Tüm isteklerimi gerçekleştirebilirmişim

Arzu Durukan, 2000 yılında İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olur.

Çalışmaya başlar, ama mutlu değildir. Birden işinden ayrılır; ne yöne gideceğini bilmediği bir haleti ruhiye içindedir. Satın aldığı bir meditasyon programıyla başlar kişisel gelişim yolculuğu. Aldığı NLP eğitimleri sonrasında “kendi istediği yaşamı oluşturmaya”, “bir şeyleri değiştirmeye” karar verir. Eğitimleri tamamladığında, “hayallerini gerçekleştirmek isteyen kadınlarla” çalışarak “kariyer” yapan bir yaşam koçu olmuştur.

‘Yaşam Koçluğu’ yeni bir mesleki alan mı, daha doğrusu bir meslek mi?

Yaşam koçluğunun gelişimi 1970’li yıllara dayansa da, farklı bir meslek olarak ortaya çıkması 1990’lı yılların ortalarına denk geliyor. Yani aslında çok yeni bir meslek.

Peki bu mesleğin bir okulu var mı? Nasıl ediniliyor?

Üniversite eğitimini tamamladıktan sonra bir eksiklik ve memnuniyetsizlik duyuyordum. O sırada bir arkadaşım meditasyon seminerlerine davet etti. Ardından on sekiz ay süren NLP temellerine dayalı bir kursa katıldım. Bu eğitimler yaşamımı, yaşama bakış açımı büyük ölçüde değiştirdi.

Bir kursa gittiniz ve hayatınız mı değişti?

Meditasyon programı mutluluk ve iç huzurumu artırdı. Bir buçuk yıllık kurs, yaşama olan bakış açımı kökten değiştirdi. Daha iyi bir yaşama olan arzum çok güçlüydü, o nedenle kararlılıkla bu uzun soluklu eğitimi tamamladım.

Neler öğrendiniz kursta?

Hayattan gerçekten ne istediğimi ortaya çıkaran egzersizler, tüm isteklerimi gerçekleştirebileceğime dair bilgiler ve nasıl yapacağıma dair rehberlik...

Bir kurs, hayattan ne istediğini öğretebilir mi insana?

Yok sadece kurs yeterli değildi. Bir yaşam koçuyla çalışmaya başladım.

Sekiz ay süreli Yaşam Koçluğu ve bir yıl süreli Sağlık Koçluğu eğitimlerini tamamladım. Bu eğitimler yaşamımda benim için asıl önemli olan şeyin ne olduğunu keşfetmemi sağladı.

Çok sayıda seminer, kurs ve programı tamamladıktan sonra öğrendiklerimi başkalarıyla paylaşmanın beni mutlu ve doyumlu yapacağını keşfetmiştim.

Tamamladığınız bu eğitimler sadece kendinizi “mutlu ve doyumlu” hissetmenizi sağlamakla kalmadı anladığım kadarıyla...

Tabii ki hayır. Başlangıçta kendi yaşamımdan hoşnut değildim, değiştirme arzusu duyuyordum. Kişisel gelişim serüvenim böyle başladı. Daha sonra öğrendiklerimi ve deneyimlerimi paylaşma isteği oldu. En sonunda bunu bir mesleğe dönüştürmeye karar verdim.

Başkalarına yardım etmeye başladığınıza göre, koçluk eğitiminde başka şeyler de öğrenmiş olmalısınız...

Kendi yolculuğumda çok sayıda eğitime katıldım. Bir buçuk yıl süren Yaşam İlkeleri Entegrasyon Süreci adlı kurs, ilk büyük değişiklikleri yaşadığım kurs oldu.

Mesela?

Kursun öğretmeni, The Secret filminde de yer alan Bill Harris, kursun sonlarına doğru bana bir vizyon verdi: “Yaşamın her alanında çiçek açmak.”

Merak ediyorum, nasıl bir ‘kişisel gelişim’ süreci yaşanıyor bu eğitimlerde?

Hem yaşama hem insana bakış açısında çok köklü bir değişim gerçekleşiyor.

Bir mesleğin becerilerini edinmenin ötesinde, kendi içinizdeki potansiyelle birlikte aşmanız gereken duvarlarla karşılaşıyorsunuz. Bir daha yaşama eskisi gibi bakmak pek mümkün olmuyor. Ve bunu da başkalarıyla paylaşmak istiyorsunuz.

