Jason Statham Tipi Öykücü
Jason Statham, aslında bir öykücü olsa da uzun vadede planı senarist olmaktır. En tatlı rüyalarını ve gündüz düşlerini bu hayal süsler. Jason Statham için bir dizi ya da filme kapağı atmak bir nevi köşeyi dönmektir. Bu sadece maddi değil, manevi bir motivasyondur.
Jason Statham, bir öykücü tipidir; Hollywood hikâyeleri anlatır. Öykülerinde silahlar patlar, karakterler ölür. Alabildiğine hızlı öyküler yazar. Onun öykülerinde gariban karakterlere rastlamak mümkün değildir. Karakterleri sabah kahvaltısını Buenos Aires’te, öğle yemeğini Paris’te, akşam yemeğini başarılı bir banka soygunundan sonra Dublin’de yapabilir. Evet, banka soygunu en sevdiği öykü sahnesidir. Yine de onu asla finalde kullanmaz. Banka soygunu onun için, öykünün yükseldiği yerdir. Her şey olması gerektiği gibi gitmeli, ortalık kan gölüne dönmeli ama kaçış kesinlikle sekteye uğramamalıdır. Çünkü karakterler, öykünün finalinde son bir hesaplaşma yaşayacaktır.
“Kolombiya kravatı” ve “Meksika çıkmazı” gibi Güney Amerika’ya has kavramları keyifle kullanır. Güney Amerika’yı sever, onu özlemle anar. Jason Statham’ın realizminin bittiği yerde büyülü gerçekçilik başlar.
Jason Statham, aslında bir öykücü olsa da uzun vadede planı senarist olmaktır. En tatlı rüyalarını ve gündüz düşlerini bu hayal süsler. Jason Statham için bir dizi ya da filme kapağı atmak bir nevi köşeyi dönmektir. Bu sadece maddi değil, manevi bir motivasyondur. Bir Jason Statham’ın ömrü kafe köşelerinde ilk senaryosunu planlamak ve geleceğine emin olduğu o güne kadar kaçış öyküleri yazmakla geçer gider.