Geleneksel medyanın sınırları dijitalleşmeyle hızla değişiyor. Basılı gazetelerin etkisini yitirdiği, haber tüketiminin saniyelere indiği bu çağda GZT, genç kitleyi yakalayan bir marka olarak öne çıkıyor. Şimdiyse televizyonu dijitalleştirme hedefiyle GZT TV’yi hayata geçirerek medya anlayışını yeniden şekillendiriyor. Peki, dijital medyada büyümeyi nasıl “hacklediler”? GZT TV ile nasıl bir yayın anlayışı benimsiyorlar? Hız, veri ve içerik üretimi nasıl şekilleniyor? GZT’nin doğuşunu, büyüme stratejilerini ve medya sektörünün geleceğini Albayrak Medya Dijital Yayınlar Genel Müdürü Ömer Karaca ile konuştuk.
GZT 2016’dan bu yana aktif dijital içerik üreticiliğine devam ediyor. İlk zamanlara dönecek olursak gazete varken GZT neye karşılık geliyordu?
Yeni bir medya markası olarak kabul görmek ve kendine yer edinmek zorlu bir süreçti. Deneme-yanılma metodunu cesurca uyguladık ve her başarısızlığı bir öğrenme fırsatına çevirdik.
GZT geleneksel gazeteciliğin bir alternatifi olarak değil, dijitalleşen medya dünyasında yeni bir anlayışın temsilcisi olarak doğdu. Aslında bu hikâyenin kökeni, Yeni Şafak’ın internet biriminin kuruluşuna kadar uzanıyor. 2000’li yıllarla birlikte dijitalleşme hız kazandı, iletişim ve haberleşme teknolojileri değişti, okuyucu alışkanlıklarıysa radikal bir dönüşüm geçirdi. Biz de bu değişimi erken fark ederek 2012 yılında Albayrak Medya bünyesinde Piri Medya adlı bir teknoloji firması kurduk.
Geleneksel gazeteciliğin ve televizyonun gelecekte aynı etkiyi sürdüremeyeceğini öngörerek yeni bir mecra yaratmak gerektiğine inandık. “Gazeteciliği dijitale nasıl adapte edebiliriz?” sorusuyla yola çıktık. Bunun için dijitalde içerik üretecek ekibi konvansiyonel haber merkezinden tamamen ayırdık. Hiyerarşisi, çalışma düzeni ve yaklaşımı klasik haber merkezlerinden farklı bir ekip oluşturduk. 4-5 yıl içerisinde çok önemli ve etkili bir dönüşüme imza attık. Okuyucumuz neredeyse biz oradaydık. Her ne kadar bugün etkinliğini yitirse de o yıllarda Facebook en aktif platformdu. Facebook’a özel içerikler üretmeye başladık. Bu süreçte edindiğimiz bilgi ve birikim GZT’nin yapı taşlarını oluşturdu.
GZT’nin dijitalde hızla büyümesini sağlayan temel stratejiler nelerdi?
GZT’nin dijitalde hızla büyümesini sağlayan en önemli faktörlerden biri, genç ve teknolojiye adapte olabilen bir ekiple çalışmamızdı. Geleneksel medya anlayışını değiştirmek yerine, dijital dünyada doğmuş ve bu dinamikleri içselleştirmiş arkadaşlarımızı gazeteci yapmaya odaklandık. Bu sayede, platformların işleyişini hızlıca kavrayan, hangi tür içeriklerin öne çıkacağını bilen bir ekip oluşturduk.
İkinci önemli stratejimiz, video odaklı içerik üretimi oldu. 2010’lu yıllarda video içerikler hızla yükselişe geçti ve yazılı içeriğe kıyasla çok daha fazla tüketilen bir format hâline geldi. Biz de bu değişimi erken fark ederek videoya ağırlık verdik ve özellikle Facebook gibi o dönemin en güçlü platformlarında büyük bir kitleye ulaştık.
