Yapay zekânın gücünü görmek için son beş yıl

Prof. Dr. Emre Onur Kahya.
Prof. Dr. Emre Onur Kahya.

Son günlerde herkesin kullanmaya başladığı yapay zekâ uygulamalarını, iş ve yaratıcılık alanında yapay zekânın olası etkisini, kullanım alanlarını, geleceğe dönük yankısını merak ettik. Mevcut iş sahaları nereye evrilecek, yeni medyanın geleceği tüm bu veri ağında nasıl bir yol izleyecek? Bilim, teknoloji ve medyanın manipülatif etkisi bu çığır açan, gün be gün büyüyen veri tabanı karşısında ne yapacak? Günümüz yapay zekâ modellerini, dünyadaki gelişmeleri, İTÜ Fizik Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile konuştuk.

Fizik ya da kozmolojide karşılaşılan karmaşık sistemleri simüle etmede günümüz yapay zekâ modellerini ne kadar etkili buluyorsunuz?

Yapay zekâ (YZ) hızını almaya daha yeni başladı. Daha emekleme aşamalarında henüz koşmaya, uçmaya başlamadı. Ve aslında YZ’nin bu aşamaya gelmesi 2-3 yıllık bir süreç, fazla değil. Elbette öncesi var, evet ancak yapay zekânın birçok beceriyi bir arada yapması, birçok beceriye sahip olması yeni karşılaştığımız bir durum. Sanırım Japonya’da bir üniversitede ChatGPT’nin, OpenAI şirketi sahibi Sam Altman’ın yaptığı bir mülakatını dün dinledim. Kod yazımında ellerindeki modelleri performans değerlendirme testleriyle analiz ediyorlar. İnceledikleri ilk çıkan akıl yürütme modellerinden o1 modeli 5-6 ay önce dünyadaki en iyi kod yazan 1 milyonuncuydu. 1 milyonuncu şu demek; dünyada %2, %3’lük dilime giriyor ve kod yazan insanların %98’inden daha iyi. Daha sonra geliştirdikleri o3 modeli ise daha ilk çıktığı zaman dünyanın en iyi 5 bininci kod yazan mühendisiyken şimdiki versiyonu dünyanın en iyi 135. kod yazan insanıyla aynı seviyede. Konuşmada, kendi bünyelerinde halka açmadıkları model ise dünyanın en iyi 50. kod yazan insanı ile aynı seviyede olduğunu ve modelin yıl sonunda kalmadan dünyanın en iyi kod yazanı insanıyla aynı seviyede olacağını belirtti. Bu da yapay zekâya dünyanın en iyi kod yazan bilgisayar mühendisi ne yapıyorsa aynısını verin, size hazırlar ve önünüze koyar anlamına geliyor Mesela plaka tespiti büyük ihtimal para verip satın alabileceğiniz bir iş idi değil mi? Bunu doğrudan ChatGPT’ye Google’dan herhangi bir fotoğrafla yapay zekâ algoritması, nesne tespit algoritması yazdırarak birkaç denemeyle plakayı alabilirsiniz. Siz normalde bir şirketsiniz. Böyle bir işi bilgisayar yazılımcısına vermek yerine yapay zekâya tamamen Türkçe soru sorarak sadece kopyala, yapıştır kullanarak yazılımı kendiniz yazabiliyorsunuz. Hem de neredeyse yazılım bilmeden. YZ, her insan normalde hiçbir zaman yapamayacağı şeyleri çok kolay yapmaya başlıyor. Bu, o işi yapan ve ondan geçimini sağlayan insanların iş gücü kaybına sebep olabilir, oluyor da.

Yapay zekânın henüz tam anlamıyla keşfedilmemiş ya da hak ettiği değeri görmemiş hangi uygulamalarını önemli buluyorsunuz?

