2022’nin risk haritası
2022’nin, pandeminin neden olduğu dengesizliklerin büyük olasılıkla çözülmeye başlayacağı ve iş döngüsünün normale döndüğü kritik bir yıl olması bekleniyor. Devam eden pandemi gölgesinde normalleşmeye çalışan küresel ekonomide, yeni yılla beraber iyimserlik hâkim olsa da, bu yıl dünyayı zorlayacak bazı riskler de mevcut. Her biri ekonomi üzerinde zorlayıcı etkiler ortaya çıkarabilecek bu riskler, dünyada ekonomik normalleşme beklentilerine gölge düşürebilir.
Yeniden kapanmalar mümkün mü?
Yeni yıl yaklaşırken yavaşlayan pandemi yeni açıklanan varyantlarla, dünya gündeminde yer almaya devam etti. Yıl biterken ilk kez Güney Afrika’da ortaya çıkan Omicron varyantı, Avrupa’da acil önlemlerin devreye girmesi ile bir kere daha kapanmalar geri mi dönüyor sorusunu gündeme getirdi. Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi’nin yeni varyantın Avrupa’da 2022’de ilk iki ay baskın mutasyon olacağını açıklaması da bu konuda endişeleri arttırdı.
Sağlık çevrelerinden yapılan ilk açıklamalar Omicron’un daha bulaşıcı olmasına rağmen daha fazla öldürücü olmadığı yönünde olsa da, yeni oluşabilecek varyantlar konusunda tedirginlik yaratıyor. Böyle bir durumda ise 2022’de dünya ekonomisinde büyüme istenilen seviyede gerçekleşmeyebilir. Olası en kötü senaryoda, yeni varyantların mevcut aşılara dirençli olması halinde ise, dünya seyahat ve ticaret engellerine geri dönebilir.
Kemerleri sıkma dönemi
Tüm dünyada hükümetler, pandemi etkilerini en aza indirmek için, işçileri ve işletmeleri destekleyici büyük harcamalar yaptı. 2022’de ise bu harcamaların kısıtlanacağı tahmin ediliyor. 2022 itibariyle bütçe açığını azaltmak ve kamu borç artışını düşürmek isteyen hükümetlerin kamu harcamalarını daraltmaya gitme eğilimi, ekonomik göstergelerde bozulmaya neden olabilir.
Şu an için yapılan öngörüler, küresel devlet borçlarının 2022 sonunda 91 trilyon dolara ulaşacağını gösteriyor. Bu miktar, küresel GSYİH’nin yaklaşık yüzde 92’sine denk geliyor. Bu durum özellikle gelişmekte olan ülkelerin borç ve yüksek enflasyon ortamında dengeli bir maliye ve para politikası izlemesini gerektiriyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva da zengin ekonomiler borç rahatlatma konusunda adım atmazsa, 2022’de birçok yoksul ekonomide kriz ortaya çıkabileceği ve bazı ekonomilerin çöküş yaşanabileceği konusunda dünyayı uyardı. Fakir ülkelerin yüzde 60’ının borç batağında olduğunu belirten Başkan’a göre G20 kreditörlerinin bir an önce borç yapılandırmasına gitmesi gerekiyor.
Merkez bankaları tetikte
Yıl boyunca dünya ekonomisinde tartışmaların odak noktasında yüksek enflasyonun geçici mi yoksa kalıcı mı olduğu vardı. ABD’de yüzde 7, Euro bölgesinde yüzde 5 seviyesine ulaşan enflasyonun baharda düşmeye başlayacağı tahmin edilse de, tedarikteki kısıtlar ve enerji fiyatlarının tetiklediği yüksek enflasyon sorunu 2022’nin de tartışmalarından biri olacak gibi görünüyor.
Birçok uzmana göre dünya pandemiden yavaş yavaş çıkarken, enflasyon bir endişe kaynağı olmayı sürdürüyor. Enflasyonist baskıların, 2022’de fiyat değişiklikleri önemli ölçüde azalmaya başladıktan sonra bile, kriz öncesi ortalamaların üzerinde ve merkez bankalarının öngördüğünden daha kalıcı olması muhtemel.
