Dünyanın en değerli şirketleri listesinin zirvesinden ayrılmayan, birçok yatırımcının 'devasa sektör' olarak tanımladığı teknoloji dünyası, 'para ve prestij kaynağı' konumunda yer alıyor. Dünya genelinde üretilen ürünler ile yepyeni pazarlar ve daha önce görülmemiş endüstriler oluşturmayı başaran teknoloji devleri, milyarlarca dolarlık hacimleriyle yıllara ve alışkanlıklara meydana okumaya devam ediyor.

Apple, Amazon, Google gibi ABD'li teknoloji devlerine ek olarak Alibaba, Baidu gibi Çinli şirketleri de düşündüğümüzde gerçeküstü bir endüstriyle karşı karşıya kaldığımızı söyleyebiliriz. Milyarlarca dolarlık gelirleri, on binleri aşan çalışan sayıları ve dünya ekonomisinde kapladıkları hacim ile teknoloji devleri büyük pastanın en büyük payını tabağında bulunduruyor. Çinli ve ABD'li şirketlerin neredeyse 'ambargo koyduğu' sektör, Avrupalı yatırımcı ve şirketler için ise 'can sıkıcı' olarak tanımlanabilecek bir 'geride kalma' halinde karşımızda.

Teknoloji dünyasında, ABD ve Çin merkezli şirketler tarafından oluşturulan güçlü ağ, Avrupa Birliği nezdinde de 'değiştirilmesi gereken' bir gerçeklik olarak değerlendiriliyor. AB yetkilerinin, ABD Başkanı Donald Trump'ın 'ticaret savaşları politikası' ve ABD merkezli teknoloji şirketleri Google, Apple, Amazon, Microsoft ve Facebook'a karşı alınacak önlemler hakkında 173 sayfalık bir plan hazırladığı bilgisi ajanslarla paylaşıldı.

Politico tarafındanyayımlananmakaleyegöre, plan öncelikle bir Avrupa Gelecek Fonu kurulmasını öngörüyor. Söz konusu fonun ümit vadeden çok sayıda Avrupalı firmaya 100 milyar dolarlık yatırım yaparak ABD'li ve Çinli teknoloji şirketlerine karşı denge oluşturması bekleniyor. Planın altına imza atan yetkililer buna ek olarak AB Komisyonu Başkanı seçilen Ursula von der Leyen'e, ABD'ye yönelik tek taraflı yeni gümrük tarifeleri uygulamasını öneriyor.

Nokia'nın stratejileri önemli!

Avrupa Birliği'nin hazırladığı raporda, ABD merkezli teknoloji devi şirketlerin piyasa değerlerinin Avrupalı muadillerinin 100 katına ulaştığının da altı çiziliyor. Rapora 'örnek vaka' olarak eklenen Spotify gibi servisler de yol haritasının önemli parçaları arasında değerlendiriliyor. Çin merkezli Baidu, Alibaba ve Tencent gibi devlerin de rakip olarak görülmesi gerektiğini ifade eden plan; Avrupa'nın GSM'i cep telefonlarının küresel standardı haline getirerek Nokia gibi şirketlerini parlattığı dönemdeki stratejilerin uygulanması gerekliliğini vurguluyor.

"Nokia tarafından oluşturulan kusursuz imaj, o günlere dönmek konusunda Avrupa Birliği'ne ilham olmuş durumda."

'Eski günlere dönüş' şart!

Avrupalı şirketlerin eski günlerine dönmesi amacıyla inşa edilen yeni fonun halen AB bütçesinde girişim sermayesi, AR-GE finansmanı ve bölgesel kalkınma için ayrılmış kaynakları kullanması bekleniyor. Trump yönetiminin ihtiyaç duyulan yargıçları temin etmeyerek Dünya Ticaret Örgütü'nü işlevsiz hale getirme politikasına karşı ise plan, tasarı sürecinde olan 'Cebri İcra Regülasayonları'nın kullanılmasını öneriyor. Politico'da yer alan makaleye göre bu durum gerçeğe dönüşürse, dünya ticaretinin 'orman kanunları' fabrika ayarlarına dönmüş olacak.

'Aşırı teşvik alan' için engel

Avrupa Birliği tarafından hazırlanan rapor, kendi hükümetlerinden gereğinden fazla teşvik alan yabancı firmaların Avrupa Birliği ihalelerine katılımının engellenmesini de öneriyor. Bu sayede Pekin yönetiminin 'sınırsız kaynaklarla' sürekli olarak beslediği Çinli teknoloji firmalarının Avrupa'da avantaj kazanmasının engellenmesi hedefleniyor. AB yetkilileri, sosyal medyanın da daha yoğun bir denetimden geçirilmesi gerektiği görüşünde. Plan, sosyal medya ağları ve diğer çevrimiçi platformların kendi üzerlerinde yayınlanan içerikten sorumlu olmalarını sağlayacak ek yasal düzenlemelerin 2020 yılının ikinci yarısında devreye sokulmasını öngörüyor.

Çevrimiçi politik reklamların daha şeffaf bir biçimde yönetilmesini sağlayacak yasaların da getirilmesi temel beklenti konumunda. Rapor ayrıca AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'den Kasım ayı itibariyle başlayacak yönetim döneminin ilk 100 gününde Avrupa Birliği çapında bir işsizlik sigortası sistemi inşa etmesini istiyor. Planda bulunan önerilerin tamamı von der Leyen tarafından kabul edilse bile AB Parlamentosu ve AB'ye üye ülke hükümetlerinin de onayından geçmek zorunda.