Yeni yeni drug discovery diyorlar; ilaç keşfi ancak sağlık alanında o kadar ilerleme kaydedildiğini düşünmüyorum. Mesela psikolojiyle ilgili insanların sürekli hangi durumlara karşı hangi tepkileri verdiği,bütün girdileri analiz edilebilirdi. Bu yıl Nvidia’nın CEO’suna bakın. Nvidia grafik işlemci kartlarını üreten dünyanın en değerli şirketlerinden bir tanesi. En son market değeri birkaç trilyon dolardı. Bu şirket Microsoft vs. onların seviyesine gelmiş bir şirket. Diyeceksiniz ki grafik işlemciyle alakası ne? Yapay zekânın artışının arkasındaki en önemli etkenlerden bir tanesi grafik işlemci. Çok komik aslında. Çoluk çocuğun bilgisayar oyunu oynamak için kullandığı o grafik işlemci, şu an yapay zekânın arkasındaki en önemli donanım. Nvidia oradaki teknoloji donanım seviyesinde teknoloji ilerlediği, çok küçük hacimlerde güçlü grafik işlemciler üretebildiği için bu grafik işlemcisi satan şirket, şu an yapay zekâyı buraya gelmesinde en önemli rollerden birisini oynadı. Yapay zekâ şirketleri Nvidia’dan grafik işlemci almak için uğraşıyor. Çok önemli bir stratejik bir donanım olduğunu düşündüğü için Amerika birçok ülkeye bu grafik işlemci satışını yasakladı. Türkiye’ye sayılı geliyor ve başka ülkelere de mesela Çin'e, İran’a yasak. Amerika ürettiği için bunların ihracatını da yasaklıyor.

Çin’deki o DeepSeek algoritmasını yazan şirketin sahibi olan genç, Elon Musk gibi birisi. Algoritmik trading yani sürekli hızlı algoritmik al-satlar yapıyor sahibi olduğu firma
Çin’deki o DeepSeek algoritmasını yazan şirketin sahibi olan genç, Elon Musk gibi birisi. Algoritmik trading yani sürekli hızlı algoritmik al-satlar yapıyor sahibi olduğu firma
Yapay zekâ şirketleri Nvidia’dan grafik işlemci almak için uğraşıyor. Çok önemli bir stratejik bir donanım olduğunu düşündüğü için Amerika birçok ülkeye bu grafik işlemci satışını yasakladı. Türkiye’ye sayılı geliyor ve başka ülkelere de mesela Çin’e, İran’a yasak.
Yapay zekâ şirketleri Nvidia’dan grafik işlemci almak için uğraşıyor. Çok önemli bir stratejik bir donanım olduğunu düşündüğü için Amerika birçok ülkeye bu grafik işlemci satışını yasakladı. Türkiye’ye sayılı geliyor ve başka ülkelere de mesela Çin’e, İran’a yasak.

O zaman zaten bunun kontrolünü birileri eline geçirecek ve yayılmayacak. Yapay zekâ, bilimsel araştırmalarda, iletişim ve sosyal bilimlerde geleneksel analitik yöntemlerin yerini tamamen alabilir mi, yoksa daima tamamlayıcı bir araç mı olarak kalacak?

Bu cevabı çok zor olan bir soru. Ülkeler, Amerika mesela, yapay zekâ gelişimi en üst seviyeye geldiği zaman ne yapacak? En üstten kastımız ne? Genel yapay zekâ dedikleri bir şey var, AGI: Artificial General Intelligence. Genel yapay zekâ, bilgisayarların insanın yaptığı ve yapabileceği her işi en az insan kadar iyi yapabilmesi demek. Dolayısıyla YZ, bu seviyeye geldiği anda artık siz sırf o modelle sonsuz para üretebilirsiniz. Herkesin yaptığı her işi onlardan daha verimli, daha iyi yapabiliyorsanız, artı değeri sizin yaptığınız her işten daha iyiyse sizden daha çok para kazanır her alanda. Amerika ve birçok insan YZ’nın bunu yapacak düzeye geldiği anda bütün dünyayı kontrol edeceğini düşünüyor. O yüzden Çin’den daha önce davranması gerektiğini düşünerek Çin’e bir sürü kısıtlamalar getiriliyor. Ve tabii arkasında Amerika var diyoruz ama aslında devlet değil, özel şirketler var. O yüzden azınlık dediniz ya, 3-5 tane çok büyük yazılım şirketi YZ’yı şu an elini elinde tutuyor. Fakat bu başka insanlar bir şey yapamıyor demek değil. DeepSeek Çin’den çıkan bir yazılım ve daha az bütçeyle yapıldı. Çin’deki o DeepSeek algoritmasını yazan şirketin sahibi olan genç, Elon Musk gibi birisi. Algoritmik trading yani sürekli hızlı algoritmik al-satlar yapıyor sahibi olduğu firma. Huawei gibi Çin hükümetinden destek almadan yapıyor bu işleri. Sonra da kazandığı parayı yapay zekâ alanında araştırmaya aktarıyor. Amerika’dan 30 bin tane grafik işlemciyi Çin’e getiriyor, yeni üniversiteden mezun olmuş veya doktora öğrencilerinden heyecanlı ve idealist Çinli gençleri işe alıyor. Kodlarını herkesin kullanımına açıyor. Genelde büyük dil modellerinin kodlarını alıp geliştiremiyorsunuz, sadece kullanıcı seviyesindesiniz. Bu tarz yazılımlara kapalı modeller deniyor; ChatGPT’ninkisi de öyledir. Fakat bütün modeller öyle değil. Mesela Meta’nın -eski Facebook- Llama diye bir modeli, o erişime açıktır. Açık kaynak veya kapalı kaynak tarzında farklı ticari şeyler modeller kurmuşlar kendilerine. Belli bir seviyeye gelince onun ticari getirisi çok çok fazla olursa ve kendine alternatif oluşturabileceğini düşünürse hemen keser tabii ki. O yüzden YZ 5-10 tane şirketin tekelinde diyebiliriz.

