2016'da Türkiye ekonomisini taşıyan sektörler

2016’nın ilk 11 ayında otomotiv ihracatımız yüzde 11,5 artmış ve 21.5 milyar dolar olarak oldu.
2016’nın ilk 11 ayında otomotiv ihracatımız yüzde 11,5 artmış ve 21.5 milyar dolar olarak oldu.

2016 yılında otomotiv her zamanki gibi özellikle ihracatın gözdesi olurken, son yıllarda devlet teşviklerinin önem kazandığı birçok sektörde ciddi atılımlar gerçekleşti. Sektörlerin bazıları ihracatta öne çıkarken, bazıları büyüme ve yatırımda dikkat çekti. Oyun ve dizi sektörleri de büyük potansiyelleri ile doğru yolda olduğumuzu gösterdi.

Otomotiv sektörü önceki yıllarda olduğu gibi hem ihracat hem de büyüme rakamları açısından öncü kuvvet olma rolünü sürdürdü. İhracat şampiyonluğunu yıl boyunca kimseye kaptırmayan sektör, kasım ayını da 16,9 artış ve 2 milyar 239 milyon dolarla kapattı.

2016’nın ilk 11 ayında otomotiv ihracatımız yüzde 11,5 artmış ve 21.5 milyar dolar olarak oldu. Sektör Rusya pazarındaki daralmadan yakınsa da Avrupa Birliği ile ticaretteki gelişmeler yıl sonu hedeflerine ulaşılmasını kolaylaştırdı. AB pazarında devam eden büyüme, ülkemizde yatırımı bulunan ana sanayi firmalarının yeni model yatırımlarının etkisi, geçtiğimiz yıl otomotiv ihracatında 3 milyar dolarlık kayba yol açan parite etkisinin ortadan kalkması otomotivdeki ihracat artışının temel belirleyicileri olarak karşımıza çıktı.

Otomotiv Distribütörleri Derneği verilerine göre, bu yılın ocak-eylül döneminde otomotiv sektöründe toplam pazar geçen yıla göre yüzde 6 daralarak, 652 bin 832 adet olarak gerçekleşti. Aynı dönemde üretim geçen yıla göre yüzde 6'lık artışla 1 milyon 33 bin 225, ihracat da yüzde 13'lük artışla 797 bin 130 adet oldu. Otomotiv Distribütörleri Derneği Genel Koordinatörü Hayri Erce, geçen yıl psikolojik sınır olan 1 milyon adetlik satış rakamının aşıldığını ve böylece 2015'in sektör açısından en yüksek satış adetlerine ulaşılan yıl olduğu görüşünde.

Firmalar oyun peşindeydi

Her yaştan insanın ilgi duyduğu oyun programları, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ciddi bir ekonomik büyüklüğe sahip. Özellikle gelecek yıllarda ekonomik büyümede yükü ciddi anlamda sırtlaması umulan sektör, genç girişimcileri ile de geleceğe göz kırpıyor. Pazar araştırma şirketi Newzoo tarafından yayınlanan rapora göre; 2010 yılında 67 milyar dolar olan küresel oyun endüstrisinin bu yıl 100 milyar doları bulması bekleniyor. Türkiye'de 2013 yılında 200 milyon dolarlık bir ekonomik hacme sahip oyun sektörü, şu an itibariyle 1 milyar dolarlık büyüklüğe yaklaştı. Ülkemizde oyun sektörüne verilen önemi artırmak isteyen KOSGEB de, oyun geliştiren şirketlere finansal destek sağlıyor. Global pazarda oldukça önemli olan oyun sektörünü ülkemizde de yaygınlaştırmak için böyle bir adım atan KOSGEB, yerli yazılımın desteklenmesini ve geliştirilmesini de sağlamayı hedefliyor.

Enerjide yatırım ve hızlanma yılı

Son 15 yılda hızlı ekonomik büyümesine bağlı olarak enerji talebi de hızla artan Türkiye’de talebi karşılayacak gerekli üretim yatırımları kamu ve özel sektörün çabası ile hızlı bir şekilde devreye almaya devam etti. Artan enerji talebi hidrokarbon enerji kaynakları açısından zengin olmayan Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını ve yüksek petrol- gaz fiyatlarının etkisiyle ülkenin enerji ithalat faturasını da arttırmıştı.

  • Enerjide dışa bağımlılık ve enerji ithalatının düşürülmesi Enerji Bakanlığı’nın en önemli politika önceliklerinden birisi olurken burada öne çıkanlar ise yerli linyit kaynakları ve yenilenebilir enerji oldu.

