ABD İran’ın petrol ihracatını durdurmayı mı planlıyor?
ABD Başkanı Donald Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı ve sıkı bir yeni muhafazakâr olan John Bolton ve ABD’nin tribünlere oynayan İran özel temsilcisi Brian Hook Basra Körfezi’ni etkilerinin Körfez ülkelerinde ve İsrail’de uzun yıllar boyunca hissedilebileceği yıkıcı bir savaşa sürükleyebilir.
ABD ilk olarak İran’a karşı güç gösterisi yaparak Körfez’e bir uçak gemisi sevk etti. Şu anda da, ABD Denizcilik İdaresi (MARAD), İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatmakla tehdit ettikten sonra Mayıs ayının başından bu yana kendisinin ve/ veya bölgedeki vekillerinin ABD’ye ve başta petrol üretim altyapısı olmak üzere ortak çıkarlarına karşı harekete geçme ihtimalinin arttığını söylüyor. MARAD ayrıca, İran veya vekillerinin, Kızıldeniz, Bab’ül Mendep Boğazı veya Basra Körfezi’ndeki petrol tankerlerini, ABD donanma gemilerini ve ticaret gemilerini hedef alabilecekleri konusunda uyarıyor.
Bu, ABD’nin İran’a açtığı psikolojik savaşın bir parçası olmakla birlikte, asıl amaç İran’ın petrolünü Hürmüz Boğazı yoluyla ihraç etmesini engellemekse, İran da Körfez ülkelerinin petrol ihracatını engellemek için boğaza mayın döşeyebilir (bkz. Resim 1).
ABD’nin İran’a yönelik yaptırımları şu ana kadar ülkenin petrol ihracatını olumsuz etkilemekte başarısız olduğu gibi, sıfır ihracat seçeneği de ulaşılabilir bir hedef değildir. Dahası, şayet ABD sıfır ihracat seçeneğiyle İran’ın ham petrol ihracatını durdurmayı ve Hürmüz Boğazı’ndan geçişini engellemeyi amaçlıyorsa, bu durum ABD-İran savaşının Körfez bölgesinin tamamını içine çekeceği anlamına geliyor. Böyle bir durumda, İran Hürmüz Boğazı’na mayın döşeyebileceği gibi, Suudi Arabistan’ın Körfez’deki devasa petrol üretim tesisi ve aynı zamanda dünyanın en büyük üretim tesisi olan Ras Tanura’ya ve diğer tesislere saldırabilir.
Hürmüz Boğazı’nı hiçbir zaman keyfi olarak kapatma girişiminde bulunmayacak olan İran, petrol ihracatının bu boğazdan gerçekleşmesi engellenecek olursa, Körfez ülkelerinin boğaz vasıtasıyla petrol ihracatını durdurmakla tehdit ediyor.
Dahası, ABD İran nükleer anlaşmasından çekilme kararı aldığı takdirde, anlaşmayı imzalayan diğer taraflar -- AB, Rusya ve Çin -- İran’ın petrol ticaretini ABD yaptırımlarından korumak da dahil olmak üzere, İran’a taahhütlerini 60 gün içinde yerine getirmezlerse, İran’ın başta uranyum zenginleştirme olmak üzere nükleer anlaşma kapsamındaki taahhütlerinin bir kısmını askıya alma hakkı vardır.
Nisan ayında ABD’nin İran’ın petrol ihracatını sıfıra indirme hedefiyle İran petrolünün müşterilerine yönelik tüm yaptırım muafiyetlerini kaldıracağını açıklamasıyla birlikte, ABD ile İran arasındaki gerginlik son haftalarda daha da tırmandı. ABD’yi ve müttefiklerini petrolü siyasi bir silah olarak kullanmakla suçlayan İran ise ABD yaptırımlarının petrol ihracatını sıfıra indiremeyeceğini defalarca açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Tahran rejiminin kendisi veya vekillerinin ABD’nin çıkarlarına veya vatandaşlarına yönelik saldırılarına hızlı ve kararlı bir şekilde karşılık verileceğini bilmeleri gerektiğini söylemesiyle, ABD İran’a yönelik söylemlerini daha da sertleştirdi.
Dünyanın en önemli petrol geçidi olan Hürmüz Boğazı’ndan günde yaklaşık 19 milyon varil petrol taşınıyor. Bu rakam küresel petrol trafiğinin yaklaşık üçte birini oluşturuyor. Aynı zamanda, küresel LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) tedarikinin üçte biri her gün bu boğazdan sağlanıyor.
Irak, İran, Kuveyt, Bahreyn, (büyük miktarlarda LNG ihracatı da dahil olmak üzere) Katar, BAE ve Suudi Arabistan petrol ihracatında bu boğazı kullanmak zorunda.
Dolayısıyla, Umman hariç Körfez İşbirliği Konseyi üyelerinin tamamının (Suudi Arabistan, BAE, Kuveyt, Katar ve Bahreyn) yanı sıra Irak ve İran, Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasından ciddi şekilde etkilenecektir.
Hem Suudi Arabistan hem de BAE’nin Hürmüz Boğazı’nı pas geçebilecek boru hatları olsa da, bu seçeneklerin büyük bir kısmı kapasitelerinin çok altında çalışıyor.
Öte yandan, Basra Körfezi’ndeki Hark Adası’ndaki ana petrol üretim tesisinde aksama olması ihtimaline karşılık, İran onlarca yıldır Hürmüz Boğazı’nın ilerisindeki güneydoğu sahilinde petrol ihracat tesisi kurma planları yapıyor. İran, 2020’lerin başlarında devrede almayı planladığı boru hattının bir bölümünü inşa etmek için geçen yıl bir ihale açtı. Boru hattı, petrolün Hazar’dan Umman Körfezi’ne taşınmasına yardımcı olacak (bkz. Resim 2).
Boğazın en dar noktası 21 mil genişliğinde olduğundan İran’ın boğazı kapatması neredeyse imkânsız. Bu durumda İran’ın yapabileceği şey boğaza gizlice mayın döşeyerek petrol gemilerini batırmak olacaktır. Aynı zamanda, İran, Körfez’deki 5. ABD Donanması tarafından himaye edilse bile boğazdan geçen gemileri batırmakla tehdit edebilir. Bu tehdit, küresel sigorta şirketlerinin baskısıyla dünyadaki tüm petrol gemisi sahiplerini gerginlik dininceye kadar gemilerini boğaza göndermekten vazgeçirebilir. Bu şekilde İran petrol arzını barışçıl bir şekilde engelleme hedefine ulaşmış olur.
Dolayısıyla, İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidi ciddiye alınmalıdır. Zira Hürmüz Boğazı’na mayın döşenmesi sonucunda, ABD donanması tarafından mayın temizleme işlemleri yapılırken petrol fiyatlarının bir süreliğine varil başına 125-135 dolara çıkabileceği gibi, İsrail’in de çatışmaya katılmasıyla birlikte durum İran’la savaşa da dönüşebilir.