Sayılar, grafikler, tablolar ve daha birçok yönüyle ekonomi, gözümüzde somutların dünyası olarak canlanıyor. Ama ekonominin bir de duygular ve psikolojiyle açıklanan tarafı var. Biz buna davranışsal ekonomi diyoruz. Buna göre insanlar her zaman rasyonel değil, karar alırken duygularımızı da ortaya koyuyoruz. Örneğin katıldığınız bir çekilişten 5000 TL'lik bir telefon kazandığınızı düşünün. Telefonu kullanmayıp satmak istediniz ve 5000 TL'yi nakde çevirdiniz. Bu parayla ne yapardınız? Nobel ödüllü ekonomist Richard Thaler'ın Zihinsel Muhasebe teorisine göre birçok kişi bu parayı mantıksızca harcardı. Mesela 5000 TL ile lüks bir restorantta yemek yemeyi tercih edebilirdiniz. Çünkü size bunu düşündüren şey bu paranın çekilişten geldiği. Eğer rasyonel olsaydınız bu düşünceye kapılmaz ve paranızı normal bir durumda nasıl harcıyorsanız o şekilde harcardınız. İşte rasyonellik ve duyguların çatışması şeker hastası birinin tatlı yemekten vazgeçememesi gibi her alanda görülebilir. Bundan dolayı insan duygularından ayrı düşünülemez. İnsanlardan tamamen rasyonel olmasını beklemek rasyonel olmayan bir davranıştır.