Arka Kapak’a sorduk
Saatleri Ayarlama Enstitüsü ile başladık, Kara Kitap ile devam ettik. Önümüzde Tutunamayanlar var. Oradan Kemal Tahir’e geçebiliriz. Yakup Kadri’ye uğrarız. Bütün bu isimler/kitaplar farklı bir kumaş ama hepsi de modernleşme meselelerimiz ile dokunmuş. Bu izleğin peşinden gidiyoruz.
Arka Kapak’ın macerası, dijital ortamda başlayıp neden matbu olarak devam ediyor?
Arka Kapak en baştan beri aynı zamanda matbu olma iddiasıyla kuruldu. Dijital ortamdaki varlığımız ise zaten yaptığımız işin doğasında var. Bilgiyi, ürettiğimiz içeriği yaygınlaştırmak, herkese ulaştırmak istiyoruz. Önce dijitalde başlamamız tamamen işin doğasından kaynaklıydı. Dijitalde çok daha hızlı hareket etmek mümkün. Matbu bir derginin hazırlık süreci zaman istiyor. İşin içinde bir ekip, tasarım ruhu ve okur kitlesi var. Bir de bürokrasi. Yıl 2015 ve Türkiye’de dergi çıkarmak için basın suçları bürosuna mevkute beyannamesi vermek gerekiyor. Basın bürosu değil, basın suçları bürosuna. Bütün bunların organize olması, mutfağa girmesi, bu yemeğin pişmesi zaman alıyor. Biz ise zaman kaybetmeden kendi kitlemizle buluştuk.
Dosya konusu olarak inceleyeceğiniz kitaplarda takip ettiğiniz bir izleğiniz var mı? Bizi neler bekliyor bahsedebilir misiniz?
Saatleri Ayarlama Enstitüsü ile başladık, Kara Kitap ile devam ettik. Önümüzde Tutunamayanlar var. Oradan Kemal Tahir’e geçebiliriz. Yakup Kadri’ye uğrarız. Bütün bu isimler/kitaplar farklı bir kumaş ama hepsi de modernleşme meselelerimiz ile dokunmuş. Bu izleğin peşinden gidiyoruz. Bu romancılar Türkiye toplumunun bunalımına, kimlik arayışlarına, modernleşme ile olan medcezirli ilişkisine odaklanmış isimler. Arka Kapak da bunun peşinden gidecek. Arada dünya edebiyatına kaçacağız ama orada da temaslarımızda aşağı yukarı aynı yerlere dokunacağız.
Beş yıl sonra (nasipse elli küsur sayı) dönüp dergilere baktığınızda okurlara ne kazandırmış olmasını istersiniz?
İsim vermekten çekinmiyorum, önümüzde Virgül gibi bir örnek var, başka güzel dergiler var. Sabit Fikir, Ayraç var. Bunların hepsi miras. Biz bu zincire bir halka olursak ne mutlu bize. Arka Kapak kendi okur kitlesini oluşturursa, okuru bakalım bu ay neler yazılmış diye merak ettirebilirse, içinden başarılı yazarlar çıkarırsa, gençler için okul olursa ne âlâ. Türkiye’de kitap dergiciliği kitap okurunun yoldaşı olsun, Arka Kapak da bunun bir parçası olsun mesela. İnsan daha başka ne ister ki?