2024 dünyada faiz indirim yılı mı olacak?
Dünya ekonomisi, 2023’te yüksek enflasyon, yüksek faiz ve düşük büyümenin yol açtığı resesyon riskleriyle ekonomi tarihi için ders niteliğinde bir yılı geride bıraktı. Bu süreçte birçok ülke para ve maliye politikalarında alınan, alınmayan ve geç kalınan kararlarıyla derin bir sorgulamadan geçti. 2024 yılında ise merkez bankaları yeni bir sinama ile karşı karşıya: Bu da, enflasyonda kalıcılık riski oluşturmadan faizleri düşürmek için doğru zamanın gelip gelmediği... Zira, merkez bankalarında güvercin adımların ayak sesleri şimdiden duyulmaya başladı.
Birçok gelişmiş ekonomide öncü göstergeler ve gelen resmi açıklamalar, yüksek faiz kararlarından dönüş zamanının geldiğinin sinyallerini veriyor.
- Özellikle ABD Merkez Bankası’nın (Fed) yüzde 5,25-5,50 aralığında tuttuğu 2023’ün son faiz kararının ardından Fed Başkanı Jerome Powell’ın “güvercin” açıklamaları, 2024’ün faiz indirimlerinin başlayacağı yıl olduğu beklentilerini yükseltti.
Piyasalarda erken faiz indirimlerine yönelik beklentiler güçlenirken, Fed Fonu vadeli işlem fiyatları, 26 Aralık itibarıyla Mart 2024'te 25 baz puanlık bir indirim için yüzde 75'lik bir ihtimali gösteriyor. BofA'nın son yayınladığı Fon Yöneticileri Anketi'ne göre de yatırımcılar, Fed'in faiz oranlarını artırmayı bitirdiği ve küresel ekonominin derin bir durgunluktan kaçınacağı beklentileriyle nakit varlıklarını azaltmaya başladı. Moody’s ekonomistlerine göre ise, 2024’te Washington'un “borç ödeyememe” tehdidiyle nasıl baş edeceği ve Çin'in emlak ve yerel yönetim borçlarının azalıp azalmayacağı yakından izlenecek.
Peki, enflasyonda kalıcılık riskleri ortadan kalktı mı; resesyon riski hâlâ var mı; 2024 yılı bu anlamda faiz indirimleri için uygun bir dönem mi? Uzmanlar, bu sene piyasaları nelerin beklediğine dair öngörülerini paylaştı.
Merkez bankalarının yeni yıla ilişkin politikalarına ışık tutan Ahlatcı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, bu yıl faiz indirimlerine başlanmasının erken bir aksiyon olmayacağı görüşünde. Bilhassa Fed’in alacağı kararlar diğer merkez bankalarının da aksiyonlarına yön verecek. Erbaş, 5 Kasım’da gerçekleşecek ABD seçimlerinin ise özellikle yılın ikinci yarısında Fed için önemli bir gösterge olabileceğini belirtiyor, bunun faiz indirimlerinin sınırlı kalmasına neden olabileceğine dikkati çekiyor. Yurt dışında 2023 yılına benzer yüksek faiz ortamının ve merkez bankalarının bilanço küçültmeleri ile jeopolitik risklerin bir süre daha süreceğine işaret eden Erbaş, şöyle devam ediyor: “Bu gelişmelere bağlı olarak resesyon ve ekonomilerde durgunluk endişelerinin de devam etmesi bekleniyor. Avrupa’da ve ABD’de bu yıl yaşanılan bankacılık riskleri tekrar gündeme gelebilir, Çin gibi düşük faiz ortamında piyasasını fonlamaya ve desteklemeye devam eden piyasada ise emlak krizleri ve riskleri gündeme zaman zaman gelmeye devam edebilir.”
“Faiz indirimleri sürpriz değil zaruret”
A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Baki Atılal da bu yıl faiz indirimlerinin olasılığına dikkati çekti ve şunları söyledi: “2024’te merkez bankalarının faiz indirimlerine gitmesi hemen hepsinde, enflasyondaki düşüş beklentilerinden iyi seyrettiğinden dolayı sürpriz değil zaruret haline gelmiş görünmektedir. Dolayısıyla enflasyon, tüketici harcamaları veya iş gücü piyasasına ilişkin veriler, çok hızlı kötüleşmiyor veya çok ısınmıyor, dolayısıyla Goldilocks senaryosu gerçekleşmeye devam ediyor.”
