Hastaneye gitmek, birçoğumuz için içsel bir stresin, korkunun ve endişenin kapılarını aralamak anlamına gelir. Sadece hastalıkla değil, aynı zamanda iğne korkusuyla da başa çıkma zorunluluğu, birçok insanın yüzleşmek istemediği bir gerçektir. İğne korkusu, hastane koridorlarına adım atmaktan, kan aldırmaktan veya serum takılmaktan kaçınmamıza neden olan bir gölge gibi üzerimize çöker. Hastaneye adım atmak, başlı başına bir zorluğa dönüşebilir. Koridorların soğukluğu, antiseptik kokular, ve yankılanan ayak sesleri, içimizde bir anlamda anlamsız bir endişeyi ateşler. Belki de bu durumu bir çocukluk travmasına bağlamayı tercih ediyor, belki de iğnelerle geçen kötü anılarımız bu stresin temelini oluşturuyor. Ne olursa olsun, hastaneye gitmek, içimizde bir tür soğukluğu da beraberinde getirir.