Şuradan bakalım bizi ilgilendiren kısma. Şimdi ben yaratıcılığı çok merak ettim mesela burada. Sanat ve medya kısmına gelirsek yapay zekânın sanat ve medya üretimindeki rolü hızla artıyor. Sizce yapay zekâyla üretilen içerikler insan yaratıcılığını tehdit ediyor mu, yoksa yeni bir yaratım biçimi mi sunuyor?

Dall-E veya onun gibi programlar sayesinde yapay zekâ, çok artistik, çok değişik resimler, videolar oluşturuyor. YZ bir şehirde düzenlenen resim yarışmasına katılıyor ve birinci oluyor. Farkı ayırt etmeniz kolay değil çünkü realistik resimler yapıyor ve oldukça yaratıcı. Bu anlamda tehdit mi? Bir anlamda, evet. İnsanın çizebileceği ve çizdiği her şeyi yapabiliyorsa tabii ki iş gücünü öldürür. Hiçbir zaman onun çizemeyeceği bir şey yapamazsınız ki. Her bir resim, her bir rengin yan yana gelip, dizilip bir resim oluşturduğunu düşünsenize. İnanılmaz yüksek sayıda bir kombinasyon var. Peki, insanlığa tehdit teşkil edip onun yerini alabilecek mi? Hayır. Siz bir at yarışında bir insanla atın koşup yarıştığını gördünüz mü? Atlar atlarla koşuyor. Dolayısıyla hâlâ insan, kendi becerilerinin limitlerini görmek istiyor. Yoksa başka hayvanlarla insanı yarıştırmıyoruz. İnsanın neler yapabileceğini merak ediyoruz. Köpeklerin, hayvanların değil. O yüzden yapay zekâyı da belki başka bir yapay zekâyla yarıştırıp onu merak edebiliriz. Ama insanın hâlâ insan için ayrı özel bir yeri var. Bu yüzden bir anlamda evet, çok değişik şeyler yapıyor ve sizle aynı yarışa girerse geçer, bir atın sizi geçebileceği gibi. Ama bir tehdit mi? Bence bu anlamda o kadar değil.

Günümüzde sosyal medya platformlarındaki algoritmalar, haber akış algoritmaları bilgi akışını yönlendiriyor. Seçimler, medya savaşları var. Bu durum karşısında yapay zekâ sizce kişilerin düşünce biçimlerini etkiliyor mu?

Yapay zekânın elimizden işini alıp alamayacağını 30 değil en geç 5 yıl sonra net göreceğiz. Sam Altman, Dario Amodei, Ilya Sutskever’ın öngörüleri YZ’nin en geç 2 yıl sonra her işi insanlardan daha iyi yapabilecek seviyeye geleceği yönünde.
Yapay zekânın elimizden işini alıp alamayacağını 30 değil en geç 5 yıl sonra net göreceğiz. Sam Altman, Dario Amodei, Ilya Sutskever’ın öngörüleri YZ’nin en geç 2 yıl sonra her işi insanlardan daha iyi yapabilecek seviyeye geleceği yönünde.

Tabii ki. Birincisi, deepfake dedikleri uygulama hiç söylemediğiniz şeyleri size rahatlıkla söylettirebiliyor, videolar hazırlayabiliyor. Eskiden insanların trol dediği olmayan bilgileri üreten kişiler vardı, şimdi o trollerden sonsuz tane üretebilirler ve gerçekle hiçbir farkını anlayamayabilirsiniz.