Enflasyonda kalıcılık risklerinin henüz tam olarak ortadan kalkmadığı eleştirileri de konuşuluyor; bunu dile getirenlerden biri de IMF cephesi. Ancak ülkelerin bu noktada IMF’den ayrıldığını ifade eden Atılal’ın değerlendirmesi şu şekilde: “Tedarik zincirindeki rahatlama ve kısıtlamaların yavaşlaması, emtia fiyatlarının toparlanmasına yardımcı olsa da büyümedeki toparlanmayı destekleyeceğinden kalıcı yüksek enflasyon oluşmasını engelleyecektir. IMF’nin çekincesi büyüme yavaşlarken parasal sıkılaşmanın enflasyon hedeflerine yakınsamadan gevşetilmesi; fakat, ülkelerin 2024 enflasyon hedeflerine çekirdek dahil baktığımızda neredeyse tüm ülkeler Eylül/Ekim dönemindeki tahminlerini aşağı yönlü revize etmiş ve IMF’nin bu çekincesini katılmadıklarını belirtmişlerdir.”
Öte yandan ABD’de gerçekleşecek seçimlerin Fed politikalarını ne kadar etkileyeceği yönünde değerlendirmelerde de bulunan Atılal, “Powell, Kasım ayındaki başkanlık seçiminin, Fed'in eylemlerini etkilemeyeceği konusunda ısrarcı ve etkisinin olmasını da beklemiyoruz” dedi. Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Çin Merkez Bankası’nın 2024 yılı politikaları da küresel piyasaların odağında olacak. Atılal, her iki merkez bankasına yönelik görüşlerini de şu şekilde aktardı: “ECB tarafında hem durgunluk hem büyüme sorunu nedeniyle faiz indirime gitmesi bekleniyor. Çin tarafında ise deflasyonist baskının gerçek borçlanma maliyetlerini artırması nedeniyle, hızlı ekonomik toparlanmayı desteklemek için yeni yılda daha fazla parasal genişlemeye gitmesini beklemekteyim.”
“Dezenflasyon süreci inişli çıkışlı olacak”
Coface Türkiye ve Orta Doğu Ekonomisti Seltem İyigün ise merkez bankalarının politikalarına yönelik beklentilerin, büyüme performansları ve son enflasyon verileri ile beraber değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapıyor; özellikle gelişmekte olan ülke merkez bankalarının, faiz indirim döngüsüne piyasanın beklediği kadar erken ve hızlı başlamayacakları öngörüsünü dile getiriyor. Fed ve ECB cephesinde ise 2024 yılı ikinci yarısının faiz indirimlerinin başlayacağı dönem olacağını ifade eden İyigün, değerlendirmelerini şöyle sürdürüyor: “Nitekim, ABD’de manşet enflasyon gerilemiş bile olsa hala FED’in hedefi olan yüzde 2’nin 1-1,5 puan üzerinde seyrediyor, çekirdek gösterge ise temelde konut hariç hizmet fiyatlarındaki artış nedeniyle yüzde 4’e yakın kalmış durumda. Öte yandan istihdam piyasasında da, bir miktar gevşeme olmasına karşın, maaş artışları ve ekonominin istihdam yaratma kapasitesi hala kuvvetli. Avrupa tarafında ise her ne kadar beklentimiz 2024 yılının ilk yarısında durgunluk seviyesine yakın bir büyüme de olsa, Avrupa Merkez Bankası’nın da faiz indirimlerinde aceleci olmayacağını ve her iki merkez bankasının da 2024’ün ikinci yarısında küçük adımlarla faiz indirimine gidebileceklerini değerlendiriyoruz.”
Bu yıl hangi yatırım araçları öne çıkar?
Majör merkez bankalarının olası bir faiz indirim sürecine girmesinin 2024’te hangi yatırım araçlarını ön plana çıkaracağı da merak ediliyor. Bu yıl, en azından 2023’te yapılan faiz artışlarının etkilerinin büyüme göstergelerinde yılın ilk yarısında net bir şekilde hissedilmesi bekleniyor. Bu dönemde emtialara ve bunlar arasında büyüme verilerini yakından fiyatlayan endüstriyel metallere talebin ne zaman artacağı, alternatif yatırım arayanlar için merak konusu. Bu duruma yönelik görüşlerini de paylaşan Seltem İyigün, emtia piyasalarındaki fiyatlamaların, dolar endeksinin seyri kadar küresel büyümenin kuvveti ile de yakından ilgili olduğuna işaret etti. İyigün’ün bu konudaki beklentileri ise şu şekilde: “Özellikle endüstriyel metal fiyatları, Çin büyümesine oldukça hassas tepki veriyorlar. Son dönemde küresel olarak PMI verilerinin hem imalat hem de hizmetler sektöründe durgunluğa işaret ettiğini göze aldığımızda, endüstriyel metaller için küresel dolar endeksindeki düşüşün olumlu etkisinin 2024’ün ilk yarısında sınırlı kaldığını görebiliriz. Tarımsal emtialar tarafında ise arz dinamikleri belirleyici olacaktır.”
