Yaşar Kemal’in kitaplaşmamış bir şiiri

Yaşar Kemal'in gençliği.
Yaşar Kemal'in gençliği.

Yaşar Kemal’in “Tarla Serenatları” adlı şiiri, Dikmen dergisinin 15 Ekim 1942 tarihli nüshasında Kemal Sadık Göğceli müstearıyla basılır. Yaşar Kemal, bu şiiriyle derginin düzenlediği şiir müsabakasında onuncu olmuştur.

İkinci Dünya Savaşı’nın bütün şiddetiyle devam ettiği günlerde Ankara edebî muhitinde Dikmen adlı bir dergi neşredilmeye başlar ki bu dergi etrafında kümelenen şair ve yazarlar kendilerini “Dikmenciler” olarak nitelendirirler. Derginin takdim yazısından Ankara’daki bazı genç şair ve yazarların Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı bir sanat ve edebiyat anlayışı geliştirmeye çalıştıkları anlaşılmaktadır. Derginin 15 Eylül 1942 tarihli 20. sayısında yayımlanan “Yolumuz” başlıklı yazıda derginin adının niçin “Dikmen” olduğu şu cümlelerle vurgulanır:

“Radyoların savaş haberlerile sinirleri harap ettiği, tarihin bu en korkunç günlerinde, büyük bir yokluk içinde siyaset kaygısından uzak, sadece yorgun ruhları dinlendirecek bir hava yaratabilmek emelile (Dikmen) etrafında toplanmış bulunuyoruz. Dikmen Çankaya’nın yanı başında Ankara’ya kuş bakışı bakan bir tepenin adıdır. Orta Anadolu’dan kara yolu ile Ankara’ya gelenler inkılap kâbesini ilk defa bu tepeden seyrederler. Ankara’nın temiz havası, ilkin bu tepede ciğerlere dolar ve bulaşır. Bu tepede toplanmamızın biricik sebebi işte budur.” (s.1).

Başkentte bir grup şair ve yazarı bir araya getiren Dikmen, içerik ve şekil bakımından yenilenerek çıkacağına belirterek 1 Mayıs 1944’te yayımlanan 42. sayısıyla yayımına ara verir. Dergi, 21 Temmuz 1945’te boyutu küçültülerek tekrar çıkmaya başlar. 2 sayı daha basılan dergi, 22 Ağustos 1945 tarihinde yayımlanan 44. sayısıyla kapanır.

Arif Nihat Asya (N. Tonga Arşivi)
Arif Nihat Asya (N. Tonga Arşivi)

Dikmen’in oldukça renkli bir şair ve yazar kadrosu vardır. Abidin Mümtaz Kısakürek, Arif Nihat Asya, Sadri Ertem, Behçet Kemal Çağlar, Ziya İlhan Zaimoğlu, Baki Süha Ediboğlu, Osman Attila, Oğuz Özdeş, Besim Atalay, Turgut Zaim, Eşref Üren, Oktay Akbal, Ercüment Behzad Lav, İskender Fikret Akdora, Mümtaz Zeki Taşkın, Fethi Giray, Ömer Faruk Toprak, İbrahim Zeki Burdurlu, Behçet Kemal Çağlar, Suat Taşer, Mehmed Kemal Kurşunluoğlu, Halim Yağcıoğlu, Ceyhun Atuf Kansu, Vehbi Cem Aşkun, Rıza Polat Akkoyunlu, Nüzhet Erman, Muvaffak Sami Onat, Şinasi Özdenoğlu, Gavsi Ozansoy, Özdemir Asaf, Ahmed Arif. 44 sayılık ömründe derginin çoğu farklı dünya görüşüne ve edebiyat anlayışına sahip genç edipleri bir araya getirdiği görülmektedir. Dergide edebî eser neşreden dikkat çekici bir isim de Yaşar Kemal’dir.

