M. Fatih Kutan’a soruldu:

M. Fatih Kutan: Size bir Abdurrahman Çelebiler Cumhuriyeti çizebilirim, o derece fazla yazar var değeri ve işi abartılan.
M. Fatih Kutan: Size bir Abdurrahman Çelebiler Cumhuriyeti çizebilirim, o derece fazla yazar var değeri ve işi abartılan.

Size bir Abdurrahman Çelebiler Cumhuriyeti çizebilirim, o derece fazla yazar var değeri ve işi abartılan. İsim verdiğimde arkadaşlar kızıyor, yapma böyle şeyler diyorlar, yapmayayım.

— Çevirseler de okusak dediğiniz ya da yeniden basılmasını istediğiniz bir kitap var mı? Neler?

Yeniden yayınlanmasını istediğim kitaplar var ve vardı: Dost Kitabevi Yayınları’ndan çıkan ve baskısı tükenen Spencer Holst’un Kedilerin Dili kitabı mutlaka yeniden yayınlanmalı. Daniil Kharms’ın Ufak Tefek Olaylar’ıysa İlk olarak Salyangoz Yayınları’nın “SimSiyah” dizisinden çıkmıştı, şimdi Encore Yayınları tekrar yayınladı, “Duygu Çağı Kitapları” dizisinden. Neden dizilerini tek tek belirtiyorum? Çünkü Türkçe yayıncılıkta bu şekilde yayın yapan, düzenli yayınevi dizileri bulmamız zor oluyor, bu iki dizi de Osman Çakmakçı’nın emeği. Ellerine, emeğine, puntosuna sağlık.

— Son on yılda okuduğunuz, sizi etkileyen öykülerden üçünü sayabilir misiniz? Beş de olur.

“İyi” öykü demeyip “etkileyen” olarak sorduğunuz için, etkilemeyi politiğe yorup şu üç yazarın üç öyküsünün birbiriyle bağlantılı olarak beni çok etkilediğini belirtmek isterim: Ahmet Büke’den “Nenem Buldu Beni!” [Ekmek ve Zeytin], Aykut Ertuğrul’dan “Merhamet” [Mümkün Öykülerin En İyisi], Cemal Şakar’dan “Bıçak” [Mürekkep]. Öykücülerin, içinden geçtikleri zamanın hakkına inanarak yazdıkları, politik yüzleşmeleri görebileceğimiz öykülerin “üç” değil de “beş” olması benim de temennim.

— Sözü açılmışken aynı şartlarda kitap isimleri de alabilir miyiz?

Biraz farklı klasmanlardan cevap vereceğim ama: Andrey Platonov’un Dönüş kitabındaki öyküler, yazıldığı tarihle, son on yılla değerlendirilemeyecek kadar harika ve usta işi öyküler. Türkçede de son on yılda okuduğumuz en iyi öykülerden birkaçı bu kitapta yer alıyor bence [Platonov’un kılçıksız çevirilerle Türkçeye aktarılması sebebiyle, çevirmen Günay Çetao Kızılırmak da işaret edilmeyi ve teşekkürü hak ediyor]. Nermin Tenekeci’nin Yoksa kitabı, seyrek görünen onlarca öykü kitabı arasında bana sık dokulu bir kitap olarak görünmüştü ve yazarın ikinci kitabı [İnsan Hatırlar] çıkmış olsa da ilk kitabının yeri ayrı. Gökdemir İhsan’ın Katakofti kitabını ise Türkçede kategori dışı bir yere koyuyor, kitaba takriz yazan Selahattin Özpalabıyıklar’dan son satırına kadar tekrar tekrar selamlıyorum.

— Abartıldığını düşündüğünüz bir yazar: ölü ya da diri! Sebebi?

Size bir Abdurrahman Çelebiler Cumhuriyeti çizebilirim, o derece fazla yazar var değeri ve işi abartılan. İsim verdiğimde arkadaşlar kızıyor, yapma böyle şeyler diyorlar, yapmayayım.

— Bir öykü dergisinde neyi görmek istersiniz? Ne yok ve olsa iyi olur?

Editörlüğüne soyunmadan ukalalık yapamayacağımız bir iş dergicilik, o yüzden ukalalık yapmayıp cevaplayayım. Benim dikkat kesildiğim, Adam Öykü, İmge Öykü ve Hece Öykü dergilerinin birer iyi örnek olduğunu, her dergi gibi eksiklerle yol aldıklarını ama Türkçede öykünün çıtasını ve türler arasındaki yerini yükselten bir işlev üstlendiklerini, takdir edilmesi gereken dergi örnekleri olarak da gösterilebileceklerini düşünüyorum. Öykü dergisinde görmek istediklerimi onlarda gördüm, bu bir okur selamıdır.