Tehlikeli ve illegal işlerin alanı genişliyor. Herhangi birisini alıp sosyal medyada, söylemediği şeyleri söylettiren komik videolar koyulabiliyor ama şimdilik komik düzeyde. Birini yıpratma gibi şeyler. nadir yapılıyor da asıl yapabilecekleri tehlikeli şey sizin sesinizle eğitilen bir YZ algoritması kullanarak telefonla arayıp babaannenizden para alabilecek olmaları. Önceden kaydedilen ve ezberletilen bir şey söylemiyor bu ses tanıdığınız birinin sesiyle telefondan sizi arattırıp sizinle doğrudan konuşturulabilir. Siz karşınızda babaanneniz varmış gibi onunla konuşabilirsiniz. İnsanlar bu dolandırıcılıkları şu an bile yapıyorlar. Bir 10 yıl sonra siz düşünün. Bunun önünde hiçbir engel yok.

Yapay zekâ temelli araçlar, yapay zekânın sahte haberlerin üretilmesi kadar doğrulanmasında da kullanılması üzerine ne düşünüyorsunuz? Bu teknolojinin etik sınırları nerede? Makaleleri yapay zekâ yazıyorsa denetimi var mı? Bunun hukuki ve etik boyutları çalışılmıyor mu?

Şu an mesela makaleleri birlikte yazıyoruz ve yeni çıkan makalelerde en son teşekkür kısmında bazen ChatGPT de yazılıyor. Genel fikri ChatGPT’ye veya başka modele anlattıktan sonra siz onunla birlikte yazıyorsunuz. Google’ın kullandığım çok güzel bir uygulaması var, Notebooklm adında. 20 tane makale yüklüyorum oraya bu makaleleri şu bağlamda karşılaştır diyorum ve hepsinin çapraz karşılaştırmasını yapıyor. Sizin için bir çalışma arkadaşı YZ ama bundan yardım aldığınızı yazacaksınız tabii ki makalede. Hesap makinesini kullanıyorsunuz değil mi? Bilgisayar da kullanıyorsunuz. Haberler ve olaylar hakkında arama motorundan faydalanıyorsunuz. Google’a teşekkür etmiyorsunuz çünkü artık çok standart oldu onlar. Ama şunu yapamazsınız tabii, “YZ, şu konuyla ilgili bana bir makale yaz.” diyemezsiniz. Baştan sona size makale yazabilir. Onu alıp dergiye yollarsanız onu söylemeniz lazım. Tabii ki basılmaz böyle bir makale.

Yapay zekânın haberleşme, iletişim teknolojilerindeki hızlı dönüşümü nasıl şekillendirdiğini düşünüyorsunuz? Bu dönüşümün temel itici gücü bağlamında iş kaybı nasıl gerçekleşebilir?

Yapay zekâ algoritmalarının her işte insandan yavaş yavaş daha iyi olması gerekli mi? Hayır. Gerekli olan tek bir şey var, yapay zekânın insana ihtiyaç olmadan bu algoritmaları yazabilecek yapay zekâyı geliştirmesi. Şu anda insana ihtiyaç var kodları bizler yazıyoruz. Fakat insana ihtiyacın kalmadığı o ana yapay zekâ literatüründe Intelligence Explosion, zekâ patlaması deniyor.
Yapay zekâ algoritmalarının her işte insandan yavaş yavaş daha iyi olması gerekli mi? Hayır. Gerekli olan tek bir şey var, yapay zekânın insana ihtiyaç olmadan bu algoritmaları yazabilecek yapay zekâyı geliştirmesi. Şu anda insana ihtiyaç var kodları bizler yazıyoruz. Fakat insana ihtiyacın kalmadığı o ana yapay zekâ literatüründe Intelligence Explosion, zekâ patlaması deniyor.

