2024 beklentileri: Lojistik
Pandemi döneminde tedarik zincirinde yaşanan kırılmanın tahribatını toparlamaya çalışan lojistik sektörü bu kez de küresel resesyon riskiyle karşı karşıya. 2023’te limanlarda elleçlenen yük miktarlarında ve karayolu ihracat seferlerinde azalma yaşanırken, taşımacılık sektörü için 2024’ün de zorlu geçmesi bekleniyor.
Zorlu geçen 2023 yılında küresel ekonomide yaşanan yavaşlama, global enflasyonist ortam ve Yemen’deki İran destekli Husiler’in Kızıldeniz’deki gemileri vurması taşımacılık şirketlerini ve küresel ticaret rotalarını tehdit etmeye başladı. Bir taraftan yerel ekonomideki gelişmelere paralel giderleri artan Türk lojistik firmaları, diğer yandan küresel yük taşıma talebindeki gerileme ve dengelerin değişmesiyle birlikte karlılıklarında kayıplar yaşıyor.
Ümit burnu 150 yıl aradan sonra yeniden aktif
Ortadoğu’da devam eden çatışmalar nedeniyle bazı gemiler Süveyş Kanalı’ndan Ümit Burnu’na yönelmeye başladı. Kızıldeniz rotasını askıya alan gemicilik şirketleri filolarını daha uzun olan Ümit Burnu’nu yönlendirdi. Bu durum yolculuk mesafesine yüzde 40 eklenmesi anlamına geliyor. Ümit Burnu yaklaşık 150 yıl aradan sonra yeniden aktif olmaya doğru ilerliyor.
Sektörel anlamda pandemide zirve yapan navlunlardaki düşüş 2023 yılında da devam etti. Süveyş Kanalı’ndaki güvenlik problemi sebebiyle 2024 yılında hem gecikmeler hem de navlunlarda artış beklentileri bulunduğunu söyleyen Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Ayşem Ulusoy, navlunlardaki düşüş trendinin lojistik sektörünü hem yeni gelir kaynakları bulmaya yönlendirdiğini, hem de operasyonel giderleri azaltarak verimlilik sağlama yoluna gidildiğini belirtiyor.
Yüzde 10 sefer kaybı yaşandı
Pandemi döneminin başlarında yaşadığı şoku atlatan lojistik sektörünün pandemi süresince önemli bir performans yakaladığını söyleyen Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkan Yardımcısı Fatih Şener, sektörün pandemi sürecini başarıyla geçtiğini, kendisini geliştirerek büyüdüğünü ve sonrasında özellikle Avrupa’daki yaşanan ekonomik durgunluk, Rusya-Ukrayna savaşı ve onun yan etkileriyle sektörde ciddi güç kaybı yaşandığını belirtiyor. Sektörün 2023 yılını yaklaşık yüzde 10 sefer kaybı yaşayarak atlattığını ifade eden Şener, ihracatın artıyor olmasına rağmen yaşanan düşüşün özellikle batıya yönelik taşımalarda yaşanılan geçiş izin belgesi, vize gibi problemlerden kaynaklı olduğunu söylüyor.
Yurt içindeki ve hatta Avrupa Birliği yakıt fiyatlarında maliyetlerdeki artışların sektörü olumsuz etkilediğine dikkat çeken Şener, “Ayrıca uluslararası nakliye sektörü batıda çalışabilmesi için batı ülkelerinde en yeşil, en modern araçları kullanmak zorunda. Dolayısıyla bu yıl önemli yatırımlar yapıldı. Ancak özellikle dünyada çip krizi ve çeşitli gerekçelerle ekipman fiyatları, araç fiyatları yükseldi ama Türkiye'de anlaşılmaz bir şekilde çekici fiyatları, araç fiyatları yaklaşık döviz bazında yüzde 50 arttı. Bu durum da sektörü önemli bir yatırım maliyetine zorladı” diyor.
Daralma derinleşti
Küresel ekonomideki yavaşlamaya paralel olarak Türkiye limanlarında elleçlenen yük miktarı da azalıyor. Denizcilik Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan yük istatistiklerine göre, Ocak-Kasım döneminde limanlarda elleçlenen yük miktarı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,7 azalarak 474 milyon 291 bin 189 ton oldu. Karayolunda da ihracat seferleri daralma eğilimine girdi.
- Uluslararası Nakliyeciler Derneği'nin (UND) verilerine göre, Ocak-Ekim 2023 döneminde Türkiye’den karayoluyla yapılan ihracat seferleri geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 3 azalarak 1 milyon 660 bin 720 sefer olarak gerçekleşti.
Son dönemde özellikle arz talep dengesi sebebiyle kar marjlarının düşmesinden dolayı sektörü önümüzdeki yıl zorlu bir dönemin beklediğini belirten Şener, bu noktada konjonktürel gelişmelerin de öneminin büyük olduğunu söylüyor. Artış gösteren giderler, enflasyon ve yakıt fiyatlarındaki dalgalanmanın 2024 yılında lojistik sektöründeki bütçeleri zorlamaya devam edeceğine dikkat çeken Ulusoy ise lojistik sektöründeki paydaşların maliyet verimliliği ile hizmet kalitesini dengeleme sürecini tecrübe edeceklerini söylüyor. Küresel bir sorun olan şoför eksikliğinin etkilerinin de 2024 yılında gözlemlenmeye devam edeceğini söyleyen Ulusoy, “Ülkemizin coğrafi olarak etrafındaki siyasal kriz ve çatışma ortamının yanı sıra Çin ve ABD arasındaki ticaret savaşları Türkiye’yi çevreleyen ve içeren koridorların önemini sürdürmesine katkı sağlarken bu koridorlara alternatif arayışları devam edecektir” diyor.