2016’da, güneş enerjisinde olduğu gibi rüzgarda yapılması planlanan YEKA ihalesinin 2017’nin ilk çeyreğinde yapılması planlanıyor. 2016’da öncelik verilen ve yeni yılda da ön yenilenebilir enerji açısından öne çıkanlardan bir tanesi de güneş enerjisi ve YEKA’lar. Kamu ve hazine arazilerinde elektrik üretimine uygun YEKA alanlarının belirlenerek derecelendirileceği ve kullanımının sağlanacağı ifade ediliyor. Güneşte Karapınar’daki 1.000 MW’lık ilk YEKA için ihalenin sonuçlandırılması ve hemen ardından yer tesliminin yapılması planlanıyor. Küresel ölçekte en önemli ve büyük ihalelerden birisi olacak olan Karapınar YEKA ihalesinin ardından programda ifade edildiği gibi yeni YEKA’ların belirlenmesi ve belirlenen bölgelerde yapılacak diğer gelecek ihaleler için hazırlıkların hız kesmeden devam etmesi bekleniyor. Geçen yıl yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretiminin toplam üretim içinde yüzde 32 olan payının 2017’de yüzde 33,9’a yükselmesi, yenilenebilir kaynaklardan 2015’de 84,1 milyar kWh olan elektrik üretimin 94,3 milyar kWh’a yükselmesi bekleniyor. Doğalgazdan elektrik üretiminin 2015 yılında yüzde 37,9 olan payının 2017’de düşmeye devam ederek yüzde 35,4’e ineceği öngörülüyor.

Son bir yılda Enerji Bakanlığı tarafından atılan kararlı adımlar yerli linyit ve YEKA’lar konusunda hızlı mesafe alınmasını sağladı. Hükümetin 2017 yılı programında enerji bölümünde öne çıkan başlığın yenilenebilir enerji olduğu görülürken güneş ve rüzgar enerjisinde başta YEKA projeleri olmak üzere sektör tarafından ilgiyle beklenen konuların programda yer alması 2017’nin sektör açısından oldukça hareketli ve verimli bir yıl olacağını gösteriyor.

2017 yılı programında Türkiye’nin enerji arz güvenliğini sağlamaya yönelik projelerin de yer alması, başta kritik önemdeki doğalgaz depolama kapasitesinin arttırılması olmak üzere yatırımların ve bu konudaki iradenin devam edeceğini gösteriyor.

Deloitte Türkiye 2016 Raporu’na göre, gelecek yıl elektrik fiyatları bu yıla paralel seyredecek. Beklentiler çerçevesinde, Türkiye'de gelecek yıl mevcut gaz deposu ve LNG terminallerinin kapasitelerinde artış öngörüldüğü ve Tuz Gölü yer altı gaz deposunun da devreye alınabileceği öngörüldü.

Enerjideki dışa bağımlılığın cari açık üzerindeki etkisini azaltmak hedefiyle hükümetin yerli ve yenilebilir enerji kaynaklarına verdiği önemin vurgulandığı raporda, konuya ilişkin çalışmaların 2017'de tamamlanması ve arz güvenliği açısından teknik yetkinlikleriyle öne çıkan doğalgaz santrallerinin de bu mekanizma ile ek gelir elde etmesinin beklendiği belirtildi. Açıklamada, yenilenebilir enerji ile elektrik üretim kapasitesinin hızlı artışının yanı sıra, 2017'de ekipman üretiminin de yerlileştirileceğinin öngörüldüğü vurgulandı. Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalesinin ilkinin Konya-Karapınar’da bin megavatlık güneş yatırımı için yapıldığının hatırlatıldığı açıklamada, söz konusu ihalenin benzerlerinin diğer alanlarda da gerçekleşeceği kaydedildi.

Milli savunma sanayii şov yaptı

2016 savunma sektörünün altın yılı olsa desek yeridir. Kamu teşviklerinin de etkisiyle birçok firma öncelikle iç pazarın ihtiyacını karşılamak uzun vadede de ihracatı artırmak için milli projelere yöneldi.

Türkiye’de ihraç ürünlerinin kilogramı 1.34 iken, savunma sanayinde 25 dolar.

Hal böyle olunca Türkiye hem 2023 hedefleri hem de sanayileşme hamleleri kapsamında savunma teknolojilerine son yıllarda özel önem veriyor. Milli projelerden özellikle İHA gibi teknolojiler sayesinde terörle mücadelede daha da güç kazanan Türk Silahlı Kuvvetleri için 2016 yeni dönemin başladığı bir yıldı. Aynı zamanda, Türk savunma firmalarının dünyanın en büyük savunma firmaları listesinde yer aldığı bir seneyi geride bıraktık.

Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği’nin (SSI) Başkanı Latif Aral Aliş’e göre, sektör ihracatının yılın ilk 6 ayında yüzde 11.6 arttığını ve 2016 yılında sektörde yüzde 20’lik büyümeyi yakalamayı hedeflediklerini söylüyor. Aliş, “ Bugün kendi uydusunu, insansız hava aracını, eğitim uçağını, helikopterini, piyade tüfeğini, muharebe gemisini, zırhlı aracını, füze ve roket sistemlerini üreten, simülasyon, yazılım geliştiren, F35, A400M gibi dünya çapında projelerde ortak olan, uydu üretim ve test merkezini inşa eden, uydu fırlatma üssü inşa çalışmalarına başlayan ve özgün helikopter projelerini başlatan bir ülke olduk” diyor.

Diziler Brezilya'ya ulaştı

Geçtiğimiz yıllarda Balkanlar ve Ortadoğu’yu kasıp kavuran dizilerimiz bu yıl Brezilya’yı ve Latin Amerika’yı salladı.
Geçtiğimiz yıllarda Balkanlar ve Ortadoğu’yu kasıp kavuran dizilerimiz bu yıl Brezilya’yı ve Latin Amerika’yı salladı.

Son yıllarda ekranları kasıp kavuran Türk dizileri ekonomideki payına bakmadan özellikle kültür ihracatı ve ülke imajı açısından düşünüldüğünde 2016’da katkısını sürdürdü. Amerika'dan sonra drama ihraç eden ikinci ülkeyiz. Bu pazarımız da gittikçe gelişiyor. Şu an çok geniş bir coğrafyada Asya'dan Güney Amerika'ya kadar Türk dizileri televizyonlarda kendilerine yer buluyor. Türkiye'nin bu konudaki ihracatı 2015 yılında 300 milyon doları aştı. İstanbul Ticaret Odası verilerine göre, şu an 30-40'tan fazla Türk dizisi dünyanın birçok yerinde yayınlanıyor. Türkiye'de toplam 678 televizyon kanalı bulunuyor. TV kanallarının 25'i ulusal, 16'sı bölgesel ve 205'i yerel yayın yapıyor. Kanalların 432'si, 139'su kablolu ve 293 uydudan olmak üzere, şifreli yayın hizmeti veriyor. Dünya genelindeki reklam harcamalarının 2016 yılında yüzde 5,6, 2017'de ise yüzde 5,2 artacağı tahmin ediliyor. Harcamalar arasında ilk sıradaki konumunu koruyan televizyon reklamları bu harcamaların yaklaşık yüzde 40'ını oluşturuyor. Geçtiğimiz yıllarda Balkanlar ve Ortadoğu’yu kasıp kavuran dizilerimiz bu yıl Brezilya’yı ve Latin Amerika’yı salladı.

İnşaat sektöründe Rusya etkisi

İnşaat, bazı kesimler tarafından her ne kadar sanayi sektörü olarak görülmese de 500’den fazla sektöre hitap ettiği bir gerçek. Türk müteahhitlerin yurtdışında üstlenilen yıllık yeni proje tutarı 2013 yılında 30 milyar, 2014'te 26.5 milyar, 2015'te 22.4 milyar ABD Doları olmuştur. 2016 yılının ilk yarısında yurtdışında 2.8 milyar ABD Doları değerinde 45 yeni proje üstlendi. Yılın ilk 9 ayında üstlenilen projelerin ülkelere göre dağılımında ilk 5 ülke Bahreyn (%19.2), BAE (%15.0), Kuveyt (%14.7), Fas (%12.3), ve Senegal (%9.2) oldu. Ancak 2016’da Rusya krizi sektörün iş potansiyelini önemli ölçüde etkiledi.

Türkiye Müteahhitler Birliği verilerine göre, 16 yılında inşaat sektöründe yurtiçi talep ağırlıklı büyümenin yüzde 5.0-6.0 aralığında seyredebileceği, süreçte finansman koşulları, kamu ve özel kesim yatırım düzeyinin etkili olacağı değerlendiriliyor. İnşaat sektörünün küresel ekonomi içindeki payının yüzde 10-12 civarında olduğu dikkate alındığında, sektörün önümüzdeki dönemde, devam eden kentsel dönüşüm çalışmaları ve büyük altyapı projeleri ile birlikte, ekonomik aktivitede daha yüksek bir paya sahip olma potansiyeli devam ediyor. İlişkilerde normalleşmenin sağlanması Türk inşaat firmalarının Rusya'daki faaliyetlerine yeniden ağırlık vermelerini ve yeni projeler üstlenmelerini sağlayacak. Ayrıca, petrol ihracatçısı ülkelerin üretim kısıntısı konusundaki mutabakatları doğrultusunda belirli düzeyde artış ivmesi kazanan enerji fiyatları, Suudi Arabistan, Cezayir, Türkmenistan gibi, Türk yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin referanslarının son derece güçlü olduğu pazarlarda yatırım ortamına ve finansman koşullarına olumlu yansıyabilecek. Sahra altı Afrika'nın başı çektiği yeni pazarlardaki fırsatlar da değerlendirildiğinde 2017 yılının; yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin gelişimi açısından son 10 yıllık dönemde kazanılmış ivmenin tümüyle kaybedildiği kayıp bir yıl olan 2016'dan daha olumlu bir dönem olacağı umuluyor.

