“İnsanlar yozlaşmış ve ahlaki açıdan adeta şeytanlaşmış bir müzik icra ediyorlar”
Uzun süren sessizliğini ‘Hercümerc’ albümüyle bozan rapçi Mirac; şarkılarındaki derdini, Kuvvet Mira’dan ayrılış sürecini, yeni albümünü ve daha birçok konuyla alakalı düşüncelerini GZT okurlarıyla paylaştı.
Seni lise yıllarından beri dinleyen, takip eden biriyim. Şarkıların hiçbir zaman tek atımlık olmadı. Yaptığın işi sen nasıl görüyorsun?
Bir şey anlatmak için bir derdi olan insanım.
Çok doğru bir söz. Bunun hakkında söylenecek o kadar çok şey var ki. Müziği söz tabanlı yapan bir insanım. Şarkıların alt yapılarına, soundlarına önem veriyorum fakat benim için iskelet sözler üzerine kuruludur. Çünkü bir şey anlatmak için bir derdi olan insanım ve derdimi anlatmak için müzik yapıyorum.
Anadolu’daki ozanın, aşığın bağlaması ne ise benim için Rap müzik odur.
Ben albümümde de zaten “Ben deyişlerle meşk ederim sen batıyı kopyala” diyorum. Onun için en önemli şey albümde anlattıklarım. Dinleyicilerimin bana göstermiş olduğu reaksiyonlarda çok benzer şeyler duyuyorum. Dinleyiciler, "İlkinde güzel geldi. ikinci dinlediğimde daha farklı şeyler duymaya başladım. Üçüncü dinlemeye başladığımda dedim ki: 'bu adam ne anlatıyor, ne söylüyor'" gibi tepkiler veriyor. Instagram sayfamın üzerinden yaptığım canlı yayında bir dinleyicim dedi ki: 'Abi senin şarkılarının tefsiri yapılması lazım.' Ben bununla ilgili bir girişimde bulunmuştum. Rünya albümünde böyle bir girişimde bulunmuştum ama uğraşlardan bitiremedim. Şarkılarımda anlattığım şeyleri roman üzerinden anlatmak ve her albümüm için bir roman yazmak gibi bir düşüncem vardı. Bu planım kesinlikle vazgeçilmiş bir şey değil sadece ihmal ettiğim bir şey ve mutlaka hayatımın bir bölümünde geri dönüp şarkılarımda ne anlatmak istediğimi bir karakter üzerinden anlatma fikrim var. Belki insanlara daha iyi bir yol gösterir, bazı kavramları olayları anlamayan insanlara bir ışık tutar. Fakat albümü her dinlediğinizde lirikal bazda bir katmanın açıldığını siz de hissedeceksiniz. Ben albümlerimde anlatmış olduğum şeyleri hayatın kendisinden alıyorum. Hercümerc, darmadağın param parça demek. Hercümerc, modern insanın belki post modern insanın kendi dünyasının param parçalığından bahsediyor. Yani yaşamış olduğumuz dünya savaşlarla, kaoslarla ahlaki yozlaşmayla paramparça durumda.
Kendi iç bütünlüğümüzü hissedemediğimiz bir dünyada yaşıyoruz.
Kendi iç dünyamı ve dış dünyayı çok katmanlı bir şekilde bazen sembolik ifadelerle bazen apaçık şekilde anlattığım vâki bu albümde. Umarım insanlara bunu geçirebiliyorumdur. Zor bir şey yaptığımın farkındayım ama insanların buna kulak vermesi, üzerine düşünmesi gerektiğine inanıyorum. İnsanların durup düşünmeye ihtiyacı olduğu bir dakika, soluklanması gerektiği bir dünyada yaşıyoruz. Telefonlarla, internetle o kadar meşgulüz ki durup 5 dakika düşünmeye vaktimiz yok. Bu albümde ve bütün müzikal yolculuğumda yapmak istediğim şey insanlara; 33 dakika olan bu albümü dinleyip hayata mola versinler. Kendi iç yolculuklarına dönsünler ve neredeyim, ne yapıyorum, nereye gidiyorum sorularını kendilerine sorsunlar. Benim bütün uğraşım bundan ibaret.
Şarkılarının tamamında maneviyat ön planda ve toplumsal olaylara değiniyorsun. Senin şarkılarını tam olarak nereye konumlandırmalıyız? Rap’i bıraktım diye açıklamam olmuştu. Çünkü kendi dünyamda hissettiğim şeyler vardı. Bir de Mozole Mirach isminin geçmişte hoş şeyler yaşamadığım bir geçmişi oldu. Bununla alakalı olarak insanların bir kabuk değişimi, bir tırtılın kelebek olma sürecindeki sancılar olarak görüyorum bu dönemi. Cemil Meriç’in çok güzel bir sözü vardır "Büyük doğumlar büyük sancılarla gerçekleşir" diye. Benim doğumlarım da biraz sancılı gerçekleşiyor. Biraz mücadele ediyorum, kendimle kavga ediyorum. Beni ben eden şey travmalarım, depresyonlarım ve mutluluklarım. Düştüğüm zamanlar oldu ama çok şükür kalkmasını hep becerdim. Dediniz ki; maneviyat var. Bir arı düşünün çiçeklerin çok olduğu bölgede çiçeklere konuyor. Ondan çam balı yapmasını bekleyemezsiniz. Kestane ağaçlarının çok olduğu bölgede arıdan ıhlamur balı yapmasını bekleyemezsiniz.
Ben neyden besleniyorsam dışarı sızan şey o. Bana diyorlar ki; dini kullanıyorsun ya da dini çok fazla müzikte kullanıyorsun. Bu çok yobazca geliyor. Bir insan neyden besleniyorsa onu aktarır. Seküler dünyanın Hristiyan kilisesine yaptığı şeyi sen benim müziğime yapamazsın.
Rap denilince akıllara uyuşturucu cinsellik gibi şeyler geliyor. Diğer rapçiler şarkılarında bunu kullandığı içim el üstünde tutulduğunu düşünüyorum. Bu konuda ne düşünüyorsun? İnsanlar uyuşturucu, cinsel içerikli, yozlaşmış, ahlaki açıdan adeta şeytanlaşmış bir müzik icra ediyorlar. Ben her zaman fikirlerle ve kafataslarının içindekilerle uğraşan bunlar üzerine kafa yoran bir insan oldum. Bu yüzden kimse, kişisel olarak bana şunu diyor, bana bunu diyor diye algılamasın. Fakat size şimdi şöyle bir şey söyleyeyim. Bir çocuk sahibi olduğunuzu düşünün. Çocuğunuz ilkokula gidiyor ve okulun önünde bir uyuşturucu satan bir torbacı var. Hangi anne baba hangi insan bundan memnun olur. Bundan memnun olan hiçbir insan bulamazsınız.
Ülkede bangır bangır uyuşturucu propagandası bangır bangır cinsel içerik reklamı yapılıyor. Kimse bundan rahatsız olmuyor. Açıkçası dindar insanların bile bu müziğe destek verdiğini ve dinlediğini gözlemliyorum. Bu konuda hayretler içerisinde kalıyorum.
Nasıl buna bu kadar tepkisiz kalınabilir. Evet, çeşitli şeyler oluyor ama yasaklamayla hapse atmayla bunların önüne geçilemez. İnsanların bilinçlendirilmesi, insanlara bilgi verilmesi lazım. Dijital platformların desteklediği, listelere soktuğu, herkese dinlettiği adeta eskiden Unkapanı’nın yaptığı müzik kanallarının kulaklarımıza dayadığı şeyleri müzik platformları yapıyor. Bangır bangır insanların kulaklarına uyuşturucu güzellemeleri dinletiliyor. Adam uyuşturucunun ne kadar güzel bir şey olduğunu ve onu yaptığınız zaman etrafı ne kadar güzel gördüğünüzü, onsuz yaşayamadığınızı anlatıyor. İnsanlar bunu dinlediği zaman nasıl böyle bir şey olabilir, diyor. Şeytan da Hz. Adem’e böyle gelmedi mi? Bunu yediğin zaman ölümsüzlüğü yakalayacaksın, bunu merak etmez misiniz? Hz. Adem merak etmiş, sen kimsin de merak etmeyeceksin. Bunu merak edeceksin, şimdi etmiyorsan bile ileride bir gün merak edeceksin ve ben de dünyayı öyle renkli görmek istiyorum diyeceksin. Bu yüzden bunlarla mücadele ediyorum. “Ben İbrahim, sen pagan, kral Nemrut” diyorum. Kendimi bunun üzerinden konumlandırıyorum. Çok farklı bir Türkiye’de yaşadığımızı düşünün. Bambaşka bir ülkedeyiz, ben çıkıp dedim ki; “Akar kan Arakan’da Filistin’de, Yanar can Türkistan’da Suriye’de” bunlardan bahsettim. Şarkılarımda kendi dünyamı anlattım. Bundan dolayı bambaşka bir sistem beni alıp yargıladı. İnternette bu kadar kopan yaygara karşısında kimler benim yanımda olup ‘Özgür Mirac’ diyecekti acaba. Bence hiç kimse demeyecekti. Kimsenin umurunda olmayacak. Böyle bir Türkiye’de yaşıyoruz. Bence kendi özümüze dönmemiz ve aynaya bakıp kendimizle yüzleşmemiz lazım. Ben ahlaki açıdan yoz bir müzik yaparsam herkes tarafından daha kolay dinlenilir, daha çok kulaklara ulaşırım ama ben bunu tercih etmiyorum.