Yatırım araçlarına yönelik Tonguç Erbaş ise, hisse senedi ve ons altın için küresel piyasalarda gerçekleşebilecek faiz indirimleri beklentisinin ABD tahvil faizlerinde aşağı yönlü bir seyir oluşturabileceğini vurguladı. Erbaş, analizine şöyle devam ediyor: “Bununla beraber küresel risk algısında gerçekleşebilecek iyimser hava ABD dolarına olan ilgiyi azaltacağından ABD doları değer kaybedebilir ve dolar endeksi aşağı yönlü bir patika oluşturabilir. Bu durumda riskli varlıklardan borsalar tekrar ön plana çıkarken, düşük faiz ortamında ons altına olan talep artabilir. Özellikle ons altın ve bazı emtia piyasalarında düşük ABD dolarına bağlı yükselişler görülebilir. Petrol gibi ekonomik büyüme ve arz-talep kıskacında kalan ürünlerde yatay fiyatlamanın devamını görebiliriz. Düşük büyüme ortamı gümüş ve benzeri üretime bağlı emtia piyasasında aşağı yönlü baskı yaratmaya devam edebilir.”
“Yıl sonunda TCMB’den faiz indirimi gelebilir”
2024’ün Türkiye’de, küresel risk iştahındaki artış ve kredi notunda beklenen pozitif kararlarla yabancının dönüş yılı olup olmayacağı da takip edilecek. Bunun yanı sıra yüzde 42,5 ile tavana yaklaşan politika faizi için de bir indirim süreci gündeme gelebilir. Piyasa uzmanlarına göre, pozitif reel faizi koruyacak şekilde gelecek yıl faiz indirimleri Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) için de söz konusu olabilir.
Tonguç Erbaş, bu süreçte Mart ayı sonunda gerçekleşecek yerel seçimlerin 2024 yılı için dönüm noktası olacağının altını çiziyor; ayrıca, yabancı yatırımcı ilgisindeki artışa da vurgu yaparak şu değerlendirmede bulunuyor: “Yurt içine baktığımızda yüksek faiz ortamının yılın son çeyreğinde azalması ve enflasyonda aşağı yönlü patikanın yılın ikinci yarısında gerçekleşmesi bekleniyor. Ülke risk priminde iyileşme devam ederken, Merkez Bankası rezervlerinde artış, kredi derecelendirme kuruluşlarından not artışları ve yabancı ilgisinin TL varlıklara artması bekleniyor. Mart ayı sonunda gerçekleşecek yerel seçimler yine beklentiler içinde ayrıca değerlendirilmeli.
Her şey yolunda giderse Merkez Bankası yılın son çeyreğinde ufak adımlarla da olsa küresel faiz indirim rüzgarını da arkasına alarak faiz indirimlerine başlayabilir.
Yurt içinde Merkez Bankası, uyguladığı yeni para politikasının 2024 yılında devam edeceği konusunda piyasayı ikna etmiş gibi gözüküyor. Baki Atılal’a göre de, seçim sonrasında uygulamaya koyulan sadeleşme/ rasyonaliteye dönüş programının hem anlaşılır olması hem de sonuçlarının etap etap alınmaya başlaması tüm yabancı yatırımcıların ilgisini çekmiş durumda. Konuya ilişkin Atılal, “Cari dengede iyileşme, rezervlerdeki artış, sıkı para politikasının devamı önce tahvillerde çok belirgin yabancı girişi ve hisse tarafında yabancıların alımlarının artması 2024’e olumlu bakmamıza imkan sağlamaktadır” ifadelerini kullandı.
Bunun yanında Merkez Bankası’nın faiz indirimine bu yıl başlama ihtimali olduğunu da vurgulayan Atılal, sözlerini şöyle tamamlıyor: “2024’te küresel merkez bankalarının faiz indirimlerinin yılın ilk çeyreğinden başlayacak olmasının beklenmesi, risk iştahını açık tutacağından ve uyguladığımız politikayı devam ettirdiğimiz taktirde hem not artışı hem sermaye girişleri hem de yerli yatırımcının TL’ye yönelmesinin artması ile birlikte 2024 yılının son çeyreğinde TCMB’nin yüzde 45 seviyesinde tepe yapmasını beklediğimiz politika faizinin 500 baz puanlık indirimle yüzde 40’a çekmesini beklemekteyiz. Sonuç olarak beklenen enflasyona göre pozitif reel faiz vermeye devam edeceğimiz yönünde olacaktır.”