Rezerv para kavramını çok sık duyuyoruz. Peki nedir bu rezerv para? Uluslararası ticarette ağırlıklı bir şekilde kullanılan paralar diyebiliriz. Mesela Amerikan doları, euro, sterlin ve Japon yenini rezerv paralara örnek gösterebiliriz. Özellikle dolar için ayrı parantez açalım. Bugün neredeyse dünya ticaretinin yarısı dolar üzerinden yapılıyor. Şirketler ve bankalar dolar bulundurmak zorunda. Bulundurmazlarsa ithalatın büyük bir kısmını yapamazlar. Öte yandan dünyanın birçok yerinde döviz bürosuna gitmeden dolarla mal ve hizmet satın alınabiliyor. Rezerv paraya sahip olan ülkeler para basma konusunda da diğer ülkelere göre daha özgür. Şöyle düşünün basılan bir rezerv para, dünyanın talebine hitap ettiği için daha esnek olabiliyor ve enflasyona daha az etki ediyor. Bir de rezerv para tutmak zorunda olan ülkelerin penceresinden bakalım. Bu ülkeler dolar gibi paralara büyük ölçüde bağlı. Her halükarda yurt dışından borçlanmak zorundalar. Bu tarz bir borçlanma ülkenin diğer ülkelere bağımlılığını artırıyor. Bu yüzden gelişmekte olan ülkeler yavaş yavaş kendi para birimiyle ve altınla yaptığı ticareti genişletiyor. Bu hamlelerin amacı rezerv para birimine mutlak bağlılığı ortadan kaldırmak. Tabii ki farklı para birimlerinin dünya ticaretinde etkin rol oynaması o ülkelerin üretiminin ve toplam ticaretteki payının artmasına bağlı.