Her Moğol’un bir yolu vardır
Moğolistan, dünyanın en seyrek nüfuslu ülkesi. Bir buçuk milyon metrekarelik yüz ölçümüyle Türkiye’nin iki katı toprağa sahip. Fakat nüfusu Türkiye’nin yüzde dördü kadar. Başkent dışında kalan topraklarda kilometrekareye yalnızca bir kişi düşüyor.
İnsanın az, arazinin geniş olduğu böyle bir boşlukta devlet yol yapmakla uğraşmamış. Ülkede birkaç asfaltın dışında neredeyse hiç yol yok.
Moğollar gidecekleri yeri yön duygusuna göre bulup her biri kendi kafasına göre bir yol kullanıyor. Böyle olunca da “Her Moğol’un bir yolu vardır” en meşhur cümleleri olmuş. Fakat kilometrekareye bir kişinin düştüğü ülkede yol soracak birini bulamamak hep aynı sonucu veriyor: kaybolma
İnsandan çok hayvan var
Sütten onlarca çeşit yiyecek yapabilen Moğollar, hayvanların boğazını kesmek yerine karnını deşiyor, böylece kanı dâhil her şeyinden faydalanıyorlar. Sürü sahibi olmanın zenginlik sayıldığı 3 milyon nüfuslu ülkede küçükbaş ve büyükbaş hayvan sayısı 30 milyon.
Yol üstü mabetleri: Ovoo’lar
Ovoo denilen bu kutsal taş yığınları yolcuların dualarıyla var oluyor. Yol boyunca kötülüklerden korunmak için Ovoo’nun etrafında üç kez dönen yolcular, her dönüşte mabede bir çakıl taşı atıyor. Bu ritüel Şamanizm’den kalma. Korunmadan daha fazlasını dileyenlerse mabede taş yerine para ve içki bırakıyor.
En büyük çocuk ninesine verilir
Böylece hem onlar yalnız kalmıyor hem de yeni evli çiftin kolay bir hayat sürmesi sağlanıyor. Erjan diyor ki: “Hem büyüklerin çocuklara ayıracak daha fazla zamanı vardır.”