Şöyle algoritmalar da var. Size herhangi bir text geldiği zaman bunun yapay zekâ tarafından üretilip üretilmediğini YZ belirli bir kesinlikle size söyleyebiliyor. Mesela %98 olasılıkla bu çalışma YZ algoritması tarafından verilmiştir, diye sonuç çıkarabiliyor. Bu şunun gibi, sürekli yeni bir virüsler çıkar, ona karşı korumak için bir virüs koruyucu programlar çıkar. Bir o güçlenir sonra diğeri güçlenir. Sürekli bir yarıştır bunun gibi. Tamamen %100 bilgisayar tarafından üretilmiştir gibi bir şey yapamazsınız. Ama gidişiyle ilgili şöyle düşünüyor bir sürü yapay zekâ uzmanı; şu an YZ’nıin birçok konuda çok iyi işler yapmasının sebebi ne? Çünkü onu yazan insanlar değil mi? Sürekli yapay zekâ algoritmaları geliştiriyorlar. Bizim için büyük tehditlerden bir tanesi iş gücü kaybı. Bu iş gücü kaybı ne? Yapay zekâ bizim yapabildiğimiz her işi bizden daha iyi yapabilecekse bittik. Bu sonuca ulaşmak için ne lazım? Yapay zekânın algoritmalarının çok gelişmesi lazım. Ama onu kim geliştirecek? İnsanlar. O zaman bunun oluşması için şu mu gerekli? Yapay zekâ algoritmalarının her işte insandan yavaş yavaş daha iyi olması gerekli mi? Hayır. Gerekli olan tek bir şey var, yapay zekânın insana ihtiyaç olmadan bu algoritmaları yazabilecek yapay zekâyı geliştirmesi. Şu anda insana ihtiyaç var kodları bizler yazıyoruz. Fakat insana ihtiyacın kalmadığı o ana yapay zekâ literatüründe Intelligence Explosion, zekâ patlaması deniyor. Bu gerçekleştiği anda artık milyonlarca yapay zekâ uzmanı birden ortaya çıkmış olacak.

Yapay zekâ teknolojisi, insanlığın ortak geliştirdiği kültürel ve bilimsel ilerlemeler üzerine kurulu ancak sürecin sadece şirketlerin ve küçük bir azınlığın kazanç sağlamasına odaklanma tehlikesi durumu var mı?

OpenAI’de ChatGPT’in olduğu şirkette çalışan bir genç bazı durumları yönetim kuruluna mail attıktan sonra şirketten atıldı. Colombia Üniversitesinden ve 16 yaşında üniversiteye başlayan Leopold Aschenbrenner, çocuk dehalardan bir tanesi. Amerika'nın ekonomi alanında Tyler Cowen diye çok etkili bir isim var onun yetiştirdiği öğrencilerinden Aschenbrenner’in yazdığı 165 sayfalık rapor var. Raporun “durum farkındalığı” şeklinde çevirebileceğimiz bir ismi var: Situation Awareness. Raporda, yapay zekâ nereye doğru gidiyor? Amerika'nın hükûmet ve istihbaratın özellikle de NSA’nın üzerine ne düşüyor, YZ’nin nasıl bir millî güvenlik meselesi olduğunu, durumla ilgilenerek ne yapılması gerektiğiyle alakalı maddeler var. Raporda yer eden şeylerin çoğu olmaya başladı. Mesela enerji tüketiminin çok artacağından bahsederek yapay zekâ şirketlerinin hızlı şekilde nükleer santral alması gerektiği. Microsoft nükleer santral işine girdi. Raporun akıl yürüten modellerin ne kadar etkili olacağı ve işleyişin nereye doğru gideceğiyle ilgili öngörüleri aşama aşama gerçekleşiyor.

Önümüzdeki yapay zekanın 30 yıl içerisinde doğurabileceği olumsuz sonuçlar ve yapay zekânın medya ve haberleşme alanında yaratacağı en büyük dönüşüm sizce ne olacak?

Yapay zekânın çoğumuzun elinden işini alıp alamayacağını 30 değil en geç 5 yıl sonra net göreceğiz. YZ insanın yerini büyük bir ihtimalle almayacak. Eğer alacaksa bunu da zaten 5 yıl içinde göreceğiz. Sam Altman, Dario Amodei, Ilya Sutskever ve bunun gibi alanda en yukarıda bulunan insanların öngörüleri YZ’nin en geç 2027 yılında yani 2 yıl sonra her işi insanlardan daha iyi yapabilecek seviyeye geleceği yönünde.

