Bir yansımanın getirdiği
Öykülerde farklı yazı üsluplarıyla karakterlerin iç dünyaları birleştiriliyor. Bilinç akışı tekniği kullanılarak, kahramanların yer yer psikolojileri açıklanıyor. Alışılmışın dışında karakterleri olağan akış içinde görmekten heyecan duyanlar için dikkat çekici bir eser.
Yedi İklim, İtibar, Hece Öykü, Mahalle Mektebi gibi dergilerde öyküleri yayımlanmış olan Özlem Karapınar’ın ilk kitabı Aynadaki Kadınlar okuyucuyla buluştu. Yazar daha ilk öyküsüyle okuyucuyu köşeye sıkıştırıyor. Gündelik hayatta karşılaşılan insan tipolojisini çözümleyerek öykülere taşımak yazara akıcı bir üslup veriyor. Öyküde mesaiye başlayan taze yazarların başvurduğu karakterler genellikle ya kendi sosyal dairelerinden birileri ya da toplumda çok bilinen kişiler olur. Bunun bir üst seviyesi ve zor olanı, alışılmışın dışındaki karakterleri öykünün olağan akışı içine yedirebilmektir. Bu da ister istemez öyküyle uzun mesailer geçirmeyi gerektirir, verilecek emek iki katına çıkar. Karapınar bunu henüz ilk eserinde ustalıkla başarmış.
"Dilek Pastanesi" öyküsünde, evlilik görüşmesine elinde ders notlarıyla gelen ve karşısındakilere ahiret suallerine benzer sorularıyla tanımaya çalışan Sinem Hanım buna örnek olacak nitelikte. Aynı şekilde, "Savaktaki Sûret" öyküsünde kaşınmaktan mutlu olan, kendini sürekli tatlı tatlı okşayan bir torun ve zamanında köyüne gelen bir peri kızına âşık olan ama kavuşamayan alzheirmer hastası dedenin sohbeti de yazarın kullandığı farklı karakterlere örnek teşkil ediyor. Öykülerde farklı yazı üsluplarıyla karakterlerin iç dünyaları birleştiriliyor. Bilinç akışı tekniği kullanılarak, kahramanların yer yer psikolojileri açıklanıyor.
Bunu okuyucuya büyüklük taslamadan, terimsel ifadeler kullanmadan yapılıyor. "İçimdeki Şeytan" öyküsünde bipolar bozukluğu olan küçük bir kızın her iki kişiliğiyle de tanışıyoruz. Hem toplum tarafından bir kenara itildiğini düşündüğü sessiz sakin hem de öfke nöbeti geçiren ve bir anda şeytana dönüşen tarafıyla... Hikâyenin sonuna kadar bu iki karakterin birbirinden haberdar olmadığını öğreniyoruz, aynı zamanda kahraman da öğreniyor. Yazar bunu okuyucuya kıvrak ve basit bir şekilde anlatırken, hastalığı metnin içine eğreti durmayacak şekilde yediriyor. Alışılmışın dışında karakterleri olağan akış içinde görmekten heyecan duyanlar için dikkat çekici bir eser.