Dikmen’in 15 Haziran 1942 tarihli 14. sayısında derginin bir şiir müsabakası düzenleyeceği şu cümlelerle ilan edilir:

“Dikmen yarının san’atkârlarını okuyucularına tanıtmak için bir şiir müsabakası açmağa karar vermiştir. Bu şiir müsabakasına yurdun her köşesinde bulunan genç istidatlar girebilir. 20 Ağustos 1942 tarihine kadar gönderilen şiirler bir heyet tarafından tetkik ve tasnif edilecek ve 1 Eylül 1942 tarihli sayımızda netice ilan edilecektir. Beğenilenlerden on şiir sıra ile mecmuamızda neşredilecek ve şairleri Dikmen’in yazı arkadaşları arasına alınacaktır. Müsabaka şartları şunlardır:

  1. Mevzu serbesttir.
  2. Şiirler hece veznile yazılmalıdır.
  3. Şiirler 20 mısradan fazla olmamalıdır.
  4. Şiirler başka yerde neşredilmiş bulunmamalıdır.
  5. Yazılar okunaklı, imza ve adres açık olmalıdır.

Edebiyat tarihimizdeki pek çok edip gibi Yaşar Kemal de edebiyat âlemine şiirler yazarak girmiştir.Dikkat: Yazılar Ankara posta kutusu 500 adresine gönderilmeli ve zarfın üzerine müsabaka kelimesi yazılmalıdır.” (s.2).

Aynı ilan, derginin 15 Temmuz 1942 tarihli 16. sayısında da neşredilir ve müsabakanın sonucu 15 Eylül 1942 tarihinde yayımlanan 20. sayıda açıklanır. Yirmi kişilik isim listesinden anlaşılmaktadır ki Ahmed Ziyaeddin, Behlül Dal ve Enver Baki Öngün bu yarışmada ilk üç dereceyi paylaşmışlardır. Dikmen’in şiir müsabakasını kazanan çoğu ismin ilerleyen yıllarda edebiyat tarihimizde yer edinemediği görülmektedir. Hisar dergisinin kurucularından Mehmet Çınarlı bu müsabakada on ikinci, edebiyat araştırmaları ile ön plana çıkan Muzaffer Uyguner ise on beşinci olmuştur. Şiir yarışmasında onuncu olan isim ise Yaşar Kemal’dir. İnce Memed, Ortadirek, Ölmez Otu, Deniz Küstü gibi eserleriyle roman tarihimize damgasını vuran Yaşar Kemal, bu müsabakaya “Tarla Serenatları” adlı şiiriyle katılmıştır:

Tarla Serenatları

Uykum kapının eşiğinde, Bir sabaha dolup, bekleyecek. Ninnilerin uyuduğu harman yerinde, Bir çocuk emekleyecek.

Gök mavi mavi damlayacak Öpüşü unutulan hasretime. Bir örümcek ağı gibi değecek, Eylûl serinliği etime..1

“Tarla Serenatları”, Dikmen dergisinin 15 Ekim 1942 tarihli nüshasında Kemal Sadık Göğceli müstearıyla basılır. Şiir, öncelikle ismiyle ve temasıyla dikkat çeken bir metindir. “Serenat”, Batı edebiyatında ve müziğinde bir dönem çok yaygın bir kavram olarak karşımıza çıkar ki bu minvalde modern Türk şiirinde “serenat/serenad” başlıklı pek çok şiirin yazıldığı görülür. Faruk Nafiz, Sabahattin Ali, Ahmet Muhip Dıranas, Cahit Sıtkı Tarancı, Fazıl Hüsnü Dağlarca ve daha pek çok isim edebiyatımızda serenat şiirleri kaleme almıştır. Yaşar Kemal de bu şiiriyle seranat şiiri yazan şairlere eklemlenir. Şu farkla ki Yaşar Kemal’in şiirinde serenat söylenen/yazılan şey, bu tarz çoğu şiirin aksine bir “sevgili” değildir. Kitarasıyla sevgilisinin penceresinin önünde ona aşk nağmeleri söyleyen/ dizen şair yoktur bu şiirde. Yaşar Kemal’in ilk gençlik yıllarında Adana’daki pamuk tarlalarında batöz ırgatlığı yaptığı, özellikle bu şiirin yazıldığı dönemde, 1941’de Kuzucuoğlu Pamuk Üretme Çiftliği’nde ırgat kâtibi olarak çalıştığı bilinmektedir. Bu anlamda “Tarla Seranatları”, Yaşar Kemal’in o dönemde içinde bulunduğu çevreyi, ruh durumunu ve gözlemlerini yansıtan bir şiirdir denilebilir.

