Raziye Begüm, Delhi Türk Sultanı Şemsettin İltutmuş'un ve onun çok değer verdiği eşi Terken Hatun'un kızıydı. Küçük yaşlardan itibaren zekası ve askeri yetenekleriyle babasına yardımcı oldu. Kızının bu yeteneklerini fark eden İltutmuş, devlet idaresi konusunda yetişmesi için elinden geleni yaptı. Kaynaklarda İltutmuş'un 12 oğlu ve iki kızının olduğu; büyük kızının Kırk Türk Beyin başı Balaban ile evlendiği, küçük kızı olan Raziye Begüm'ün de uzun bir süre evlenmediği ve babasının sağ kolu olduğu yazıyordu. Gerçekten de öyleydi, İltutmuş, küçük kızına öylesine güveniyordu ki ileride saltanatı ona bırakmaya karar vermişti. Kızına Kurat-ul Aynım yani 'Göz Bebeğim' diye hitap ediyordu. Sultan İltutmuş, emir ve meliklerin canını daha da çok sıkacak bir karar verdi ve oğullarından birini değil, Raziye'yi veliaht gösterdi. Bunun üzerine büyük tepkilerle karşılaştı. Babasının desteği ve güvenini tam olarak arkasına alan Raziye Begüm'ün karşısında duracak artık hiçbir güç kalmamış gibiydi. Ama maalesef taht oyunları Sultanın desteğini alsanız bile acımasızdı. Melike unvanını kullanan Raziye Begüm, babası İltutmuş devrinde yürürlükte olan kanun ve nizamları tekrar uygulamaya koydu ve adaleti tesis etti.