Ayrıca, platform algoritmalarını detaylı analiz ederek içeriklerimizi optimize ettik. Dijital dünyada başarılı olmanın yolu, içerikleri sadece üretmek değil, onları doğru şekilde sunmaktan geçiyor. Algoritmaların nasıl çalıştığını anlamak ve buna göre stratejiler geliştirmek, GZT’nin hızlı büyümesini sağlayan kritik faktörlerden biri oldu.
Yeni bir medya markası olarak kabul görmek ve kendine yer edinmek zorlu bir süreçti. Dijitalde birçok format denedik; bazıları başarılı oldu, bazıları beklediğimiz performansı göstermedi. Ancak bu süreçte deneme-yanılma metodunu cesurca uyguladık ve her başarısızlığı bir öğrenme fırsatına çevirdik. Bu adaptasyon kabiliyeti, GZT’yi geleneksel medya markalarından ayıran en büyük fark oldu.
GZT’nin doğuşu nasıl oldu?
Dijital dünyada ayakta kalmanın temel şartı, değişime hızlı adapte olabilmek. 2017-2018 yıllarında dijital medyada büyük bir dönüşüm yaşandı ve biz de bu değişimi öngörerek kendimizi yeniden şekillendirdik. GZT’nin doğuşu, geleneksel gazeteciliğin sınırlarını aşarak genç kitlelere hitap eden yeni bir medya anlayışı oluşturma ihtiyacından doğdu.
O dönem, mevcut gazeteler belirli bir yaş aralığına hitap ediyordu ve gençlere yönelik dijital bir medya markası eksikliği vardı. 2016 yılında bu boşluğu doldurmak için harekete geçtik. GZT’nin çıkış noktası, 16-25 yaş arasındaki kitleye ulaşmak ve onların ilgisini çekecek, dijital dinamiklere uygun içerikler üretmekti. Bugün GZT’nin 35-40 yaş aralığında da önemli bir okur kitlesi oluşmuş durumda, ancak ilk hedefimiz hep gençler oldu.
GZT 2016’da kuruldu ve başlangıç süreci oldukça zorluydu. Gerçek anlamda bir ivme kazanmamız 2020’ye kadar sürdü. Bu süreçte pek çok format denedik, bazılarında başarısız olduk, ekiplerimizi birkaç kez yeniledik ve sürekli yeni yaklaşımlar geliştirdik. Yeni bir medya markası olarak kabul görmek ve kendine yer edinmek, özellikle dijitalde zor bir süreç.
Geleneksel medyada televizyon için reyting, gazete için tiraj gibi ölçüm sistemleri varken, dijitalde etkileşim, izlenme süresi ve paylaşım oranları gibi daha derinlemesine veriler kullanılıyor. Bu nedenle ölçemediğiniz şeyi yönetemezsiniz anlayışıyla hareket ettik ve içeriklerimizi tamamen veriye dayalı bir yaklaşımla şekillendirdik. Her içeriğin performansını titizlikle analiz ettik ve GZT’nin dijitalde hızla büyümesini sağlayan en önemli faktörlerden biri de bu veri odaklı stratejimiz oldu.
Dijital platformlarda farklı formatları denerken izlediğiniz metodoloji ve performans kriterleriniz nelerdir?
Dijitalde en büyük avantajımız esneklik ve hızlı deneyimleme oldu. Konvansiyonel medyada bir fikri hayata geçirmek uzun süreçler gerektirirken, biz GZT’de “Hemen dene, görelim” yaklaşımıyla hareket ettik. Editörler ve prodüktörler fikirlerini test edebilecekleri özgür bir alan buldu.
Başarı kriterlerimizi de dijitalin dinamiklerine göre belirledik. İlk yıllarda bir içeriğin 30.000 izlenmeye ulaşması onun başarılı kabul edilmesi için yeterliydi. Bugün bu eşik 250-300 bin izlenme civarında. Eğer bir içerik hedefi yakalamazsa revize edilerek bir kez daha deneniyor, yine başarısız olursa farklı bir konsept üretiliyor.
Ayrıca GZT sadece bir medya kuruluşu değil, bir yazılım firması. Piri Medya olarak kendi içerik yönetim sistemimizi (CMS) geliştiriyoruz. Yazılımcılardaki “full stack developer” kavramını medya dünyasına uyarlayarak “full stack editor” anlayışını benimsedik. Editörlerimiz, içeriğin her aşamasına hâkim olacak şekilde eğitildi: video çekme, ses kaydı alma, kurgu yapma ve anlık haber üretebilme becerileri kazandırıldı. Geleneksel medyada her iş farklı birime dağıtılırken bizde hız ve çok yönlülük esastır.
Özellikle kriz anlarında hızlı reaksiyon göstermek GZT’nin büyümesinde önemli bir faktör oldu. Örneğin, bir deprem olduğunda hemen bir kriz masası kuruyoruz. Ajanslar, sosyal medya ve sahadan gelen veriler anlık olarak takip ediliyor. Habercilerimiz ya sahaya giderek ya da uzaktan koordine olarak gelişmeleri aktarıyor. Hızlı ve güvenilir bilgi akışı, izleyicinin bize olan güvenini pekiştirdi.
Yeni Şafak İnternet ve GZT’den sonra dergileri de dijitalleştirdiniz.
Yazılımcılardaki “full stack developer” kavramını medya dünyasına uyarlayarak “full stack editor” anlayışını benimsedik. Editörlerimiz, içeriğin her aşamasına hâkim olacak şekilde eğitildi.
Albayrak Medya Grubu olarak medya ekosisteminin her alanında varız: radyo, televizyon, gazete ve dergiler. Ancak, değişen tüketim alışkanlıklarıyla birlikte basılı yayınların etkisi azaldı. Bu dönüşümü öngörerek GZT’yi kurduktan sonra, dergileri de dijitalleştirme kararı aldık.
Ancak burada önemli bir strateji izledik: Geleneksel haber merkezlerini dijitale zorlamak yerine, dijitali sıfırdan kurguladık. Dergilerin dijital ekiplerini bağımsız birer yapı olarak konumlandırdık ve hepsini GZT’nin altında birer alt marka hâline getirdik. Böylece her birinin kendi kitlesine özel, dijitale uygun içerikler üretmesini sağladık.
GZT’yi ilk kurduğumuzda 50 bin takipçi büyük bir rakam sayılıyordu. Bugün tüm alt markalarımızın sosyal medya platformlarındaki takipçilerini topladığımızda 19.5 milyonluk bir takipçi sayısına ulaşıyoruz. Bu da gösteriyor ki doğru stratejiyle gelenekselden dijitale geçiş mümkün ve sürdürülebilir.
GZT’de yalnızca videolar değil, yazılar da yayınlanıyor. Peki, bu yazılar yeterince ilgi görüyor mu, yoksa videoların yanında tamamlayıcı bir rol mü üstleniyor?
Bu soruya “yazılar artık okunmuyor, video her şeyi domine etti” gibi bir bakış açısıyla yaklaşmak doğru olmaz. Basılı gazetelerin etkisi azaldı, ancak yazılı içerik tamamen kaybolmadı. Aslında geçmişte de insanlar gazeteyi baştan sona okumazdı; genellikle manşetlere ve ilgilerini çeken bölümlere göz atarlardı. Bugün de haberin mecrası değişti ama hikâye anlatıcılığı devam ediyor.
Dijitalde yazılı içerik, videodan farklı bir işleve sahip. Video daha hızlı tüketilen bir format olabilir, ancak derinlemesine analizler, haberin detayları ve yorumlar hâlâ yazılı içerik üzerinden sunuluyor. GZT’de de yazı ve video birbirini tamamlayan unsurlar olarak konumlanıyor.
Ayrıca, video üretimi sanıldığı kadar kolay değil. Senaryo yazımı, uygun görsellerin seçimi, ses ve görüntü kalitesi gibi pek çok detay gerektiriyor. Yazılı içerik ise daha yalın bir prodüksiyon sürecine sahip olsa da bilgiyi derinlemesine aktarma konusunda hâlâ güçlü bir araç.
Sonuç olarak, yazılı içerik ve video birbirinin alternatifi değil, farklı tüketici alışkanlıklarına hitap eden iki farklı format. Dijital dünyada her ikisinin de güçlü ve vazgeçilmez bir rolü var.
Geleneksel haber merkezlerini dijitale zorlamak yerine, dijitali sıfırdan kurguladık. Dergilerin dijital ekiplerini bağımsız birer yapı olarak konumlandırdık ve hepsini GZT’nin altında birer alt marka hâline getirdik.
Eskiden insanlar kendilerini ifade etmek için yazıyorlardı, günümüzde video çekiyorlar. Sizce artık video çekerek mi yazıyoruz?
Hayır, video ve yazı birbirinin yerine geçen değil birbirini tamamlayan iki farklı format. Günümüzde içerik tüketimi hızla değişti ve video, özellikle kısa formatlarla (reels, shorts vb.) öne çıkıyor. Ancak bu, yazının yerini aldığı anlamına gelmiyor.
Dijital içerik tüketicisinin hızlı bilgiye erişme isteği arttı. Bir deprem haberi olduğunda, insanlar birkaç saniye içinde temel bilgiyi alabiliyor. Ancak konunun derinine inmek, uzman görüşlerini okumak ya da analizleri takip etmek hâlâ yazılı içeriklerle mümkün. Daha önce söylediğim gibi eskiden de insanlar gazeteleri baştan sona okumaz, manşetlere ve kısa spotlara göz atardı. Bugün bu alışkanlık, sosyal medyada scroll ederek devam ediyor.
GZT’de bir yazıyı okuyan kişi sayısı, bir videoyu izleyen kişi sayısından daha az olabilir. Ancak bu, yazının önemini kaybettiğini göstermez. Yazı, derinlemesine bilgi arayanlar için hâlâ en önemli kaynaklardan biri. Aynı şekilde, tarih ya da akademik konular gibi spesifik alanlara ilgi duyan kitleler her zaman olacaktır. Gazeteler geniş kitlelere hitap ederken, dergiler daha niş bir okur kitlesine sahiptir.
Video içerik tüketimi hızla artarken yazılı içerikler hâlâ güçlü ve belirleyici. Önemli olan, hangi formatın hangi ihtiyaca hizmet ettiğini doğru anlamak ve her mecrayı kendi dinamikleri içinde değerlendirmektir.
Geçtiğimiz aylarda GZT TV yayın hayatına başladı. Konvansiyonel medya bir nevi “terk edilirken” neden TV kanalı?
Bizim amacımız geleneksel televizyon yayıncılığı yapmak değil tam tersine televizyonu dijitalleştirmek. GZT olarak dijital dünyada doğduk ve GZT TV’yi de bu anlayışla kurguluyoruz. Televizyon ekranını, veriye dayalı ölçüm teknikleriyle daha dinamik bir mecra hâline getirmeyi hedefliyoruz.
Şu anda GZT TV v.1 sürümüyle yayında ve dijitalde ürettiğimiz içerikler ekrana taşınıyor. Ancak asıl hedefimiz, Mayıs ayında devreye girecek v.2 sürümüyle daha yenilikçi bir format sunmak. Biz bir haber kanalı değiliz; infotainment odaklı, bilgi ve eğlenceyi harmanlayan içerikler üretmeyi planlıyoruz. 16-35 yaş aralığını hedefleyen bir yayın anlayışımız var.
Geleneksel televizyon izlenmeleri dünya genelinde düşse de televizyon satışları hâlâ yüksek ve en önemlisi, artık çoğu televizyon akıllı ve internete bağlı. Bu da televizyonun bir ekran olarak varlığını sürdüreceğini gösteriyor. Ancak free-to-air (ücretsiz, reklam destekli) televizyon kanalları eskisi kadar ilgi görmüyor. Türkiye’deki televizyonculuk, Avrupa ve Amerika’daki yayın anlayışıyla büyük ölçüde paralel ilerliyor ve birbirine benzeyen programlar üretiliyor.
Biz ise televizyon kanalı mantığıyla değil YouTube gibi çalışan bir içerik üretim süreciyle televizyon için içerik üreteceğiz. Geleneksel televizyon programlarının YouTube’da karşılık bulmadığını görüyoruz. Ancak YouTube’da başarılı olmuş formatların televizyon ekranında güçlü bir etkileşim yaratabileceğine inanıyoruz.
Geleneksel medya devleri, dijitalleşme sürecine ayak uyduramadığı için etkisini yitirirken, biz en başından beri değişimin içinde doğduk ve onunla büyüdük.
Reyting sistemleri günümüzün detaylı dijital medya verileriyle kıyaslandığında yetersiz kalıyor. Örneklem sayıları düşük, manipülasyona açık ve segmentasyon yapmak zor. Bizim hedefimiz, televizyonu dijitalin sunduğu olanaklarla yeniden şekillendirmek.
GZT TV’yi klasik bir kanal olarak görmek yerine alışılmış kalıpların dışına çıkan, özgün bir medya deneyimi sunan bir platform olarak konumlandırıyoruz. Geleneksel televizyon mantığında programlar belirli süre bloklarında yayınlanır, ancak bizde içerikler 10 dakika da olabilir, 20 dakika da, 1 saat de. Standartlara bağlı kalmadan, izleyicinin ilgisini en iyi şekilde yakalayacak dinamik formatlar oluşturuyoruz.
GZT TV’yi izleyen geleneksel bir televizyoncu “Bu nasıl kanal?” diye şaşıracaksa doğru yolda olduğumuzu biliyoruz. Çünkü biz televizyonu, eski kurallarla değil, dijitalin hızına ve esnekliğine uygun şekilde yeniden tanımlamak istiyoruz.
Televizyon ve gazetenin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Gazetecilik bitmiyor, sadece haberin sunulduğu mecralar değişiyor. Basılı gazeteler yüksek maliyetler ve değişen okuyucu alışkanlıkları nedeniyle etkisini yitirirken haber ve derinlemesine analizlere olan ilgi devam ediyor. İnsanlar artık haberleri fiziksel bir gazete yerine dijital platformlardan tüketiyor.
Televizyon da benzer bir dönüşüm içinde. Geleneksel TV yayınları hâlâ geniş kitlelere ulaşıyor ancak izleyici alışkanlıkları hızla değişiyor. Özellikle VOD (Netflix, Prime Video gibi talebe dayalı platformlar) izleyicilere içerik tüketiminde tam kontrol sağladığı için klasik TV formatlarını zorlamaya başladı.
Gelecekte mesele “televizyonun var olup olmayacağı” değil, televizyon içeriklerinin nasıl evrileceğidir. İnsanlar artık istedikleri içeriği, istedikleri zamanda ve istedikleri platformda izlemek istiyor. Dolayısıyla televizyonun değil televizyon anlayışının değişmek zorunda olduğunu düşünüyorum.
Kendini yenilemeyenin yok olacağını söyleyebilir miyiz?
Kesinlikle. Medyada ya da diğer tüm endüstrilerde kalıcı olmanın tek yolu, değişimi öngörmek ve ona uyum sağlamaktır. Bugün televizyon hâlâ yüksek bir penetrasyona sahip ve geniş kitlelere ulaşma gücünü koruyor. Ancak internetin yaygınlaşmasıyla birlikte izleyici alışkanlıkları hızla dönüşüyor.
Geleneksel medya figürleri yıllarca vazgeçilmez görünüyordu ama bugün YouTube ve sosyal medya, yeni nesil yıldızlar yarattı. 5-10 yıl içinde, bu dinamik daha da değişecek. Önemli olan, hangi platformda olursa olsun izleyicinin nerede olduğunu anlamak ve içeriği ona göre şekillendirebilmektir. Bunu yapamayanlar, kaçınılmaz olarak sahneden çekilecek.
Sizce bir gün GZT de ortadan kalkacak mı?
Medyada kalıcılığı belirleyen en önemli unsur, değişime ne kadar hızlı adapte olabildiğinizdir. GZT’nin en büyük avantajı, doğası gereği dönüşümü merkezine koymuş olması. Geleneksel medya devleri, dijitalleşme sürecine ayak uyduramadığı için etkisini yitirirken, biz en başından beri değişimin içinde doğduk ve onunla büyüdük.
