Cephede bile onun attığı goller konuşuldu:Çanakkale’de şehit düşen Galatasaraylı Hasnun Galip
Alman donanmasından Osmanlı Donanması’nakatılan, Yavuz ve Midilli adı verilen iki savaş gemisi, Galatasaray ile maçyapmak için İstanbul’a demir attığında tarihler 1914 yılını gösteriyordu….
Hasnun Galip o yıllarda Ali Sami Yen’den sonraGalatasaray futbol takımının ikinci kaptanlığını yapan isimdir. Aynı zamanda hokey de oynamaktadır. Hasnun Galip bir Osmanlı Paşası’nın oğludur ancak efendi ve mütevazılığıyla bilinir. Hatta Fenerbahçe ile oynanan gerilimli maçlarda, tebessüm etmesi ve rakibine olağanüstü bir saygıyla yaklaşması dönemin dergilerinde köşe yazısı konusu haline gelmiştir.
Yavuz ve Midilli İstanbul’a demirlediğinde hemen içlerindeki Alman mürettebata Osmanlı üniforması ve fes giydirilir. Mürettebat maçın yapacağı sahaya gelir. Bizim Galatasaraylı çocuklar Avrupa’dan gelen Alman gavuruyla maç yapacakları için pek bir hırslıdırlar. Maç icra edilir ve üstün bir oyun sergileyen Galatasaray, Alman bahriyelileri adeta sahadan silerek maçı 3-0 kazanır. 3 golü de bizim efendi ve mütevazı genç Hasnun Galip atmıştır.
Mehmet Hasnun Galatasaray forması altında son maçına 16 Nisan 1915 Cuma günü Anadolu karşısında çıkar. Galatasaray’ın 3-2 kazanarak İstanbul Ligi şampiyonluğuna ulaştığı bu maçtan tam üç gün sonra 19 Nisan’da İngiliz donanmasını Çanakkale açıklarında görünce gönüllü olarak cepheye adını yazdırır. Hasnun, mülazım-ı sani rütbesiyle Çanakkale’deki 5’inci Ordu’ya gönderilir.
Cepheye Galatasaray’ın bir futbolcusu gelince doğal olarak cephede futbol muhabbeti de yapılmaya başlanır. Hasnun Galip’in Alman mürettebata 3 gol atan o mütevazı genç olduğu öğrenilince cephede popülaritesi daha da bir artar. Hatta bununla ilgili yaşadığı bir olayı cepheden Ali Sami Yen’e gönderdiği mektupta şöyle anlatır:
- "Geçen gün siperlerdeyiz, yanıma Alman neferi geldi. Biraz Fransızca biliyordu. Epey konuştuktan sonra Haydarpaşa vapurunda görmüş olduğunuz Alaettin Efendi Alman futbolcuya benden bahsetmeye başladı. Nihayet Galatasaray'ın Yavuz'un Alman bahriyelileriyle oynadığımız oyunu söyledi. Gollerin üçünü benim attığımı duyunca Midilli gemisinden Alman mitralyöz neferi kızdı ve beni yukarıdan aşağıya süzdü. 'Bu mu?' dedi. Alaettin 'evet' deyince, nefer bir şey bulamadı."
Aynı mektupta Hasnun Galip, Alman bahriyelilerle alay ettiğini belirterek, galibiyetlerinin cephede bile bilinmesinden yaşadığı gururu Ali Sami Yen’e şöyle izah ediyor: "Demek istediğim, nefer mağlubiyetlerini ve Galatasaray'ın galibiyetlerini ta avcı hattından duymuş, İstanbul'dan gelen arkadaşlarından birinin ilk verdiği havadis bizim galibiyetimiz olmuş."
Mehmet Hasnun Çanakkale’de önce 7 Fırka’ya (tümen) bağlı 19’uncu Alay’da görev yaptı, sonra da 21’inci Alay’da. Bu alayın 2’nci Taburu’na bağlı 7’nci bölüğün takım kumandanlarından biriydi Hasnun. Bildiğimiz kadarıyla cepheden Ali Sami Bey’e iki mektup yazdı. Son mektubu 7 Haziran 1915 tarihliydi ve Zığındere’de kaleme alınmıştı. Bu mektuptan iki hafta sonra Hasnun’un bölüğü, Fransızların 21 Haziran 1915 Pazartesi günü Kerevizdere’de başlattıkları büyük saldırıyı karşılayan ve elinde hiç ihtiyatı kalmayan komşu 2’nci Tümen’e yardım amaçlı olarak gönderildi ve savaşa girdi. Hasnun işte bu muharebede, Türk tarafının “Kemalbey Tepe”, Fransızların “Haricot” dedikleri mevziyi savunurken şehit düştü.
Hasnun Galip, Ali Sami Bey’e yazdığı son mektubunda, Çanakkale cephesinde yaşadıkların bile hakiki idman olarak değerlendiriyordu: "Zafer inşallah bizim taraftadır. Burada yaptığımız hakiki idmanda zafer daima bizde, orada da daima Galatasaray'da olmasını arzu ediyorum."
Hasnun Galip’in Çanakkale cephesinde bile konuşulan gollerinden, yıllar sonra dönemin Spor Alemi dergisinde şöyle bahsediliyordu:
- "Beş altı sene kadar evvel Kadıköy sahasının ortasında kırmızı sarı formayla çıktığı zaman kulübün mensubu ve taraftarları da bu simaya halka teşkil ederek şen yüzünü görmeye çalışırlardı. Çünkü futbolda ve hokeyde pek büyük kıymeti vardı. Hiç unutmayacağım, Almanlarla Galatasaray'ın bir oyununda takımın son derece sıkıştığı sırada kendisine mahsus bir tavırla üç gol atarak takımını elim bir mevkiden kurtarmıştı."
Galatasaray Kulübü, Hasnun Galip'in adını Beyoğlu'nda ananevi kulüp merkezinin bulunduğu sokağa ve kulüp merkezinin bulunduğu binaya vermiştir.
Hasnun Galip, sadece Galatasaray’ın galibiyeti için savaşmayan, aynı zamanda milletinin ve vatanın galibiyeti için cepheye gidip savaşan Galatasaray kahramanlarından sadece bir tanesiydi. Ruhu şad olsun!
Yararlanılan Kaynak: İzzedin Çalışlar – “Galatasaray Arşivi Ali Oraloğlu”