Çocukluğumuz, belki de yaşamın en saf ve renkli dönemlerindendi. Anlamsız bir şekilde halı desenlerini takip edip hayali yollar çizmek, yolda yürürken bulduğumuz dalları birer sihirli sopaya dönüştürmek, tüm bunlar çocukluğumuzdan kalan en güzel ve unutulmaz hatıralarımız arasında yer alır. O masum yıllarda, halıların desenleri adeta bir harita gibiydi. Gözlerimizi kapatıp hayal dünyamıza dalarken, o anlamsız desenler bize birer yol gösterici olurdu. Belki de o zamanlar nereye gittiğimizi bilmesek de, bu küçük oyundan aldığımız keyif ve keşfetme arzusu, hayat boyu sürecek bir merakın temelini atmamıza neden oldu.