"Dünya masmavi görünüyor. Ne kadar da muhteşem! Bu, gerçekten inanılmaz..." Rus Kozmonot Yuri Gagarin'in 12 Nisan 1961 tarihinde Dünya'yı Uzay'dan gören ilk insan olarak dile getirdiği bu tarihi sözler, insanlık tarihi için yepyeni ve inanılmaz seviyede etkileyici bir dönemin başlangıcı olarak kabul edildi. Bu cümlelerin sarf edildiği yolculuğun hemen ardından herkesin yararına diyebileceğimiz şekilde Uzay'ın keşfi için de yollar açılmış oldu. İnsanların hayal kurmaya nasıl başladığı yahut ilk olarak neyi hayal ettiği bilinmese de uzun yıllar boyunca başını havaya kaldırıp kuşları kıskandığını, geceleri beliren ay ve yıldızları anlamaya çalıştığını söyleyebiliriz. Bilim, her geçen gün üzerine koyarak ilerlediğinden zaman içerisinde olup bitenlere bilimsel değilse bile mantık dairesi içerisinde cevaplar vermeye başladı. Bu cevaplar, ileride insanları bilimsel kavrayışlara bile yönlendirecekti.

Hava durumu, Uzay için de önemli!

Gezegenlerarası yolculuklar, Galaksi'ye dair bilgi ve yorumlardaki büyüme, her şeyden de öte Dünya dışına çıkabilecek teknik ve maddi imkanların gelişmesi, Dünya vatandaşları için uzak fakat oldukça karizmatik bir komşu meydana getirmeyi başardı: Uzay.

Uzay'a seyahat edebilmenin mümkün olmasının ardından gelişme o kadar hızlı ve derinlemesine gerçekleşti ve öyle bir noktaya geldi ki, artık Uzay yolculukları için hava durumu tespiti ve özel planlamalar da gerçekleşebilir oldu. Birkaç günlüğüne tatile çıkan insanların bile hava durumunu kontrol etmekten kendini alamadığı günümüzde, aynı şey uzay gezginleri için de geçerli. Uzay'da gerçekleştirilecek çok sayıda görev olduğu göz önüne alındığında, belki biz değil fakat çok sayıda kurum ve kuruluş için geçirdiğimiz şu zamanlar, bir şeyler yapmak için en ideal koşullara sahip.

'Son 200 yılın en sakin dönemi'

NASA, Güneş'te gerçekleşen aktivitelerin incelendiği raporlara, yeni öngörümleme tahmin formülüne ve çeşitli hava değerlendirmelerine dayandırdığı bir açıklama metni yayımlayarak enteresan bir yol tavsiyesinde bulundu. Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi'ne göre son 200 yılın en sakin dönemini yaşadığımız bugünler, Dünya dışına çıkmak için en uygun zamanlar olarak değerlendirilebilir.

NASA’nın özel ekiplerce hazırlanan blog gönderisinde açıkladığı üzere bir Güneş döngüsü yaklaşık 11 yıl sürüyor ve bu süreçteki aktiviteler büyük ölçüde tahmin edilebilir durumda. Güneş'in aktif dönemlerinde meydana gelen güneş lekeleri çok daha yaygın bir hale gelerek Güneş haresindeki parlamaların Uzay'a parçacık salmasına sebep oluyor. Bu tip ekstrem durumlarda NASA, Uzay görevlerinden çeşitli gerekçelerle kaçınmaya, risk almamaya gayret ediyor. Zira Güneş parlamaları, astronotların yoğun radyasyona maruz kalmasına neden oluyor.

Onlarca yıllık veriyi ve tahminleri inceleyen bilim insanları, daha isabetli tahmin yapmanın yolu olduklarına inandıkları bir formül geliştirdi. Bu metot, geçtiğimiz on yılda uzaydaki hava durumunu tahmin etmekte kullanıldı. NASA’ya göre formül iyi bir performans gösterdi. Güneş’in nasıl davranacağını bilmek, NASA ve Uzay çalışmaları yürüten diğer gruplar için oldukça önemli. Güneş hava durumu, uzay görevlerini daha kolay hale getirmese de daha da zorlaşmalarını engellemekte önemli rol oynuyor.

"Uzayın son değil fakat bir sonraki sınır olduğunu, fethedilecek bir yer değil, keşfedilecek bir yer olduğunu düşünüyorum!"

--- Neil de Grasse Tyson ---