"Bir ülkede güzel sanat faaliyetleri bir noktaya çıkıyorsa mimarinin geride kalması söz konusu değildir."
İstanbul'u en iyi bilen mimarlardan Dr. Sinan Genim; mimar olmaya nasıl karar verdiğini, İstanbul'u, kentsel dönüşümü, yeni havalimanını ve daha birçok konuyla alakalı düşüncelerini GZT okurlarıyla paylaştı.
Temel kural herkesi ahlaklı olarak kabul etmektir. Yanlış yapanın o bedeli ödemesi gerekir. Yanlış yapanı değerlendirmemeliyiz ama öbür taraftan daha iyi şeyler yapan insanları da ben niye yapamıyorum o yapıyor diye suçlamaktan kaçınmalıyız. Sizi bekleyen en büyük tehlike budur. Benim geliştiğim, hayata girdiğim dönemde büyüklerimiz, hocalarımız toplumda önderlik eden insanlar bize destek verirlerdi. Derlerdi ki, şöyle yaparsan yanlış olur, şöyle yap, bir ara gel konuşalım. Ama şu anda öyle bir şey yok. Herkes birbirinin yanlışını arıyor. Hep yanlış yapıp duruyor. Bana destek verin, doğruyu yapmak için düşüncelerinizi söyleyin diye bir şey yok. Sen de ona karşı bazı şeyler söylüyorsun.
"Herkes kendi düşüncesini değişmez ve en iyi düşünce olarak değerlendiriyor. Hâlbuki bir arada yaşıyoruz ve hepimizin düşüncesinin bir değeri var. Ama buna rağmen sonunda yapılan şeye karşı 'sen yaptın'oluyor. Hesabı veren sen oluyorsun ve hesabı veren olduğuna göre sana gelen bütün bu eleştiri ve düşüncelerden kendine ait bir şey ortaya çıkartıyorsun. Ben bunu böyle yaptım ama şu nedenlerden deme imkânına sahip oluyorsun."
Bunu da çok anlatmaya gerek yok. Çünkü aklı selim, bu tür handikap taşımayan insanlar, yaptıklarının içinde dolaştıkları, yazdıklarını okudukları zaman sana mutlaka hak vereceklerdir. Ama biz toplum olarak biraz fazla ikiye yarıldık. Sen ne yaparsan yap, senin yaptığınla değil kendi kafasının içinde sana biçtiği değer veya pozisyonla seni değerlendirmeye çalışıyor. Bu yanlış bir şeydir. Bundan kurtulmamız lazım. Çünkü çok genç bir ülkeyiz ve çok genç insanlar geliyor. Bunlar bizden farklı şeyler yapmalıdır. Bizim yaptıklarımıza veya bizim düşündüklerimize aynı şekilde devam ediyorlarsa Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği yok demektir. Her şey yenilenecek, her şey farklı olacak, farklı düşünceler, farklı eylemler, farklı yapılar, farklı eserler ortaya çıkmalı ki yaşadığımızın farkına varalım.