İki tür gıdıklanma var. Bunlardan biri, üzerimizde hareket eden bir şeyin olduğuna dair bir savunma mekanizması veya uyarı işareti olarak tanımlanıyor. Genellikle bu tür gıdıklamalar bizi güldürmüyor; tüylerimizin diken diken olmasına ve biraz rahatsız hissetmemize neden oluyor. Gıdıklanmanın bir başka yönü de belirli noktalarla ilgili. Bu tür gıdıklanmalar daha yoğun oluyor ve kontrolsüz kahkahalara yol açıyor. Uzmanlara göre bu gıdıklanmalar bir tür sosyal boyuta hizmet ediyor ve bağ kurmamıza yardımcı oluyor. Bu noktaların vücuttaki hassas alanlar olması tesadüf değil. Bilim insanları, gıdıklama davranışının, gençlere en savunmasız bölgelerini korumayı öğretmeyi amaçlayan bir yönü olduğunu da düşünüyor. Yani gıdıklanma kendimizi korumak için bir uyarı işlevi görüyor.