Kişisel verilerin ortalığa saçılması sebebiyle Facebook'un başı uzun süredir dertte. Üstelik bir süre 'söylenti' aşamasında kalan konuların aradan vakit geçtikçe kesinlik kazanması ise ayrı bir problem. Geçtiğimiz dönemde New York Times'ın, Facebook'un yıllardır dünyanın en büyük şirketlerine kullanıcıların kişisel verilerini izin almadan sattığını raporlayarak dev bir skandala imza atmayı başamıştı. Buraya kadar her şey normal gibi görülebilir. Ama aslında bu erişim meselesi sanıldığından çok daha büyük.

Son dönemde dillendirilen şirketler Spotify, Microsoft ve Amazon oldu. Facebook'un bu şirketlere 'haksız biçimde' bilgi sağlaması çok eleştirildi. Ama tüm bu eleştirilerin, bilgi sızdırma hadiselerinin temelinde tek bir skandal yatıyor: 'Cambridge Analytica'. Dünyanın en fazla kullanıcıya sahip sosyal medya sitesi Facebook, 87 milyon kullanıcı bilgisinin bir veri analiz firması tarafından ele geçirilmesini engelleyemedi ve çok büyük bir skandalla karşı karşıya kaldı. Üstelik bu veri analiz firması ele geçirdiği bu kullanıcı bilgilerini ABD Başkanlık seçimlerinde Rusya’nın istediği şekilde kullanmıştı.

Facebook'un içerisinde bulunduğu durum öylesine derinleşmişti ki, bu skandalı duyan milyonlarca Facebook kullanıcısı 'Facebook'u sil' kampanyası başlatmıştı. Oldukça zor günlerden geçen ve sadece yetkililere karşı sorumlu olduğunu düşünen Facebook, kullanıcılardan gelen bu protesto karşısında daha da sarsıldı. Şirket bu protestolardan etkilenerek toplamda yaklaşık 100 milyar dolar bir değer kaybı yaşamıştı.

"Bir hataydı, çok üzgünüm"

--- Mark Zuckerberg ---

Yine seçimler, yine Facebook

Cambridge Analytica skandalı olarak bilinen ve patlak verdiği andan itibaren ABD'li sosyal medya devini büyük sıkıntılara gark eden 'seçim problemi' Facebook'a dersini aldırdı mı? Son yapılan açıklamalar şirketin bu konuda biraz olsun akıllandığını gösteriyor. Zira Facebook, gözünü önümüzdeki Amerika Birleşik Devletleri Nüfus Sayım Bürosu’nun yapacağı sayıma dikti.

Birçok insana göre son ABD seçimlerini Donald Trump'ın kazanmasını sağlayan en önemli etken Cambridge Analytica, dolayısıyla Facebook'tu. Sosyal medya mecrasına ait olan ve özenle saklanan verileri kullanıcılardan izinsiz bir şekilde kullanan şirketin sahibi, bu durumu haberi olmadan itiraf etmişti. Bu tarihi olayın neden olduğu kara lekeyi üzerinden atmak isteyen Facebook CEO'su Mark Zuckerberg, kendi internet sitesinin bünyesinde çalışan uzman ekipleri ile birlikte nüfus sayımına özel titiz bir çalışma yapacağını belirtti. Bu çalışma, 2020yılında gerçekleşecek olan nüfus sayımı ile ilgisi olan potansiyel yanlış bilgilendirmelerin önüne geçmeye çalışacak.

2020 Kasım'ındaki ABD seçimlerine daha güçlü biçimde hazırlandığını ifade eden ekip, sivil hakların denetime alınmasına dair özel bir güncelleme yayınladı. Nüfus sayımını bir seçim kadar önemseyeceğini ifade eden Facebook, sahte nüfus sayımlarını da engellemek için çalışacak ve partizan olmayan insanların bulunduğu grupları, sayıma davet edecek. Bahse konu stratejinin hayata geçirilmesi içinse 'yapay zeka' kullanılacak.

'O eski Facebook yok artık!'

Facebook, açıkladığı yönergede 'sivil haklar konusundaki denetimlerin' yeniden gözden geçirileceğini ifade etti. Bunun dışında, geçtiğimiz Aralık ayında inşa edilen sivil haklar ekibi de resmi bir forma büründürülecek. Bunun yanı sıra Facebook, seçmenlerin bastırılmasındaki eğilimleri oldukça hızlı ve verimli bir biçimde analiz edebilen oy hakları uzmanları da dahil olmak üzere çok sayıda uzmanla birlikte çalışacak.

Oluşturulan ekip içerisinde yer alan her lider, 'hak eğitimi' alacak. Bu eğitimdeki çalışanların amacı, hangi hamlelerin Facebook'un reklam kararları (ürünleri) hakkında etkili olduğundan ve hangi davranışların bu hususta etkili olmadığından emin olmak. Bu bağlamda, sıkı önlemler devreye sokulacak. Özellikle, aşırı milliyetçi ve ayrılıkçı gruplar analiz edilecek.

Facebook'un 'kötü itibarı' biraz olsun düzeltmek için sahip olduğu gayretin nasıl sonuçlanacağını zaman gösterecek olsa da şirket, güçlü bir toparlanma arzusu içinde gözüküyor.