Electronic Arts, oyun dünyasının 'kötü adamı' olabilir mi?

Her yılın Eylül ayını FIFA serisi satın almakla geçiren milyonlar, geri kalan 11 ayda ise EA’nin FIFA üretimine yönelik iki farklı tavır ortaya koyuyor. Bu tavırlardan ilki hızlı biçimde FIFA’nın son üretimini tüketmek, diğeri ise FIFA’yı ve EA’i delilercesine eleştirmek! Üstelik bu eleştiri, yalnızca FIFA serisi ile sınırlı kalmıyor. EA tarafından üretilen Battlefield, SIMS gibi farklı oyun serileri için de sürekli olarak tekrarlanıyor. Oyun konusunda herhangi bir çalışma, analiz yahut inceleme ortaya konduğunda EA’i eleştirmemek de neredeyse imkansız hale gelmiş durumda.

Electronic Arts oluşumu, gerek oyun içi satın alım seçenekleriyle gerekse şirket içinden sızan skandallarla birçok oyuncu için ‘filmin kötü adamı’ konumuna erişmiş denilebilir. Electronic Arts’ın oyunları büyük bir iştahla tüketilmeye, satış rekorları kırmaya devam ederken oyuncular, şirketi ‘kötü’ olarak yorumlamaktan asla vazgeçmiyor. Eleştirilerin ulaştığı boyut düşünüldüğünde EA’in bu eleştirilerden habersiz olmasını beklemek biraz ‘garip’ olacaktır. Bu garipliği güçlendirecek bir açıklama ise bu hafta içerisinde dev oyun şirketinden geldi: ‘Eleştirilerin farkındayız ama nedenini bilmiyoruz!’

Electronic Arts’ın ortakları arasında yer alan ve şirketin tüm karar süreçlerinde bizzat yer alan Matt Bilbey, EA için günden güne büyüyen eleştiri dalgasına yönelik şu açıklamada bulundu:

• “25 yıldır buradayım ve hala bizim neden kötü adam olarak değerlendirildiğimizi bilmiyorum. Oyun yapmayı ve oynamayı seviyoruz. Maalesef oyunlarda hata yaptığımız zaman bizi yerin dibine sokuyorlar”

FIFA serisinin satış istatistikleri, 2016 yılından bugüne kademeli bir düşüş içerisinde. Şirket, oyun satışı konusunda iyi günler geçirmiyor.

Matt Bilbey’in güçlü sebeplere dayandıramadığı (!) ‘kötü adam’ hadisesinin nedenlerini şu şekilde sıralamak mümkün:

1) Paragözlük

Electronic Arts, ürettiği oyunları ikinci kez düşünmeden satın alan kitleyi ‘koyun’ yerine koyuyor demek mümkün. Kullanıcıların haklarını ve sürekli olarak dayatılan ödemeleri önemsemeyen şirket, bu problemli süreci de her hamlesinde ortaya koyuyor diyebiliriz. Oyun içi satın alımlarda ve season pass sistemlerinde net olarak tespit edilebilen durum, 60 dolarlık oyunu satın aldıktan sonra yine de oyun içi satın almalara mahkum edilen oyuncuları temsil ediyor.

2) Tembellik

Electronic Arts’ın oyunlarına sürekli olarak artarak devam eden ilginin en önemli nedeni geçmişte üretilen oyunlarla fethedilen gönüller! FIFA, Star Wars, Battlefield ve Sims gibi seriler, oyuncuların uzun süreler boyunca keyiflice vakit geçirdiği oyunların başında yer alıyor.

Kâr amacı güdüldüğü zaman, EA oyuncuların bu markalara ne kadar sadık olduğunu ve ‘oyun gelsin de isterse kötü grafikli olsun’ mantığında olduğunu biliyor. Bu yüzden oyuncuların yarısından fazlası her sene yeni çıkan FIFA oyununu satın alıyor. EA, yeni fikirler üretme konusunda çok tembel davranıyor ve sadece şirkete büyük miktarlarda para kazandırabilecek oyunları tasarlamaya bakıyor. Burada kaybeden tek grup var o da oyuncular. Şirketin bu politikası da uzun yıllar değişmeyecek gibi görünüyor.

3) Şirket içi gaddarlık

Electronic Arts’ın eleştirilme gerekçeleri yalnızca kullanıcı odaklı da değil. Şirket aynı zamanda kendi çalışanlarıyla da oldukça problemli süreçler yaşamasıyla tanınıyor. Şirket sadece 2019’da 350 çalışanını ‘gerekçesiz’ işten çıkarmıştı. Şirketten ayrılan çalışanların yaptığı açıklamalara göre EA çalışanlarını fazlasıyla zorluyor. Bir oyun tarihinde gecikme yaşandığı zaman para konusunda büyük kesintiler yaşanıyor ve mesai saatleri artırılıyor. Bu şekilde mesai artırılmasa bile zaten mesai saatleri insanlık dışı saatler olarak lanse ediliyor.

Tüm bunlardan çıkarılabilecek sonuç; Electronic Arts’ın cebini düşünmek yerine kullanıcılarını düşünmesi gerekliliği. Aksi takdirde şirketi geçmişte oluşturduğu büyük krediler de kurtaramayabilir…