Fenerbahçe kalecisinin Beşiktaşlı golcüyü kandırdığı muhteşem hikaye
1939-1940 sezonu İstanbul Ligi’nde Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanan maçta Fenerbahçe kalecisi Cihat Arman, Beşiktaş’ın efsanevi golcüsü Şükrü Gülesin’i öyle bir kandırır ki uzun yıllar unutulmaz. İşte o tarihi maçın muhteşem hikayesi
Futbolun borsada değil arsada oynandığı yıllar…Beşiktaş ve Fenerbahçe taraftarları Mithatpaşa (İnönü) Stadını tıklım tıklım doldurmuş. İki ezeli rakip karşı karşıya, Beşiktaş ve Fenerbahçe. Bir Kara Kartal yükleniyor, bir Kanarya. Fenerbahçe’nin üstün oynadığı dakikalarda Kanarya’nın defans oyuncuları orta sahaya kadar gelir. Ancak Beşiktaşlı efsane golcü Şükrü’den çekindikleri için daha da ileri gidemezler. Zaten birazdan Şükrü Gülesin onları haklı çıkartır ve aldıkları tedbir bir işe yaramaz.
Yine Fenerbahçe’nin hücum yaptığı bir sırada Beşiktaş defansının sigortası Çengel Hüseyin, kendine takılan Çengel lakabının hakkını verircesine topu Fenerli oyuncunun ayağından alır ve Beşiktaş hücumunu başlatır. Çengel Hüseyin topu hemen Fenerbahçe savunmasının korkulu rüyası Şükrü Gülesin’e ulaştırır. Şükrü topu alır almaz lokomotif trenleri gibi Fenerbahçe kalesine doğru gitmeye başlar. Fenerbahçeli oyuncular ne olduğunu anlamaz, Şükrü’nün ardından bakakalırlar. Şükrü ile Fenerbahçe kalecisi Cihat Arman arasında bir tek Beşiktaş liberosu Rafet kalır.
Şükrü bir anda çalımı basar Rafet’e ancak Rafet vazgeçmez, Şükrü’yü ardından kovalamaya başlar. Topu onun ayağından alması lazım ama Şükrü Gülesin o kadar güçlüdür ki, yanına bile yaklaşamaz. Rafet, oyun kuralları içerisinde topu alamayacağını anladığında Şükrü Gülesin’in beline sarılır ancak bu bile fayda etmez. Dedik ya, lokomotif treni gibi diye, bir silkinişte kurtulur Rafet’ten.
Rafet çaresiz vazgeçer ve umudunu kaleyi koruyan kaptanları Cihat Arman’a bağlar. İki futbol efsanesi karşı karşıya kalmışlardır. Şükrü’nün çekeceği şutu kurtarmak için pozisyonunu alan Cihat Arman birden doğrularak Şükrü Gülesin’e "geçti artık geçti" tarzında bir hareket yapar ve gülerek bir şeyler söyler. Şükrü Gülesin, Cihat Arman’ın söylediklerinden sonra bir anda topu kalenin üstünden bilerek dışarı atar ve hakemin üzerine doğru koşmaya başlar.
Takım arkadaşları öfkeden deliye dönen Şükrü Gülesin’i zor sakinleştirirler. Zaptetmeseler hakemi öldürecek neredeyse. Avazı çıktığı kadar bağıran Şükrü Gülesin; "Ne faulü, ne ofsaytı be adam?" diye isyan eder. Şaşkına dönen hakem; "Ben düdük çalmadım ki" der. Bunun duyan Şükrü Gülesin’in başından aşağı kaynar sular dökülür ve Cihat Arman’ın oyununa geldiğini anlar. Cihat Arman o pozisyonda; "Hiç boşa vurma artık, hakem çoktan düdüğü çaldı." diye yalan söyler Şükrü Gülesin’e. Şükrü bir süre sonra kendi kendine gülmeye başlar Gol kaçmıştır kaçmasına ama bu, keyiflerin kaçması, dostlukların bitmesi anlamına gelmiyordu o zamanlar. Ucunda milyon dolarların olmadığı derbilerin zamanıydı daha.
Şükrü Gülesin, Cihat Arman’ın yanına gider ve şöyle der: "Kaptan düdüğü değil seni dinledik, bak ne hale geldim. Bir golden olduk. Ama helâl olsun, iyi kandırdın beni!"
Kaynak: Ege Görgün - Tersninja