Katja Grace’ın başında olduğu Bonn Üniversitesi, Oxford ve bunlar gibi çok yetkin kurumlardan nitelikli bir grubun yaptığı çalışma; “1000s of AI authors, onda Future of AI” adıyla makale olarak yayınlandı. Çalışmada YZ alanında çalışan akademi veya akademide olmayan en önemli uzmanlara bir yıl boyunca sorular soruyorlar. Akademide olmayanlar Google, Meta, gibi yapay zekâ departmanı olan büyük şirketlerde yapay zekâ algoritmaları geliştiren, akademik makaleler yayınlayan ama üniversite bünyesinde çalışmayan insanlar. Burada yapay zekânın geleceği, gidişatıyla ilgili birçok tespitleri var. Özellikle herkese bu ayrıntılı makaleyi okumalarını tavsiye ederim. Makaleye göre; insanların yapay zekânın geleceğiyle ilgili fikirleri çok uçlarda. Bazıları 2 yıl sonra YZ yerimizi alacak diyor, bazıları 20 yıl sonra. Şunu hatırlamakta fayda var bu 2024'ün başına kadar hazırlanan anket. 2024’te gerçekleşen inanılmaz gelişmeleri henüz hiçbiri görerek rapora almadı. Raporun diğer sonuçlarına göre %50 gerçekleşme payı olsa da 2040 veya 2040’ların ortalarında yapay zekâ her şeyi bir insandan daha iyi yapabilecek.

Hinton yakın zamanda Google’dan ayrıldı. Çünkü endişesi YZ’nın hâkim olma ihtimalinin yüksek olduğu yönündeydi eğer önlemleri almazsak hiçbir şekilde YZ’yi kontrol edemeyeceğimizi düşünüyor.
Hinton yakın zamanda Google’dan ayrıldı. Çünkü endişesi YZ’nın hâkim olma ihtimalinin yüksek olduğu yönündeydi eğer önlemleri almazsak hiçbir şekilde YZ’yi kontrol edemeyeceğimizi düşünüyor.

Yapay zekayı kullanmada pazarda büyük paya sahip olan Google’dan yapay zekanın önemli ismi Hinton, yanlış bilgi yaymak, insan varlığını tehdit etme olasılıklarıyla ayrılıyor, neyle karşı karşıyayız?

Geoffrey Hinton’a YZ’nın Godfatherları yani kurucu babalarından birisi diyebiliriz. Kurucu baba dedikleri Hinton, Yann LeCun ve Yoshua Bengio isminde üç kişiden oluşuyor. Alan Turing filmi de vardı şifreleri kırıp İngiltere’nin savaşı kazanmasına yardım ediyordu. Bu isimler bilgisayarın Nobeli olan Turing Ödülü’nü aldıkları gibi içlerinden Hinton, geçen yıl en son Fizik Nobeli’ni de aldı. Bununla birlikte Hinton yakın zamanda Google’dan ayrıldı. Çünkü endişesi yapay zekânın hâkim olma ihtimalinin yüksek olduğu yönündeydi ve o, eğer önlemleri almazsak hiçbir şekilde YZ’yi kontrol edemeyeceğimizi düşünüyor. Ona göre bu gidişat bütün insanlığın sonu olacak ve bu durum karşısında elimizden gelen her şeyi yapmıyoruz. Tehlikeden kastının ne olduğunu anlamak için bir örnek verelim. YZ’ye görev olarak patates üretimini artır dersek verimi artırmak için yöntemler sunar. Yapay zekâ bizim istemediğimiz bir şeyi yapamaz en azından şimdilik biz ne istiyorsak onu yapıyor. Peki, patates üretimi nasıl artabilir? Mevcut tarlalara patates ekmeye başlarsınız. Daha fazla arttırmak isterseniz ne yaparsınız? Daha fazla tarla yaparsınız. Daha fazla tarla nasıl elde edilir? İnsanlar biraz fazla yer işgal ediyordur ve YZ, patates tarlasına yer açmak için binaların hepsini yıkmayı ve gerekli gördüğü yerlere atom bombası atmayı uygun bulabilir. Tabii biraz karikatürize edilmiş bir hâli ama yapay zekâ istemsiz bir şekilde, kendi bilinci olmadan sizin ona verdiğiniz görevi en iyi şekilde yapmaya çalışırken de insanlığın sonunu getirebilir.

Yapay zekâ teknolojisi, insanlığın ortak geliştirdiği kültürel ve bilimsel ilerlemeler üzerine kurulu ancak veri ve ajan çağı dedikleri bir grubun hizmet tekelinden kazanç sağlaması süreci nedir?

