak açısından çok olumlu etkileri olacağını düşünüyoruz. Şöyle sıralamak isterim:
-Dijital sektör ve piyasalarının geliştirilmesi için kişisel verilerin yurtdışına aktarımı gibi temel konularda dünya ile entegre olacak mevzuat değişiklikleri ve kurumsal standartları yakalamış,
-Yakın zamanda yasalaşmasını beklediğimiz İklim Kanunu ile Emisyon Ticaret Sistemini AB ile uyumlu bir şekilde kurmuş,
-Yeşil mutabakat ve sınırda karbon düzenleme mekanizmasından olumsuz etkilenmeyecek şekilde sektörel altyapı ve yetkinliklerini artırmış,
-Fiber altyapısını geliştirmiş, 5G’de yol almış, siber güvenlikle ilgili mevzuat altyapısını güçlendirmiş,
-Pandemi sonrası dönemdeki esnek çalışma uygulamalarının yaygınlaşması ile başlayan çalışma hayatı mevzuatındaki dönüşüm trendlerine uyum sağlamış bir Türkiye’nin tüm sektörlerde bir cazibe merkezi olacağını düşünüyoruz. YASED olarak da başta göreli etkisi yüksek olacak bu konular olmak üzere ülkemizin yatırım ortamını iyileştirecek her konuda, kamu kurumlarımızla yakın iş birliği içinde çalışıyoruz.
-Uluslararası yatırımcı Türkiye’de en çok hangi alanda sorun yaşıyor ya da hangi nedenlerden ötürü Türkiye’ye yatırım yapmaktan vazgeçebiliyor? Bu soruyu, elimizde somut veriler olmasını sağlayan YASED PULSE sonuçları ile cevaplayabilirim. Katılımcı şirketlerin, Türkiye’deki operasyonları için güçlü bir büyüme öngörüsü olduğunu belirtebiliriz. Üyelerimizin çoğunluğu geçmiş 6 ayda olduğu gibi ihracatlarını, çalışan sayılarını ve yatırım miktarlarını önümüzdeki 6 ay içinde de artırmayı öngörüyor.
Bu olumlu büyüme görünümüne rağmen döviz kuru ve enflasyon, üyelerimizin faaliyetlerini en fazla etkileyeceklerini düşündükleri dışsal faktörler arasında yer almaya devam ediyor. Biz makroekonomik istikrar önemli derken aslında bu duruma işaret etmeye çalışıyoruz. Diğer dışsal tehditler yatırımcıların risk değerlendirmelerinde daha az pay alıyor.
Son olarak 57 maddelik “Yatırım İklimini İyileştirme” alanında kararlar alındı. Bu kararları nasıl karşıladınız? Türkiye’nin dezavantajlarını ortadan kaldırmak için yeterli buluyor musunuz?
Türkiye’nin iş ve yatırım ortamının rekabetçiliğini artırması hedefinde, yakın zamanda açıklanan Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) 2024 Yılı Eylem Planında, YASED gündem önceliklerinin yer almasını ve YASED’in bu kapsamdaki öncelikli gündem konularından olan Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun (KVKK) bazı maddelerinde yapılan son değişiklikleri memnuniyetle karşılıyoruz. KVKK ile ilgili olarak, önümüzdeki dönemde hazırlanacak ikincil mevzuatın da AB mevzuatına uyumlu olmasını önemli buluyoruz.
Özellikle uzun süredir gündeme getirdiğimiz 6698 sayılı KVKK'ya ilişkin değişiklik ihtiyacının dikkate alınmasının ardından TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmesi çok olumlu bir gelişme. Bu konularda düzenlemelerin devam etmesi, elbette 2024 yılı yatırımları için teşvik edici olacaktır.
Eylem Planı'nda ülkemizin yeşil ve dijital dönüşümünü destekleyen, işgücü ve sanayi politikalarını rekabet gücümüzü artıracak şekilde geliştiren ve yatırım yeri temini gibi yatırımların gelişiminin önünde engel oluşturan konularda çözüm önerileri sunan birçok eylem yer almakta.
Eylemlerin en kısa sürede hayata geçirilerek ülkemiz iş ve yatırım ortamının rekabetçiliğinin artırılmasını diliyor, bu süreçte de YASED olarak her türlü katkıyı sağlamaya devam edeceğimizi ifade ediyoruz.
Bu çerçevede ayrıca, Türkiye’nin bölgesindeki rekabetçi konumunu koruyarak bilgi-yoğun, yüksek katma değerli ve nitelikli istihdam sağlayacak nitelikli UDY’nin çekilmesi yönünde hedeflerini belirttiği Kalkınma Planımız, Orta Vadeli Programımız, Yıllık Programımız ve Türkiye UDY Stratejisinde yer alan aksiyon planlarının ve gerekli yapısal önlemlerin bir an önce hayata geçirilmesini önemli buluyoruz.