Motorola’nın sessizliği son buldu: 'Moto G7’den yeni bilgiler'
Bir döneme damga vurmayı başaran teknoloji üreticisi Motorola’nın bir süredir devam eden sessizliği son buldu. Şirket, Moto G7 ailesi için özel açıklamalarda bulundu.
Dünyanın köklü teknoloji şirketleri arasında yer alan Moto G7, birkaç ay içerisinde kullanıcılarla buluşacak. Moto G7’ye ulaşma zamanı yaklaştıkça seriye dair bilgiler de netleşmeye, kullanıcılara iletilmeye başlandı.
Moto G7, Moto G7 Plus, Moto G7 Power ve Moto G7 Play olarak 4 farklı alternatifle kullanıcıların karşısına çıkacak serinin her bir üyesinin ‘kendine has özellikleri’ olması bekleniyor. Motorola’nın daha önceki serilerinde de ‘alışkanlık’ haline getirdiği ‘alternatifi bol cihaz skalası’ G7 ailesi için de geçerli olacağı söylenebilir.
Moto G7 ve Moto G7 Plus’ın ‘suya dayanıklı’ modeller olarak tasarlandığı ve G7 Play ve G7 Power’ın daha ince kasalı modellerle geleceği de Motorola cephesinden yansıyan bilgiler arasında yer alıyor. Bunlar dışında Power ve Play seçeneklerinde iki adet yerleştirilmiş yakınlık sensörü de bulunacak.
Her model, farklı noktalardan özelleştirildi
Önceki serilerden fiziksel özellikler konusunda farklılaşan yakınlık sensörü eklemesi, G6 Play üzerinde buluanna tek sensöre kıyasla ‘geliştirme’ olarak nitelendirilebilir. Her şekilde, arka kameralar tıpkı Moto E5 Plus ve Moto E5 Play’de olduğu gibi yan yana konumlandırılacak. Klasik Moto G7 ve Moto G7 Plus’ın konfor performansını ön plana çıkaracak iki cihaz olarak tanımlanabileceği de gelen bilgiler arasında yer alıyor.
Ayrıca G7, 6 inç ekran boyutunda olurken, HD+ görüntü kalitesi ve 64 GB depolama kapasitesi ile raflardaki yerini alacak. Bunun yanında ise arka kameraları 16MP + 5MP olarak bulunurken, 3.500 mAh kapasitesinde bir pile sahip olacak. G7 Plus modelinin ‘daha güçlü bir batarya’ ile geleceği de neredeyse kesin.
Motorola umduğunu bulabilecek mi?
Motorola’nın yeni ailesinden beklediği ‘X faktörü’ bulup bulamayacağını zaman gösterecek. Alternatif fazlalığının ‘son kullanıcının lehine’ sonuçlar doğurduğu düşünüldüğünde Apple gibi ‘tutarsız şirketler’ yerine alternatif markaların aktif durumda olması daha makul görünüyor.