Dergiyi yeniden çıkarmaya karar veriyoruz
Akşam kararlaştırdığımız gibi Ömerlerdeyim. Biraz sonra da Rahmi Kaya geliyor. Yine yeni bir dergiden söz ediyoruz. 1960 kuşağının dergisi çıkmalı diyoruz. Dergiyi yeniden çıkarmaya karar veriyoruz. Ömer Lekesiz, Üzeyir Sali ve Yusuf Ziya Cömert.
22.06.1984
Akabe’de oturuyordum ki Kamil Ulubeyli geldi. “Peki” dedim “hadi çıkalım seninle.” Önce Aylık Dergi’ye gidiyoruz ama dergi henüz çıkmamış. Sonra DPT’ye, Rasim Özdenören’e. Kamil ziyaretçi yerinde oturuyor ve ben Rasim Özdenören’in yanına çıkıyorum. Erdem Bayazıt da orada. Rasim Abi’ye bir öykü kaybettiğimi söylüyorum. Rasim Abi “Burada yok” diyor, o intiharla ilgili yazımı ise Mavera’da yayınlanmak üzere Hayri Maraşlıoğlu’na verdiğini söylüyor. Rasim Abi telefon ediyor dergiye ama kayıp, öykü kayıp. Adı “Hiç”ti zaten öykünün. Ondan geriye ne kalır ki? Erdem Abi “merak etme bir yerlerden çıkar” diye teselli ediyor. Rasim ve Erdem Abi’lerden izin isteyip ayrılıyorum.
23.06.1984
Akabe’ye geliyorum. Sonra Aylık Dergi’ye uğruyorum. Dergi çıkmış ama ne benim ne Üzeyir’in ne de Mehmet’in çalışmaları yayınlanmış. Üzüldüm doğrusu. Ama Yaşar Kaplan’ın bizimle ilgili kanaatinin kesinleşmiş olduğu anlaşılıyor. Ya bağlılık ya da hiçbir şey. Kamillere dönüyor daktiloyu alıyorum. Bolca beyaz kâğıt, karbon kâğıt. Ve yazmaya Kırıkkale’ye gidiyorum.
06.07.1984
Yaşar Kaplan’a uğruyorum. “Maşallah Necip ben de seni düşünüyordum üç gündür. Buyur oturalım.” Ama önce beni ciddiye almayan bir havada işlerini görüyor, sağa sola telefonlar ediyor. Konuşmak için de sabırsızlanıyor. Dizginliyor kendini. Benden öyküm niye yayınlanmadı sözü bekliyor. Ama ben hiç açmıyorum konuyu. Onun da konuyu açmasına müsaade etmiyor hemen kalkıyorum.
Öğleden sonra Rasim Abi’ye uğruyor iki öykü bir de deneme teslim ediyorum.
07.07.1984
Mehmet bugün Yaşar Kaplan’a uğramış. Yaşar KaplanMehmet’e beni merak ettiğini, görüşmek istediğini belirtmiş. Öykümü önüne koymuş, biraz masum, ezilmiş ve ihanete uğramış bir tavırla “Necip’le konuşmadım,” demiş. Peki ama Yaşar Kaplan ben sana uğradım öykü okumaya vaktim yok diyordun, yoksa Rasim Abiyle ilişkimi mi duydun? Cemal Şakar’ın öyküsünün Yönelişler’de yayınlandığını görünce benimde mi dergiden kopacağımı düşündün? Ya da benim öykümün yayınlanmamasını umursamamam sizi bu noktaya mı getirdi? Yoksa elinizde hiç mi öykü kalmadı, ya biat ya da yolunuz açık olsun öyle mi?
10.07.1984
Ömer Lekesiz ile akşam telefonlaşıyoruz. “Demek” diyor, “Sen Mavera’ya resmen transfer oldun ha, ben de Aylık Dergi’ye transfer olayım da bu iş olsun bitsin.”Yaşar Kaplan bıraktığım bir öykü için “Efendim okumak için vaktim yok,” diyordu. Peki Abi “Şimdi de benim vaktim yok.”
18.07.1984
Büroda oturuyoruz. Yaşar Kaplan benim başka dergilerde yazmamı normal karşılayacağını ima ediyor. Ama elinde duran ve ihanete uğramış öykümü nihayet yayınlayacağını belirtiyor. Ama benim için anlamı yok. İster yayınlasın ister yayınlamasın. Çünkü beni hizaya sokmaya çalıştı. Affedilmez.
Hüseyin Bektaş, Mete Çamdereli, sinema…
29.07.1984
Kamil ile tren yolculuğundan sonra Balıkesir’deyiz. Ortalık henüz ağarmamış, saat 04. Biraz sonra Cemal geliyor ve eşyalarımızı arabaya atarak doğru denize doğru gidiyoruz. Yarı yolda müthiş bir yağmur. Arabanın kaloriferlerini yakıyoruz. Bugün denize girmeyeceğiz. Çadırı Akçay zeytinliklerinin içine kuruyoruz.
15.08.1984
Akşam kararlaştırdığımız gibi Ömerlerdeyim. Biraz sonra da Rahmi Kaya geliyor. Yine yeni bir dergiden söz ediyoruz. 1960 kuşağının dergisi çıkmalı diyoruz.
24.08.1984
Yaşar Kaplan ile görüştük. Yeni derginin çıkıp çıkmayacağını sordu. Ve dedi ki “Sanatçı arkadaşlar, insan olmayı düşünmüyorlar mı?” Demek böyle oluyor. Ya benimsiniz ya kara toprağın.
28.08.1984
Dün Zafer’de otururken şiirle uğraşan yeni tanıştığımız bir arkadaş “Artık öykülerinizi okuyamıyoruz niçin?” diye sordu. Ben de “Bunu Yaşar Kaplan’a sormak lazım” dedim. “Çalışmanız var mı kendisinde?” dedi. “Var” dedim. Mehmet yazdığı günlüğe ne ad koyması gerekiyormuş dedim ki: “Acının, yalnızlığın ve umudun seyri.”
13.09.1984
Akşam Kırıkkale’de Ömerlerdeyim. Dergiyi yeniden çıkarmaya karar veriyoruz. Ömer Lekesiz, Üzeyir Sali ve Yusuf Ziya Cömert.