Rusya, Çin, İran ve Kuzey Kore'nin yakınlaşması aslında dünyanın gidişatını değiştiren büyük bir stratejik oyun. Bu ülkeler, uzun yıllardır Batı'nın özellikle ABD'nin baskısına maruz kalıyor ve şimdi kendi 'karşı cephelerini' kuruyorlar. Hedefleri ne mi? Batı'nın gücüne meydan okumak, kendi çıkarlarını korumak ve birbirlerini güçlendirmek. Bu grup şu anda, birbirlerini savunmayı taahhüt eden resmi bir ittifak değil. Ancak ABD liderliğindeki mevcut dünya düzenine karşı ortak antipatiden kaynaklanan ve karşılıklı, ekonomik ve siyasi destek alışverişini içeren bir ittifak olarak tanımlanabilir. Bu dörtlü ittifak öncelikle, iktidarlarına ve başında bulundukları siyasi sistemlere bir tehdit olarak gördükleri Batı liberalizminin ülke içinde yayılmasını engellemeye çalışıyor. Ayrıca ABD'nin ve müttefiklerinin benimsediği normlara ve ABD'nin küresel liderliğine de karşı çıkıyor. Rusya ve Çin, Batı'nın hegemonyasına karşı adeta sırt sırta vermiş durumda. İran, Kuzey Kore ve Rusya, ithalat ve pazar kaynağı olarak birbirlerine sahip olsalar da küresel ekonomiye çok daha az entegre olmuş durumdalar ve İran ile Rusya'nın başka ticaret ortakları da var. ABD ve ortakları artık, bu yeni gerçekliğin devam edeceğini ve potansiyel olarak derinleşeceğini görmezden gelmemeli. ABD'nin önündeki zorluk belli: Özellikle müttefiklerinin Çin'in etkisinde kalmayacağı bir öngörülebilirliği sağlamak. Amerika'nın ortakları için ise zorluk, ortak savunmaya daha fazla katkıda bulunmak ve küresel düzen değişikliğini lehlerine çevirecek politikalar üretmek.