Uluslararası Para Fonu (IMF) daha yüksek emtia fiyatları ve lojistik maliyetlerinin, küresel tedarik zincirlerinin sürekli bozulmasıyla birleştiğinde, enflasyonun kalıcılığa yönelik endişeleri artırdığı konusunda uyarıda bulunurken, OECD bu yıl için 2022 için enflasyon tahmini yüzde 3,9’dan yüzde 4,4’e yükseltti. Deutsche Bank da finans piyasalarına yönelik gerçekleştirdiği ankette yüzde 45 ile enflasyonu, 2022’nin en önemli riski olarak açıkladı. Fed son toplantısında da enflasyon ile ilgili geçici ifadesini kaldırırken, yeni yıl için enflasyon tahminini yüzde 2,2’den yüzde 2,6’ya yükseltti.
Şırınga yok!
Çin’in yıl boyunca tedarikte kendi iç pazarına öncelik vermesi, sıkı uygulanan karantina tedbirleri ile birleştiğinde, ülkede 2021’de büyüme hızının yavaşlamasına neden oldu. Ülkede tüketici güveni pandemi öncesi seviyelerin altında kalırken, inşaat sektörü yavaşladı, elektrik kesintileri işletmeleri faaliyetlerini azaltmaya zorladı. Yıl boyunca navlun ücretlerinin görülmemiş ölçüde artışı, tedarikte farklı kanallara olan talebin de artmasına yol açtı. Küresel ticaret üzerinde uzun dönemli etkileri olan bu sürecin, 2022’de de sürmesi, bununla beraber belirli ürünlerin arzında sıkıntıların yaşanması muhtemel.
Tedarik zincirleri üzerindeki zincirleme etkiler, küresel olarak kalıcı ürün kıtlıklarına ve gecikmelere ve dolayısıyla küresel enflasyona katkıda bulunurken, dünyada arzı azalan belirli ürünlere ulaşmak artık eskisi kadar kolay olmayacak. Madencilik operasyonundaki gecikmeler, sevkiyattaki yığılmalar, Çin’in navlun maliyetleri yanı sıra kilit üretim-nakliye alanlarındaki ani karantina kısıtlamaları 2022’de arz tarafındaki riskleri büyütüyor. Kısacası talebe yetişemeyen üretimdeki riskler nedeniyle bazı ürünlere ulaşmak dünya için zor olacak.
Ukrayna ve Tayvan'da savaş gerginliği
Dünyanın farklı coğrafyalarından her yıl çatışma haberleri gelse de, 2022’de gündemi daha çok meşgul etmesi muhtemel Çin-Tayvan ve Rusya-Ukrayna krizleri, öne çıkan jeopolitik risklerin başında geliyor.
Rusya Ukrayna sınırına daha fazla asker sevk ederken, gerilimin tırmanmasına ilişkin endişeler şimdiden enerji piyasalarında yeni dalgalanmalara neden oluyor. Rusya’nın Ukrayna’ya herhangi bir askeri müdahalesi ise Avrupa Birliği ve ABD’nin krizin içerisine girmesine, dolayısıyla dünya ticaretinde sıkıntılara yol açabilir. Çin anakarası ve Tayvan arasındaki gerilimin bir sıcak savaşa sürüklenmesi ise elektronikten otomotive küresel yarı iletken sanayisinin kalbi olan bölgedeki üretimin çöküşü anlamına gelebilir.
Kuraklık kapıda
Geçtiğimiz yıl dünya, seller ve yangınlarla dolu bir yıl yaşadı. İklim değişikliğinin bir sonucu olan doğal afetler, milyonlarca dolar ekonomik kayba yol açtı. Yapılan tüm girişimlere rağmen gelişmiş ülkelerin ikim değişikliğine yönelik somut adımlar atmaması, 2022’de de iklim değişikliğinin gündemimizde kalmaya devam edeceğini gösteriyor. Bu nedenle dünya genelinde, 2021 boyunca seller ve kuraklığa bağlı rekolte kaybı nedeniyle artan fiyat sorunu devam edebilir.