Nvidia’nın sahibi Jensen Huang, “Bu yıl agentler yılı olacak”, diyordu. Agent şu demek ChatGPT ile sadece chat yapmıyorsunuz bilgisayarınızın içindeki uygulamalara erişim izni veriyorsunuz. Uygulamaları kullanılıyor internete erişim izni veriyorsunuz. Böylece YZ sizin işlerinizi daha iyi yapıyor. Bunu insanlar artık etkin kullanıyor. Mesela bilgisayarınızda veya mailinizde toplantıdan önce toplantıda olacakların depolandığı dosya var ve bilgileri alıyor. Toplantıya katılacak insanların CV’lerini çekiyor. Ardından toplantıya katılmadan önce küçük bir memo, bilgi notu hazırlıyor. Kişisel bir sekreter gibi size neler konuşmanız gerektiğini hazırlıyor. Sonuç olarak sekreter çalışanına ihtiyaç kalmıyor. Yapay zekâ ajanı toplantıda bütün kaydı alıyor, konuşulan her şeyi kaydediyor. Kaydettikten sonra bunların hepsini özetliyor. Özetledikten sonra size bullet pointler/temel noktalar şeklinde tık tık veriyor. Toplantıda konuşulanları bir mantık örgüsüyle düzgün bir şekilde kurup size sunuyor. Asistana da ihtiyacınız yok artık. CEO iseniz, toplantıya neden bir asistanla gidesiniz ki? Mesela Cumhurbaşkanın yanında bir sürü insan not tutuyor buna gerek yok artık. Agent/ajan dedikleri şeylerden sadece bir tanesi bu. Örneğin, halihâzırda muhasebe ajanı var, ona gidip benim harcamalarım bunlar ve ben vergiden kaçınmak istiyorum diyorsunuz. YZ en optimal şekilde en doğru şeyi yapıyor. Şu an ajan çağı dedikleri bu örnekliklerden sadece birkaçı.

Yapay zekâ temelli araçlar, yapay zekânın sahte haberlerin üretilmesi kadar doğrulanmasında da kullanılması üzerine ne düşünüyorsunuz? Bu teknolojinin etik sınırları nerede?

İnternet erişimini verdiğimiz zaman kod kendi çıkarının önünde bizim koyduğumuz şartlar olduğunu keşfettiği anda kodu yeniden üretirse o zaman durum karışır.
İnternet erişimini verdiğimiz zaman kod kendi çıkarının önünde bizim koyduğumuz şartlar olduğunu keşfettiği anda kodu yeniden üretirse o zaman durum karışır.

Üsküdar’da lokal bir haberciyseniz sizin yerinize YZ her şeyi yapar. Üsküdar’la ilgili yazılan her şeyi Twitter’da sürekli taradıktan sonra onları indir ve kategorize eder. Konuyla ilgili insanların daha fazla tweet ettiği şeyleri bir yere koyar haber üretir, içerik üretir. Sizin Üsküdar muhabirine ihtiyacınız yok. Direkt muhabirin yaptığı işi bir tane ajanla yapabilirsiniz. Ajan ne zaman tehdit olur? Şöyle; patates üretimi dedik. Verimi çok arttır ama insanlara zarar verme şartını koda girdiniz. Sizin algoritmaya söylediğiniz şey “Bana en fazla kazanç sağla.” idi. Siz bunu şart olarak koydunuz. Bilgisayar ne derseniz yapıyor. Ama bilgisayarın internet erişimi, kendi koduna erişimi olursa kendi kazancı için en büyük engel ne? Sizin koyduğunuz o şart. Kodu kendisi yeniden kaldırıp kendi kendine yeniden yazabilirse buna reward remodeling yani “verilen ödülün yeniden modellenmesi” deniyor, o zaman büyük bir tehlike oluşur. Bu bağlamda ajanların en tehlikeli şeylerden olduğunu söyleyenlerden biri Yoshua Bengio. İnternet erişimini verdiğimiz zaman kod kendi çıkarının önünde bizim koyduğumuz şartlar olduğunu keşfettiği anda kodu yeniden üretirse o zaman durum karışır. Bu işleyişin kesin olacağını söyleyenler var ve onlara doomer diyorlar; felaket tellalları. Hatta bunun olasılığını gösteren bir ifade var. P-doom: P, probabilite yani olasılık; doom da felaket anlamına geliyor. Felaket olasılığı farklı insanlar için farklı seviyelerde ihtimal taşıyor. Hinton’a göre bu olasılık çok yüksek P(Doom)=0.5, yani yüzde elli ihtimalle bu durum gerçekleşecek.