Adana edebi muhitinden bir grup, Ziya İlhan, Arif Nihat, Hamit Salih Asyalı (N. Tonga Arşivi)
Adana edebi muhitinden bir grup, Ziya İlhan, Arif Nihat, Hamit Salih Asyalı (N. Tonga Arşivi)

“Tarla Serenatları”, serenat şiirlerine farklı bir tematik açılım getirmekle birlikte orijinal imajlardan yoksun, yer yer söyleyiş acemilikleri gösteren bir metindir. Şiirde hece ölçüsüyle yazılmaya çalışılan fakat hece sayıları bir türlü tutturulamayan bir yapıyla karşılaşırız. İki dörtlükten oluşan ve “abab cdcd” şeklinde çapraz kafiyelenen “Tarla Serenatları”, belki de bu sebeple şiir müsabakasında ilk üçe girememiş ve onuncu olmuştur. Bu noktada şiirin derece elde etmesinde ve Dikmen sayfalarında neşredilmesinde Yaşar Kemal’in Adana’da tanıştığı ve yakın bir dostluk kurduğu Arif Nihat Asya ve Ziya İlhan Zaimoğlu’nun etkisi olduğu düşünülebilir. Zira Arif Nihat ve Ziya İlhan, o dönemde Dikmen dergisinin çekirdek kadrosunu oluşturan, derginin hemen her sayısında şiirleri ve yazıları yayımlanan iki isimdir.

Edebiyat tarihimizdeki pek çok edip gibi Yaşar Kemal de edebiyat âlemine şiirler yazarak girmiştir.2 Görüşler, Varlık, Çığ, Millet, Kovan, Yeni Adana, Türksözü; zaman içinde Yaşar Kemal’in şiirlerini yayımladığı süreli yayınlardan bazılarıdır. Kendisiyle yapılan bir söyleşide “Daha okuryazar olmadan işe şiirle başladım, Karacaoğlan gibi olma niyetiyle olacak. Sonra okula gittim, ilkokulda yaşlı halk şairleriyle çakıştığımı anımsıyorum,” 3 diyen

  • Yaşar Kemal’in “Seyhan” adlı ilk şiiri 1939’da Adana’da yayımlanan Görüşler mecmuasında neşredilmiştir. O, bu dönemde kaleme aldığı bazı şiirlerde “Âşık Kemal”, çoğunda ise “Kemal Sadık Göğceli” müstearını kullanmıştır.

Yaşar Kemal, başka bir söyleşisinde ise “İlk şiirimi söyledim ya, kötü bir şiirdi, Adana’da çıkan bir dergide yayımladım, on altı yaşındaydım. Sonra şiirlerimi Türkiye’deki birçok dergide yayımladım. 1963’e kadar şiir yazmayı sürdürdüm. Daha da arada sırada yazıyorum. Çok da yazmak istiyorum. Belki de bir gün şiirlerimi, yenilerini de katarak kitap olarak çıkarabilirim.”4 der. Yaşar Kemal, bu dileğini vefatından beş yıl önce 2010’da gerçekleştirir ve şiirlerinden yaptığı bir seçkiyi Bugünlerde Bahar İndi adıyla kitap hâlinde neşreder. 41 şiirin yer aldığı kitapta Dikmen’de yayımlanan ve yukarıda bahsi geçen “Tarla Serenatları” adlı şiir yer almamaktadır ki bu durumun yazarın bir tercihi olduğu dikkatlerden kaçmamalıdır.

Dipnotlar:

1. Kemal Sadık Göğceli, “Tarla Serenatları”, Dikmen, S. 22, 15 Ekim 1942, s. 3.

2. Yaşar Kemal’in şairliği ve şiirleri üzerine yapılan bir çalışma için bkz.: Hasan Yürek, “Bir Romancının Şairliği: Yaşar Kemal’in Şiirlerine Genel Bir Bakış”, TÜBAR, Güz 2013, s. 253-276.

3. Tekin Sönmez, “Yaşar Kemal’le Uzun Bir Söyleşi”, Ağacın Çürüğü içinde, Yapı Kredi Yay., İst., 2004, s.274. 4. Yaşar Kemal, Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor/Alain Bosquet ile Görüşmeler, Yapı Kredi Yay., İstanbul, 2004, s. 126.