Burada medyanın suçu var mı? Medyanın suçu daha popüler olmasını sağlaması. Ben hiçbir şekilde sanatın sanatçının yasaklanması ve hapse atılmasını savunamam. Bazı kadın pop şarkıcıları şarkılarında söyledikleri şeyler ya da kendilerini televizyon dünyasında gösterme şekilleri olarak hiçbir şekilde özgürlüklerine dokunulmuyorsa hiçbir şekilde zan altında kalmıyorsa bir rapçi de kendi dünyasını anlatabilmeli. Benim sitemim insanlara. İsmi Ahmet, Mehmet, Mustafa olan gençlerden bahsediyorum. Bu insanlar bunları bu hale getiriyor. Silkelenip kendimize gelmemiz lazım.
Senin bir derdin var ve sen bunu anlatmaya çalışıyorsun. Karşı taraftın derdiyle nasıl mücadele edeceğiz? İyi şeyler yaparak iyiliği yaymaya çalışıyorum. Hakkı, inandığım değerleri ve düşünce dünyamda karşılık bulan şeyleri konuşuyorum. Son zamanlarda popüler olan uyuşturucuyu mevzu bahis eden şarkıları bir dinleyin. Sonra bir anne baba olarak ‘çocuğunuzun bunu dinlemesini ister misiniz’ diye kendinize bir sorun. Türkçe Rap’te benim gibi bu durumdan rahatsız olan, sadece bununla bir yerlere gelmenin yanlış olduğunu savunan insanlar da var. Yıllarca Rap’te öncü olan insanlar böyle şeyler yapmadılar. Türkçe Rap’te çok önemli bir yer tutan Ceza’nın müziğine baktığınızda her zaman bunun karşısında duran, bu toplumun dinamikleriyle bir müzik yaptığını görüyorsunuz. Hiçbir zaman böyle şeyler yaparak bir yerlere gelmedi. Bizler de böyle şeyler yapmayarak bir yerlere gelebiliriz.
Kuvvet Mira’dan ayrılış sürecin var. Bunu sebebini hiçbir yerde duymadık. Bu süreç nasıl gerçekleşti? Bu mevzular olalı 12 sene oldu. Ben konuyla alakalı hiçbir yerde hiçbir açıklama yapmadım. Olay esnasında sadece ‘Ben suçsuzum. Bana iftira atıldı’ açıklamasını yaptım. O insanların duruşu, düşüncesi hakkında hiç kimseye hiçbir şey söylemedim. O kadar zaman geçmesine rağmen mesaj kutuma hala bu soru geliyor. Sagopa Kajmer ile neden ayrıldınız, ne oldu soruları geliyor.
"Bundan 12 sene önce Sagopa ile 9 aylık bir birlikteliğimiz oldu. Beraber albümler yaptık. O dönemki Kuvvet Mira benim üzerime şekillendi ve beraber bir Kafile albümü yaptık. O albümde 5 tane şarkısı olan bir insanım ve albüm benim üzerime kuruldu. Albümün çıkmasına kısa bir süre kala, albüm internete sızdırıldı. Nasıl ve neden olduğunu anlamadığım şekilde bu konuda iftira ile suçlandım. Bu albümü ve 'Baytar'şarkısını internete yaymakla suçlandım. Ben o albümü 9 ay boyunca rahmetli babamın üzerinden bana yatan maaş ile İstanbul’a gel git yaparak kaydettim. Albümde 3 alt yapım, 3 prodüksiyonum, 5 de şarkım var. Bir insan olarak bu suçlamayla nasıl karşı karşıya kaldım, yüzbinlerce insan nasıl böyle tanıtıldım bilmiyorum. Benim adıma tam bir şok etkisi oldu. Çünkü o dönemki hayatımı o albüm üzerine şekillendirmiştim. Kimseye önermem ama albümün çıktığı sene üniversite sınavına (ÖSS) ben girmedim. Nasıl olsa albüm yapacağız, çalışacağız, üreteceğiz diye bir yaklaşım takındım. Böyle bir misyon yüklediğim albümü nasıl olur da internete sızdırmakla suçlanırım şeklinde bir kaosla karşı karşıya kaldım. Yüzbinlerce insana emek hırsızı olarak tanıtıldım. Hala beni öyle tanıyan insanlar var. Çeşitli platformlarda şarkım paylaşıldığı zaman altına gelen “aa bu da bilmem kimin öğrencisi, bu şarkıları internete sızdırmamış mıydı, bu hain değil miydi” gibi yorumları görüyorum. O dönemler çok üzücü bir şeydi, şimdi üzülmüyorum. Sadece çok büyük bir hak yenildi. Bizim suçsuzluğumuz tabi daha sonra anlaşıldı. Sagopa Kajmer telefon numaralarımı bilmesine, bana ulaşabilecek olmasına rağmen hiçbir şekilde bana ulaşıp özür dilemedi."
Daha sonra Kuvvet Mira’daki başka bir grup tarafından sızdırıldığını dile getirmiş bazı yerlerde, ben olayın hakikatini bilmiyorum. Fakat benim yapmadığımı biliyorum. Şu anda Beşiktaş’ta bulunan Yahya Efendi Türbesi’ndeyiz. Bir tasavvuf yoluna girildiği zaman eskiler der ki; ‘git hakkını yediğin kişilerle helalleş, helallik iste.’ Kimse bana bunu yapmadı. Egosuna biraz basan insan kalkar der ki; kardeşim ben senin albümlerin üzerinden dijital platformlarda hala para kazanıyorum. Senin şarkıların hala benim yüklemelerimde mevcut. Senelerce senin yapmış olduğun ‘Kürdan Kollar’ şarkısı ile yüzlerce konser yaptım. Bu şarkıyı hiçbir şey belirtmeksizin kendi şarkımmış gibi okudum. Hakkını helal et, diyebilirdi. Yetim hakkı yemek çok kötü bir şeydir. Bizim irfanımızda yetim hakkı yiyen insan iflah olmaz derler. Şu anda kendisinin gerek kişisel dünyası gerek manevi dünyasının hiç iyi noktalarda olmadığı kanaatindeyim. Bir de hesapları çalınmış, yapılan açıklamalar ona ait değil diye şeyler duyuyorum. Bunlar çok komik geliyor bana. Bazı manevi bütünlüğü olan insanların hala alışkanlıklarından kurtulamayıp kendisine ilgi gösterdiğini görüyorum. Bu konu hakkında konuşmaya en yetkili kişi benim. O yüzden bunları bir defa söyleyip sonsuza kadar kapatacağım. Kendisine başarılar diliyorum, açıkçası son zamanlarda yaptığı işler de çok iç acıcı değil. Umarım bu buhranından kurtulur.
Son olarak dinleyicilerine bir mesajın var mı? Beni dinleyenler takipte kalsınlar ve hız kesmeden çalışmalarımız aynı şekilde devam edecek. 12 Ekim’de albümümle beraber Hercümerc klibini yayınladım. Onu mutlaka izlesinler. Şarkılarımda olduğu gibi kliplerimde de insanları düşündürmeye devam ediyorum. Bir mini dizi olarak başlattığım hikaye var. Bir asker var, bombalanmış bir şehir var. Bu hercümerçten kaçan bir post apokaliptik, bir distopik dünyada yaşayan bir adam bu. Sembolik olarak bir şeyi ifade ediyor. Mini dizi olarak bahsettiğimiz yeni klibimizin ikinci bölümü kısa sürede yayınlanacak. Klip üç bölümden oluşacak. Dinleyicilerim bu kişisel müzik serüvenime katılsınlar. Bir aile gibi birlikte olalım ve bu toplumda bir şeylerin popüler olanla değil de gerçek ve doğru olanla da yapılabildiğini gösterelim.