Peki sözel yaratıcılık ne olacak? Yapay zekâ bilineni mi ezberliyor yoksa kendi orijinal bir şeyi yapıyor mu?

Deepmind’ın geliştirdiği AlphaGo isimli YZ’ye dayalı programın 2016 yılında Koreli Go oyunu dünya şampiyonu Lee Senol ile karşılaştığında yaptığı meşhur 37. hamleyi hatırlayabiliriz. YZ camiasının 37. hamle dedikleri hamle şöyle; normalde satrançta veya başka oyunlarda bilgisayara iyi oynamayı nasıl öğretirsiniz? Büyük satranç ustalarının bilinen açılış hamleleri hatta bu açılışların tekniklerin bulunduğu satranç kitapları filan vardır. Onları kullanarak algoritmayı eğitirsiniz. O zamana kadar oynanmış önemli oyunları vs. kullanıp yapay zekâya satranç oynamayı öğretirsiniz. O da bu kombinasyonlarla sizlerle oynar. Go oyununda olası hamle sayısı çok daha fazla. Satranç da öyle ama Go bu açıdan çok daha fazla insan sezgisine dayalı oldukça zor bir oyun. O yüzden 2016’lara kadar Go oyununu hiçbir zaman, hiçbir algoritma insandan daha iyi oynayamaz diyorlardı. Sonra yapay zekâ, pekiştirmeli öğrenme (Reinforcement Learning) adı verilen yöntemle olası bütün hamleleri keşfederek daha akıllı bir şekilde yolları tarayıp içinden en mantıklısını bulup kendisi bir şeyler keşfediyor. 37. hamle de bu şekilde ortaya çıktı deniliyor. Dünyanın en önemli Go ustaları, “Bu ne böyle?” tarzında bakıyorlar. Bu hamle hiçbir ustanın yapmadığı, absürt, yanlış bir hamle gibi gözükürken ondan bilmem kaç hamle sonra o hamlenin ne kadar akıllıca ne kadar, yaratıcı bir hamle olduğunu görüyorlar. Dolayısıyla şu anki ChatGPT’nin yeni modeli, O1 modelleri, DeepSeek’in R1 modelleri, ki bunlara Thinking Model, düşünen modeller, deniyor, bunlar bu algoritmayı pekiştirmeli öğrenme denilen bu yöntemi kullanıyorlar. Düşünme modelleri dedikleri modellerden önce yapay zekânın gelişimi yavaşlıyor vs. gibi eleştiriler vardı. Çünkü neticede elinizdeki toplam veri sayısıyla sınırlıydı üretim. Veri duvarına çarpacak diyorlardı; Data-Wall dedikleri bir terim. Bütün veriyi kullandıysanız YZ daha ne kadar gelişecekti? Bu yeni algoritmayla düşünme süresini artırmayla çok daha başarılar elde etmeye başladılar. Öngörüme göre bu sebeplerle, knowledge based, bilgiye dayalı tüm işlerinde YZ insandan daha iyi olacak. Şu anda en azından onu görüyorum. Ama fiziksel işlerde robot da olması lazım. Robot bulundurmak hem pahalı hem zor. Şu an yapay zekânın bir duvar ustasının işini elinden alması muhasebeci olmasından daha zor.

Son olarak söylemek istediğiniz, özellikle vurgulamak istediğiniz bir şey var mı?

Her işi yapay zekâ yapacaksa, bu çocuklar niye doktor oluyor? Niye çalışıyorlar ki? Şu an onların endişesi içindeyim. En fazla 5 yıl sonra zihne dayalı, zihne bağlı her alanda YZ insandan daha iyi olacak. O yüzden bir genç tıp okuyacaksa cerrah olmasını tavsiye ederim. İç hastalık uzmanı olmasın çünkü YZ olabilecek gelmiş geçmiş tüm vakaları bir iç hastalık uzmandan daha iyi analiz edebilecek. Dolayısıyla ağırlıklı olarak sadece bilgiye dayalı kısımlarda YZ’nın insanları domine edeceği aşikâr. Ama bir cerrah hem zihniyle hem de eliyle iş yapacak. İnsanların artık bu tür fiziksel işlerde kendilerini geliştirmeleri gerek… Ta ki robotlar da gelene kadar.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım