1967 savaşından bu yana işgal altında olan El Halil, hayalet şehre dönmüş durumda. Açık hava hapishanesi olarak tanımlamanın dahi hafif kaldığı kentte Müslümanlara ait ev ve pazar alanları çelik paravanlarla sarılı. 1997'deki ayrıma göre H2 bölgesinde bulunan Filistinlilerin ev yapması yasak görülmekle birlikte restore çalışmaları da İsrail yönetiminin iznine tabii tutuluyor. 120'den fazla askeri denetim noktasının bulunduğu ve metal dedektörlü bariyerlerle bölünen mahallelerde yüz tanıma sistemiyle her bir Filistinliyi takip ediyor. Bölgede sadece Yahudilerin kullanabildiği yollarda yürümek ya tutuklanmayla ya da keskin nişancılara hedef olmakla sonuçlanabiliyor. İsrail hükümeti, bütün Filistin'e yaydığı işgal projesinin test alanı olarak El Halil'i seçti ve böylece diğer bölgelerde zulmünü kolayca gerçekleştirmenin yolunu deneyerek bulmuş oldu. Kentin bu haliyle yalnızca temel ihtiyaçlarını karşılayabilen Filistinliler, İsrail'in yıkım faaliyetlerinin artması sebebiyle bölgedeki mağaralara yerleşmek zorunda kalmıştı. İskan projeleriyle Filistin'deki birçok çöl alanını yaşanılabilir alanlara çeviren işgalci yönetim, bu sefer de Müslümanların sığındığı mağaraları turizm merkezi haline getirebilmek için ele geçirmek istiyor. Tüm dünyanın gözü Gazze'deyken yerleşim projelerini genişleten İsrail "taşlama, yakma, öldürme, çocuk kaçırma" tehditleri ile mağaraya sığınanları çıkarmayı sürdürüyor.