Medya dünya ortalamasının üzerinde büyüdü

PwC tarafından yayınlanan Küresel Eğlence ve Medya Sektörüne Bakış 2016 -2020 Raporu’na göre, eğlence ve medya sektörünün dünya çapındaki toplam geliri, önümüzdeki beş yıl içinde %4,4'lük bir yıllık birleşik büyüme oranıyla (CAGR) artarak, 2020 yılında 2,14 trilyon dolara çıkacak. Türkiye’de ise medya ve eğlence sektörü dünya ortalamasının yaklaşık iki katı hızla yıllık ortalama yüzde 9,3 ile büyüyecek 12 milyar dolar olan büyüklüğünü, 2019 yılında 16,9 milyar dolara çıkaracak. Medyayı internet ekonomisi ekseninde de düşündüğümüzde rakamlar iyice büyüyor. Türkiye’de interneti en fazla kullanan genç nüfus bu alandaki büyümenin hızla devam etmesini sağlıyor. İnternet erişimindeki gelirlerin 2019’a kadar her yıl yüzde 14,2 oranında büyümesi beklenirken, mobil internet erişiminde ise büyüme 19,8’le daha da hızlı olacak. Bu gelişmelerle basılı yayın da gün geçtikçe dijital kanallara doğru ilerleyecek

Küresel krizde bankalar sağlam duruyor

Türk Bankacılık Sektörü, 2008 küresel krizinin etkilerinin dünya çapında sürdüğü bir ortamda, yapısal istikrarını korudu. Aktif büyüklüğü Eylül 2016 döneminde bir önceki çeyreğe göre yüzde 2,3 artarak 2.534 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu yıl aynı zamanda dünya devi Bank Of China’nın Türkiye pazarına göz kırptığı, Katarlı QNB’nin Finansbak ile birleşmesini sorunsuz tamamladığı bir yıl oldu. Katılım bankacılığı sektörünün yılın son ayındaki aktif büyüklüğü 120 Milyar TL’yi aşarken, bankacılık sektörü içerisindeki pazar payı yüzde 4.7 olarak gerçekleşti.

Havayolu uçurdu

Türkiye'de havacılık sektörü büyümeye devam ediyor.
Türkiye'de havacılık sektörü büyümeye devam ediyor.

Dünyada yolcu sayısında yüzde 2,7 büyüme yaşanırken, bu rakamın Türkiye'de yüzde 6,3 oldu. Havacılık sektöründe büyük gövdeli uçak sayısı, 162'den 540'a çıkarken, toplam yolcu sayısı 2003'e göre yaklaşık 6 kat artarak 181,5 milyona yükseldi. Havacılık anlaşması bulunan ülke sayısı, 81'den 167'ye çıkması Türk sivil havacılığına büyük katkı sağladı. 2003'te 2 havayolu şirketiyle 60 noktaya uçuş gerçekleştirilen yurt dışı uçuş ağı yüzde 372 arttı. Yurt dışı uçuş ağı, 6 havayolu şirketiyle 116 ülkede 283 noktaya ulaştı. Havayoluyla seyahat edenlerin sayısı, ilk 11 ayda 149 milyon 424 bin 890 oldu

22 milyon kişinin istihdam kaynağı: Tekstil

Türkiye ekonomisini uzun yıllardır sırtlayan, orta gelir tuzağı konusunda uyarıların her zaman merkezinde olan tekstil sektörü bu yılda ihracat rakamlarında ilk üçe girmeyi başardı. Yan sektörleri ile birlikte 600’den fazla iş kolunu doğrudan ve dolaylı etkileyen tekstil sektörü besliyor. 1 milyar 319 milyon dolarla hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı ise tekstilciler kasım ayını en fazla ihracat yapanlar sıralamasında ikinci sırada yer aldı. Sektörün son 1 yıllık ihracattaki payı yüzde 13, yılı Rus ambargosu ile geçiren tekstilciler için zor bir yıl olsa da 2017 iki ülke arasındaki düzelen ilişkiler ve İran pazarı açısından umut vaat ediyor. Bu arada 200 milyon kişiye istihdam sağlayan tekstil, bilinen negatif algının aksine özellikle son dönemde kurumsal ve pozitif yönde gelişim gösteriyor. Özellikle hazır giyimde markalaşma ve Türk firmaların Ortadoğu ve Balkan ülkelerine yönelik girişimleri dikkat çekiyor.