Aldığınız sertifika eğitimleri sonrasında siz de yeni bir meslek sahibi oldunuz. Peki ‘Yaşam Koçu’ tam olarak nedir, ne yapar?

Çok yeni bir meslek olduğu için, hem çok net anlaşılmayan, hem de oldukça istismar edilen bir kavram. ‘Koç’ kelimesi spor koçlarını anımsattığından, insanlar yaşam koçlarını da kendilerini motive eden veya ‘nasıl iyi yaşanır’ı öğreten kişiler olarak düşünebiliyor. “Psikolog gibi mi?” diye soranlar oluyor. Kişisel gelişim alanında çalışan ancak koçluk eğitimi almamış ve koçluğun ne olduğundan da habersiz pek çok kişi de kendisini Yaşam Koçu olarak adlandırabiliyor.

O zaman insanlara rehberlik etme iddiasındaki yaşam koçluğu, sadece bir sertifika programına ve de mutlaka o adla ilan edilen sertifika programına katılmakla edinilebilen bir meslek...

Her insanın yaşamında hedefleri, istekleri, hayalleri ve düzeltmek, geliştirmek istediği alanlar vardır.

Yaşam koçu kişilerin bu hedeflerini, hayallerini gerçekleştirmelerinde ve yaşamlarında arzuladıkları mutluluk, doyum, huzur seviyesine ulaşmalarında onlara rehberlik eder. Daha doğrusu kendi içlerindeki rehbere ulaşmalarına rehberlik eder, diyebiliriz.

Bu ne demek diye sorabilirsiniz. Bu, yaşam koçunun size nasıl yaşamanız gerektiğini söylemek gibi bir rolü olmaması anlamına gelir.

Kısacası yaşam koçunuzla çalışırken, hedeflerinizi belirler, engelleri ortadan kaldırır ve hedeflerinize ulaşarak arzu ettiğiniz yaşamı yaratırsınız.

Çok büyük vaatler değil mi bunlar? Danışanlarınızın “arzu ettiği yaşamı yaratma”sını sağladığınızı söylüyorsunuz...

Sanıldığının aksine yaşam koçluğu dert dinlemek veya yol göstermek değil. Dert de dinliyoruz elbette, ancak bunu çözüme odaklı olarak yapıyoruz. Bu dinlemelerden “Asıl istediğiniz nedir?” sorusunun yanıtını bulup buna yönelik hedefler koyarak çalışıyoruz.

Kişinin “Asıl istediğim nedir?” sorusunun cevabını buluyorsunuz yani?

Koçlukta bir terim vardır, koçluğu ‘tavsiyesiz bölge’ olarak tanımlarız. Yani yol göstermekten çok kişinin kendi yolunu bulmasına destek olmak anlamında. Çünkü herkesi kendi yaşamının ‘uzmanı’ olarak görürüz. Bir de tabii ki kullanılan koçluk becerileri ve teknikleri var, bunlar çözüm odaklı kullanılıyor.

• Ancak çözümü kişinin kendisinin bulması için. Her insanı bulunduğu noktada kendisinin en iyi versiyonu olarak kabul ediyor ve kendi cevaplarını kendisinin bulmasına odaklanıyoruz.

Psikolojik sorunları olan insanlar mı geliyor size?

Hayır, tıbbi desteğe ihtiyacı olanlar psikiyatra gider. Yaşam koçluğu psikiyatri gibi tıbbi bir dal değil. Biz sağlıklı insanlarla yaşamdan ne istediklerini netleştirip bunları gerçekleştirmeye yönelik çalışıyoruz.

Peki insanlar neden size geliyor?

İnsanların bilinci ve farkındalığı arttı. Önceleri herkes öyle yapıyor, diye sorgulanmadan yaşanıyordu hayatlar. Artık daha fazla özgürler; sorgulamaya, daha iyisini istemeye ve yaşamdan daha fazla şey beklemeye başladılar. Medya ve internet kanalıyla bilinç yükselmesi oluyor. Buna bir de ekonomik gelişmeyi ekleyin... Daha kaliteli bir yaşam, daha fazla mutluluk ve doyum isteği, insanları yaşam koçuyla çalışmaya yönlendiriyor.