Bugün medya dünyası sadece gazetecilikten ibaret değil; teknoloji, veri analitiği ve yapay zekâ gibi unsurlar artık oyunun kurallarını belirliyor. Biz de bunu bir tehdit olarak değil büyük bir fırsat olarak görüyoruz. Yapay zekâ içerik üretiminden dil çevirilerine, izleyici analizlerinden haber takibine kadar pek çok alanda bize yeni kapılar açıyor. GZT olarak biz, bu teknolojileri en etkin şekilde kullanarak sadece Türkiye’de değil, küresel ölçekte bir medya markası olma yolunda ilerliyoruz.
Elbette her şey gibi medya ekosistemi de değişecek. Belki 10 yıl sonra bugünkü dijital medya formatları da eskimiş olacak. Ancak GZT, bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de bu değişimi öngören, ona yön veren ve adapte olan bir yapı içinde varlığını sürdürecek. Çünkü mesele bir markanın ömrü değil, onun değişime nasıl yanıt verdiğidir.
GZT’nin bir gün ortadan kalkıp kalkmayacağını belirleyecek olan bizim değişime ne kadar hızlı yanıt verebildiğimizdir. Bugüne kadar bunu başardık ve gelecekte de başarmaya devam edeğimizi umuyorum.
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım
ÇEREZ POLİTİKASI
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunundaki amaçlar ile sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerezler kullanılmaktadır.
Gizliliğe Genel Bakış
Bu web sitesi, sitede gezinirken deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanır. Bu çerezler, web sitesinin temel işlevleri için gerekli olduklarından tarayıcınızda depolanan gerekli olanları içerir. Analiz etmemize yardımcı olması için üçüncü taraf çerezleri de kullanırız. ve bu web sitesini nasıl kullandığınızı anlayın. Bu çerezler tarayıcınızda yalnızca sizin izninizle saklanacaktır. Ayrıca bu çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz de vardır. Ancak, bu çerezlerden bazılarını devre dışı bırakmak tarama deneyiminizi olumsuz etkileyebilir.
Gerekli (Her Zaman Etkin)
Çerezin Adı
Çerez Türü
Çerez Saklama Süresi
ARRAffinity
(gzt.com)
Oturum (Session) Çerezi
Azure tarafından kullanıcı isteklerinin aynı instance a erişebilmesi için tuttuğu çerezdir
Oturum boyunca
_gat_UA-3434195-44
(gzt.com)
İşlevsel ve Analitik Çerez
Google Analytics'in analitik veriler tuttuğu çerezdir.
Oturum boyunca
_gid
(gzt.com)
İşlevsel ve Analitik Çerez
Google Analytics'in performans ölçümlerini yapmak için veri tuttuğu çerezdir
1 Gün
_ga
(gzt.com)
Zorunlu Çerez
Google Analytics'in performans ölçümlerini yapmak için veri tuttuğu çerezdir
730 Gün
__gads
Takip Çerezi
Google DoubleClick (DFP)'nin kullanıcıları takip etmek ve yeniden pazarlama yapmak gibi çalışmaları için kullanılan çerezdir
730 Gün
IDE (.doubleclick.net)
Takip Çerezi
Reklam amaçlı kullanıcı davranışlarını takip etmek için kullanılan 3. parti uygulama çerezidir.
390 Gün
_ym_visorc_44958496 (.gzt.com)
İşlevsel ve Analitik Çerez
Yandex Metrica'nın kullanıcı oturumu ile ilgili tuttuğu çerez
Oturum boyunca
sync_cookie_csrf (mc.yandex.ru)
Takip Çerezi
Kullanıcı davranışlarını ölçmek ve takip etmek için kullanılan Yandex Metrica çerezidir.
Oturum boyunca
sync_cookie_csrf (mc.webvisor.org)
Takip Çerezi
Kullanıcı davranışlarını ölçmek ve takip etmek için kullanılan Yandex Metrica çerezidir.
Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım