Sıradan bir günde, apartmandan çıkar çıkmaz bir sigara yakarsam, izmariti parkın çıkışındaki rampanın sağında kalan mazgala atabilirim. Mesaiye ne kadar geç kaldığımı da sigaranın nerede bittiğine göre anlarım. Son nefesi, halk ekmek bayisine gelmeden çekmişsem yavaş yürüyorumdur. Eğer izmaritimi, tesettürlü kadınlara zumba eğitimi veren dükkânın önünde sorumsuzca sokağa fırlattıysam, biraz daha boş olmasını umduğum ikinci metrobüsü bekleyebilirim. Sıradan bir günde, açık mavi ile zifiri siyahın akılalmaz motiflerle iç içe geçtiği bir çift gözle ödüllendirilmiş bir kızla konuşmayı da ummam mesela. Çünkü belli bir yaştan sonra, sıradan bir günde, sıradan gözlere sahip kızlar için bile görünmez olursunuz.