“Güler yüz Allah-ü Teâla’ya ettiğimiz bir teşekkür, insanlara sunduğumuz bir hediyedir.”
Sağlıklı yaşamın sırlarını anlattığı 'Doktor Geldi' programının sunucusu, Türkiye’nin en genç kalp cerrahisi doçenti olan Halit Yerebakan; doktor olma hikâyesini, Mehmet Öz’le nasıl tanıştığını, sağlıklı yaşamın formülünü, aile yaşantısını ve hakkında bilinmeyenleri GZT okurlarıyla paylaştı.
Mühendis olma hayalleri kurarken doktor olma hikâyenizi sizden dinleyebilir miyiz? Hayatım boyunca mühendis olma hayaliyle büyüdüm. Babam bana 4 yaşındayken kıl testeresi almıştı. Onunla küçük kontrplak parçaları keserdim. 5-6 yaşlarında kimya setim oldu. Babamın işleri sebebiyle bilgisayar evimize çok erken girdi. Dolayısıyla çok küçük yaşta bilgisayarla tanışmıştım. 10 yaşında kendime ait bilgisayarım olmuştu.
Herkes babam gibi mühendis olmamı bekliyordu
Masaüstü bilgisayarımın geldiği gün kasanın vidalarını açıp içinde neler var, acaba eksik bir şey var mı, diye bakmışım. Hep bir inceleme ve merak etmeye dayalı bir yapım vardı. Herkes babam gibi mühendis olmamı bekliyordu. Onun yolundan gitmeyi düşündüm. Erkek çocuğun rol modeli çok başarılıysa ya babası ya da ailede başka birisi varsa o olur. Bizim sülalede en başarılı babamız olduğu için bizde babamızın peşinden gitme hayali kurduk. Lisede aynı şeyler devam etti. Tekniğim iyi olduğu için okulda bir şey olduğunda ‘Halit çözer bunu.’ deniliyordu. Lise sonda bu işin ticaretini yapmaya başladım. Toptan fiyatına bilgisayar parçaları alır, onları satardım. O dönem bugünkü gibi internet yok ki, bir tane telefon numarası çeviriyorsun.
Bizim bugün eksiğimiz o. Biz istiyoruz ki yarın her şey olsun. Benim Tıp fakültesini girmemden bu yana 17 yıl geçti. Hiç durmadım. Hayatımda tatili ilk defa geçen sene yaptım. Tıp fakültesi 6 yıl, ya insan Avrupa yakasında üniversitede okuyacak ve bir Beyazıt’a, bir İstiklal’e gider, değil mi? 6 senede 6 kere gitmemişimdir. Mehmet abinin yanında 2,5 ay kaldım. New York’a kadar gidip merkezini bile görmedim. Velhasıl, Mehmet abi beni odasına çağırdı. Bundan böyle 8:00 ameliyatıma gireceksin. Öğle vakti benimle hasta bakacaksın. Öğleden sonra benimle ikinci ameliyata gireceksin, dedi.
Nerede yanlış yaptım da bu böyle oldu, diye tabi düşünürüm.
Allah’ın size biçtiği bu rolde, kendini size nasıl hatırlatıyor? Allah’ım çok büyüksün, dediğiniz özel bir hikâyeniz var mı? Çok duygusal bir adamım ama çok duygu körü de bir adamım. Ameliyatta gözüm hiç dolmadı ama hastamı kaybedip ağlamışlığım vardır. Ameliyatta yaptığım çok büyük bir işle, yapabilmeye şükrettiğim var. Bunu bizde genelde çocuk kalp cerrahları yapar.
Ameliyatta gözüm hiç dolmadı ama hastamı kaybedip ağlamışlığım vardır
Çünkü o cerrahlar kendilerini anne karnında yanlış oluşmuş kalbin doğumdan sonra düzeltilmesi, Allah-ü Teâlâ’nın yeryüzündeki bir çocuğun kalbinin düzeltilmesi için seçtiği bir elçi gibi hissederler. Bizde, adam zaten kendine iyi bakmamış, damarı paramparça etmiş, onu onarıyoruz. O işe girdiğinde gösterilmeyen enaniyet ortaya çıkar. Çok büyük iş yaptım ama Allah’ım razı olsun. Yapabildiğim için, becerebildiğim için mutlu olurum, şükrederim ama çok büyük manalar yüklemem.
Sen sevgiyle duyguyu baskılayıp elde ettiğin bilgiyi hayatında uygulayacaksın. Sağlıklı yaşamın tek formülü bu, başka bir şey yok.