3 gün hafta tatiline hazır mısınız?
Pandemi ile birlikte yaygınlaşan evden çalışma, geleneksel çalışma biçimimizi köklü şekilde değiştirdi. Evden çalışmayı kalıcı hale getiren şirketler olduğu gibi, bunun çalışma yaşamında etkileri de sıklıkla tartışılmaya başlandı. Pandemi sonrasında, geleneksel çalışma düzeni konusunda bir diğer köklü değişiklik ise hafta tatilini 3 güne çıkaran ülke örneklerinden geliyor.
Geçmişte ek istihdam sağlamak için Batı Avrupa’da bazı ülkelerde denenen haftada 4 gün çalışma ve 3 gün hafta tatili modeli, özellikle evden çalışmanın esnek mesai saatlerine yol açtığı ve iş yaşam dengesini bozduğu gerekçesi ile yeniden gündeme geldi. İş verimliliğinin artırılması ve çalışan memnuniyeti için pilot uygulamalar ile hayata geçirilen haftada 4 gün çalışmanın ilk sonuçları ise oldukça olumlu.
Uygulamalar artıyor
Sanayileşme ile birlikte günde 16 saat çalışma, o günün koşullarında olağan hale gelirken, 19. yüzyılın başında işçilerin çalışma saatlerinin düşürülmesi talepleri artmaya başladı. İlk kez Mayıs 1926’da haftada 5 gün, 40 saatlik çalışma modelini tanıtan ve “Doğru bir şekilde yaşamak için herkesin ailesiyle daha fazla zaman geçirmesi gerektiğine inanıyoruz” diyen Henry Ford, değişikliğin montaj hattındaki işçi verimliliğini artıracağını savundu. İşçilerin haftada 5 gün çalışma ve 2 gün hafta tatili için verdiği yoğun mücadelenin sonucu olarak, bu çalışma modeli dünyanın birçok bölgesinde geleneksel hale gelirken; Büyük Buhran sırasında Keynes haftada 15 saat çalışmanın yüzyılın içerisinde bir gün gerçeğe dönüşeceği öngörüsünde bulundu. Keynes’in iddiası gerçeğe dönüşmese de, günümüzde verimlilik artışı ve iş-yaşam dengesi için hafta tatilinin 3 güne çıkarılması konusunda çok daha fazla talep var.
Özellikle Avrupa’da birçok ülkede haftalık çalışma süresini 4 güne indirme konusunda pilot uygulamalar hayata geçirilirken, gün geçtikçe daha fazla şirket modeli denemeye başladı.
İzlanda pandemi öncesinde herhangi bir ücret kesintisine gitmeden haftada 35 ila 36 saat çalışma süresinin uygulandığı bir pilot uygulama başlattı. Çalışmanın sonuçları, çalışan stresi ve tükenmişliğin azaldığını ve iş yaşam dengesinde iyileşme sağlandığını ortaya koydu.
Geçtiğimiz mart ayında İspanya, hükümet desteği ile beraber haftada dört günlük bir çalışmayı deneyen dünyadaki ilk ülkelerden biri oldu. Üç yıl sürecek pilot uygulama, 200 firmadan yaklaşık 3.000 çalışanı kapsayacak. Bu arada İskoçya ve Galler'deki politikacılar da benzer bir fikre desteklerini dile getirdiler. İskoçya'da, üç günlük hafta tatili için altı aylık pilot uygulama, hükümet tarafından katılımcı şirketlere sağlanan 10 milyon sterlin değerindeki fonla 2023'te başlayacak.
- Almanya, haftada 34,2 saat ile Avrupa’da en kısa ortalama çalışma süresine sahip olsa da, sendikalar çalışma saatlerinin daha fazla düşürülmesini talep ediyor.
Aşırı çalışmaya bağlı ölümlerin en yüksek olduğu ülke olan Japonya’da da çalışanlar, hükümetin iş yaşam dengesi düzenlemesine paralel olarak haftada 4 gün çalışmayı seçebiliyorlar.
Birleşik Arap Emirlikleri ise Cuma günleri çalışma saatlerini 07.30 ve 12.00 arasına alarak, haftalık çalışma süresini 4,5 güne düşürecek farklı bir model deniyor.
Son olarak Belçika hükümeti ise geçtiğimiz ekim ayında işgücü reformu kapsamında kabul ettiği tasarıda, haftalık çalışma süresini 4 güne yayarak, hafta tatilini 3 güne çıkarmaya yer verdi. Düzenleme ile 2030’a kadar istihdamı yüzde 71’den yüzde 80’e çıkarmak da amaçlanıyor.
Karbon ayak izini azaltmak için de gerekli
Haftada 3 gün tatil uygulamasına yönelik uygulamalar artarken, geçmiş deneyimler pilot uygulamaların ilk sonuçlarının başarılı olduğunu gösteriyor.
- Microsoft, Ağustos 2019’da, Japonya ofisinde haftada dört günlük bir çalışmayı test etti ve 2.300 kişilik işgücünün tamamına cuma günü izin verdi. Uygulamanın sonuçları, yüzde 40 verimlilik artışı sağlanırken, çalışanların memnuniyetinin de arttığı gösterdi.
Buna ek olarak şirket, çalışanların yüzde 92'si programın sonunda modelden memnun olduklarını açıkladı.
3 gün hafta tatilini savunanlar, fazladan bir gün iznin aynı zamanda iç turizmi canlandıracağını, iş-yaşam dengesinin sağlanacağını, yaşam boyu öğrenme fırsatlarını genişleteceğini de savunuyor. Haftada 4 günlük bir çalışma ile ek istihdam yaratılabileceği de düşünülüyor.
Araştırmalar 4 günlük çalışma süresinin, işletmelerin operasyonlarından kaynaklanan karbon emisyonlarının azalmasına katkı sağladığını da gösteriyor. Microsoft deneyimi, bu çalışma modelinde, basılan kâğıt sayısının yüzde 58, elektrik tüketiminin ise yüzde 23 oranında azaldığını gösterdi. Benzer şekilde ABD’de Utah eyaleti, çalışanları için 3 günlük bir hafta sonu uygulamasını denerken, 10 ay sonunda enerji maliyetlerinde 1,8 milyon dolar tasarruf ettiklerini açıkladı.