Çin'in Uygur Türkü bir kadının evine 3 Çinli erkek yerleştirdiği görüntüler gündemde. Bu ürkütücü olay aslında Çin'in 2016'dan beri sürdürdüğü 'Kardeş Aile' projesinin bir parçası. 2018'deki Komünist Parti resmi gazetesine göre 'Kardeş Aile' projesinde 1 milyondan fazla hükümet çalışanı görev alıyor. Uygur Özerk Bölgesi'nde Uygurların evlerine 'yeni bir aile üyesi' olarak taşınıyor ve her adımlarını devlete rapor ediyorlar. Hükümet, raporlarında Uygurların kadrolu Çinlilerle yemeklerini ve yataklarını paylaştıkları 'sıcak birliktelikleri' övgüyle anıyor. Hatta sözde 'etnik birliğin' sağlandığı zoraki Çin-Uygur evliliklerini para ödülü ile teşvik ediyor. Projenin asıl amacı Uygurları dinsiz bir hayat yaşamaya zorlamak. Bu sahte akrabaların kimi ailelerde devamlı olarak yaşadıkları biliniyor. Ancak genellikle 5 günlük sürpriz ziyaretlerle çıkageliyorlar ve Uygurlar onlardan habersiz tek bir adım dahi atamıyor. Nitekim partinin öngördüğü yaşam tarzından sapan her aksiyon, potansiyel bir aşırılık işareti olarak hükümete bildiriliyor. Namaz kılıp, dua etmek veya evde Kur'an bulundurmak bir yana dursun; sakal bırakmak, bir bebeğe dindar bir isim vermek ya da alkolü bırakmak gibi sözde aşırılıklar gözaltına alınmak ya da toplama kamplarına gönderilmek için yeterli. 2020 kayıtlarına göre bölgedeki 1000'i aşkın toplama kampında 3 milyon Müslüman Uygur Türkü olduğu tahmin ediliyor.